beşiktaşılıktan vazgeçmek gibi bir ütopik komik bir şeye bile konu olamayacak kadar ufak bir pürüz.
anadolu takımlarının başındayken, beşiktaş maçlarına dişleri bilenmiş çıkıp aynı hırsı diğer 32 maçta sergileyemeyen enteresan isim. tabii bunlar göz ardı edilmelidir. sebep de gözünü samet'le kapamış yerden bitmelerdir.
teknik direktör denen kişi, maç ya da toplantı sonrası demeç vermek için orda bulunmamalı. sahadaki etkisi hissedilmelidir. ama biz dün, ne bir hücum organizasyonu, ne bir pres, ne bir taktik, ne de bir ruh gördük. ona göre suçlu futbolcular, bana göre kendisi.
renklilerden farkımıza gelince, biz taraftarız, seyirci değil. kupamız var, stadımız var diye gerinmeyiz. mücadele bekleriz. başarı zaten gelir. sahada emziği düşmüş gibi avel avel gezinen futbolcular istemeyiz. görürsek hesabını sorarız.
bahsedilen kan emiciler gözünü gordon milne ile açmıştır. okudukları marşlar, seba dönemine denk gelir. quaresma namına girilen entry'leri bulunup hemen gözlerine sokulmalıdır. lakin yoktur. quaresma umurlarında değildir. ayrıca samet'ten de onun sevicilerinden de baymıştır. yeter la.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?