Galatasaray'daki Beşiktaşlı
Bir uğultu yükseldi dükkandan
Sis halini alan sigara dumanı tabakasının örttüğü bir boşluktan, birer, ikişer insanlar üzerime doğru geliyor ve kimi elimi sıkıyor, hoş geldin diyor, kimi boynuma sarılıyordu.
Yanaklarımın ıslandığını hissediyordum. Sonra da ben koy verdim kendimi ve kaç dakikadır hapsettiğim gözyaşlarımı bırakıverdim. Bu benim, unutulduğumu sandığım çevreye bir veda işaretiyle geride bıraktığım dost insanlara dönüşümdü.
Sonra her şey bir çorap söküğü gibi gitti. önüme kim çıksa, Beşiktaşlı şükrü diye boynuma sarılıyor, tanıyanlar, tanımayanlara Bak, Beşiktaşlı şükrü Gülesin diye beni gösteriyorlardı. Hoş bu kimlik italyada oynadığım 4 yıl boyunca da hatırlanmıştı. Laziodaki, Palermodaki takım arkadaşlarım da beni öyle çağırırlardı: Beşiktaşlı şükrü Gülesin. .. Sadece kendimi değil, Beşiktaşı da götürmüştüm italyaya. Bu, artık benim için nüfus kağıdı gibi, lisans gibi geçerli bir şey olmuştu. Hatırlayacaksınız, bir aralık Türkiyeye dönmüştüm. Beşiktaşta oynamak istedim, talihsizlik oldu, Galatasaraya gittim. Bir maça çıktım. Sarı-kırmızılı forma, kimse alınmasın, kimse gücenmesin- omuzlarıma, sırtıma batıyordu sanki.
Bir gün Hasnun Galip Sokağındaki Galatasaray lokalinde oturuyordum. Telefon çaldı, benden başka kimse yoktu. Açtım. Bir erkek sesi: Beşiktaşlı şükrü Gülesini istiyorum. diyordu. Kimdi, ne istiyordu, bilmiyordum. Ama adama: Beşiktaşlı şükrü Gülesin burada yok dediğimi hatırlıyorum. Onun aradığı şükrü, çırağan Sarayının ahşap tribünlerinde kalmıştı. Daha fazla dayanamadım ve italyaya döndüm. Bu defa italyaya iş yapmak, ticaret yapmak için gidiyordum." (25/10/1965)
http://sairlerparki.blogspot.com/2012/07/ruhun-sad-olsun-efsane-sukru-gulesin.html
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?