kendinden birşeyler bulabilen bünyeyi alt üst eden, 2000 li senelerde kaan caydamli ve mete avunduk'un sunduğu radyo programının beyaz perdeye uyarlanmış hali film olmuş.
genel tema, içerik, replikler, görsel kalite ve günümüze uyarlanışı gayet başarılı olmuş. çok küçük yaşlarda radyo programı halini zevkle dinlediğim zamanlar aklıma geldi. belkide bu programlarla büyüdüğümüz için mutlu olmayı bir türlü öğrenemedik. çocukluğuma inseler bulabilecekleri bir yapıt olduğu aşikar.
kendi özellikleriyle, vurdum duymazlığı ve gamsızlığıyla yaşayan iki gencin hayatına giren onlarca kadın olmasına rağmen aralarından bir tanesi tek bir kadına aşık olabileceğine inanıyor, yaşayabileceği her zevki bir kenara bırakıp olduğu gibi kalmanın dışında bir çok alışkanlığından asılna bakarsanız vazgeçiyor, kahve içmek için, rakısından bir yudum almak için ve hatta çok sıkıldığında kafasını dağıtabilmek için bir insana ihtiyaç duymaya başlıyor, sonu ne ? neden böylesin sen? sen beni bu özelliklerimle sevdin ama diyor, hayır diyor kadın çık o kalıptan böyle istemiyorum artık seni.. enteresan kesitler var hayatıma uyarlanışında, yer altı edebiyatını sevdiğimden midir? 6.milyar insandan nefret ettiğimden mi bilinmez, zira daha yalın daha kirli ve daha fazla mutluluk maskesiyle yaşamaya çalışan belirli bir güruhun eminim bir çoğunuz farkındasınız ve bu insanlarla bir gün karşılaştığınızda onları sevmeyin, sadece alışın ve yanlarında öleceğiniz günü bekleyin, çünkü onlar hep yarın değil az sonra ölebileceklerini düşünerek yaşıyorlar, bırakın ölecekleri günü iç sıkıntılarını dışa vurmadan beklesinler, bırakın hiç gülmeden ölsünler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?