sıkıcı memuriyet yaşamının verdiği monotonluğu ofis içinde gerek bulmaca çözerek gerekse arkadaşlarının ördüğü kazaklar için yünlere kollarını açarak gidermeye çalışsa da bunalımını teskin edemeyince hayatını extreme yaşamaya karar vermiş bir abi. bilhassa genç yaşta memur olduğu için sürekli, (i: "benim ne işim var ulan silivri'de yazlık almak için bankadan kredi çeken bu moruklarla") diye serzenişte bulunsa da mesai arkadaşları onu çok efendi bir çocuk olarak görürlermiş. her kamu çalışanı gibi devlete sövdükçe sövmüş, saydırdıkça saydırmış. sabah 9 akşam 4.30 mesaisi sayesinde çok vakti kaldığı için devlet aleyhinde çeşitli atraksiyonlara katılmış; sonunda da idam edilmiş. kadastrodan arkadaşları ise françois'nın bu dik başlılığını öğrendiklerinde çok şaşırmış, röportaja gelen televizyon kanallarına "(i: valla çok sakin sessiz, mülayim bir çocuktu. her gün geldiğinde selam verir, işlerini aksatmazdı. hiç tahmin etmezdik oğlum biz de böyle bir şey yapsın") demişler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?