dennis bergkamp

kerami pestenkerani
bergkamp benim en beğendiğim futbolcudur. bu sporda bana yaşattırdığı hazlar için onu sözlüğe hak ettiği gibi yazmayı ya da en azından şahsi olarak içime sinen bir entiri girmeyi cüzî bir vefa olarak görüyorum.
etraflıca konuştuğum ve gözlemlediğim her spor izleyicisinde şöyle bir algı fark ettim. müsabaka esnasında sahada diğerlerinden ayırdıkları, avantürün baş gösterdiği mıntıkanın çok uzağında dahi olsalar kafasında hale, adımlarının terkisinde yıldızlı simler sürüklenen odaklandıkları, diğer gruptan ayırdıkları baskın bir sporcu bulunuyordu. bunun nedenlerinin bazıları; sporcuya duyulan hususi ilgi, sporcunun imajı, fiziği, estetiği ama en çok da onun oyununun üstünlüğüydü. dennis bergkamp da futboldaki üstünlüğü ve estetiği ile direkt göze çarpardı. neredeyse gerilmeden baysal bir minvalde kör noktalara sürekli sert plaseler atardı. dribling halinden daha çok genellikle gelen pası durdurmasının ardından topu muhafaza ederek inanılmaz estetik bir şekilde farklı dereceli burgularla çevresine üşüşen hasımlarını muvazaa halindeymişlercesine sakil bir şekilde ekarte eder, akabinde ani bir hamleyle sahanın hangi coğrafyasında olduğu ya da zorluk derecesi mühim olmadan optimum takım arkadaşına topu gönderirdi.
bergkamp'ın naif şandelleri, o sarsıntısız kadife gibi paslarının yanında bu pasları atarkenki taktik becerisi de satranç grandmasterları ihtişamındadır. bu becerisini şöyle bir nat geo örneğiyle açıklayayim. bir adamın elinde havalı korna olduğunu, az ilerisinde de yirmi iki tane güvercinin tünediğini tahayyül edin. tam kornaya basılıp güvercinlerin ürkerek kaçışmaya başladığı anda görüntü durduruluyor. bu esnada dennis bergkamp'tan görüntüye bir saniye boyunca bakması ve grup içerisinden rastgele seçilen bir güvercinin üç saniye sonra hangi yöne uçtuğunu ve o anki konumunda kanatlarının hangi açıda olduğunu söylemesi isteniyor. işte bergkamp'ın beyni bu soruya doğru yanıtı verebilecek şekilde evrilmiştir. nasıl xavi geniş perspektifte kesin paslar ile adamı kaçırıyorsa, bergkamp da saha içerisini aynı perspektifte görmesinin yanında oyuncuların reaksiyonlarına göre üç saniye sonra sahada nasıl konuşlanılacağını bilerek pasları zorlanmadan münasip bölgeye gönderirdi. yukarıda belirttiğim muvazaa halinin de altından bu öngörüsü yatar. babamdan istediğim ilk forma hollanda formasıdır. isim yazmazdı, van basten ile gullit'in varlığına rağmen formayı ben bergkamp'a ithaf ederek giyerdim.
ayrıca şunu da belirtmek isterim ki, bergkamp'ın newcastle'a attığı şu bilindik golde, orta sahanın gerisinden atağı başlatan spektaküler pası da kendisi atmıştır.






forzaquila
heykelinin dikilmesi vesilesiyle attığı şahane golleri hatırlayalım; favorim arjantin'e ve newcastle'a attığı goller;

http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/02/28/bergkamp-olumsuzlesiyor/
https://www.youtube.com/watch?v=XsZkCFoqSBs
brian clough
heykeli fazlasıyla hak etmiştir. başlıkta adı yanlış yazılmış olsa da

http://www.tribundergi.com/haber/bir-arsenal-efsanesi-dennis-berkamp-emirates-e-geri-donuyor
old nehamkin
1969 doğumlu hollandalı eski golcü. ajax'la başlayan kariyerine kısa bir inter macerasıyla devam etti, kariyerinin zirvesine ise futbolu bırakacağı arsenal'de ulaştı. iceman lakabıyla müsemma oldukça soğukkanlı ve bir o kadar da akıllı bir futbolcudur. newcastle united'a attığı gol ve fransa 98 çeyrek finalinde arjantine attığı gol unutulmazdır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol