istisnasız her çocuğun maruz kaldığı eğitimdir.
Bir yönüyle "kaçınılmaz çocuk istismarıdır" diğer yönüyle "yaşamın doğal sürecinin doğal bir parçasıdır". Hangi görüş, din, izm, mezhep ya da fikir olduğu farketmez... çocuğu, -tercih etme imkanından mahrum olduğu- sabitelerle yetiştirmek "masum" değildir fakat aynı zamanda da "kaçınılmaz"dır!
Henüz çocuk sahibi olmamış dolayısıyla "evlat yetiştirme" kaygısını taşımayanların ya da ergenlik psikozlarıyla duygu ve düşünce dünyası kaos yaşayan klavye şovalyelerinin sıkı sıkıya eleştirdiği bu konu, çocuğu olan kişiler için "aşılması gereken zor süreç"lerden biridir.
Her aile ve dolayısıyla her toplum inandığı değerlerle büyütür çocuğunu. Bu ister dinî değer olsun, ister felsefî isterse dünyevî bir ideoloji olsun, farketmez; istisnasız her aile çocuğuna kendi değerlerini ve kutsallarını aşılar. "Ben yapmayacağım" diyenler ise insana "bekâra karı boşamak..." atasözünü hatırlatır.
ailenin ve toplumun "doğal zorunluluk" nedeniyle yeni nesillere ideolojik eğitim vermesi -bir yönüyle- elbette tehlikelidir fakat devlet eliyle, sistemli ve organizeli bir şekilde yapılan ideolojik eğitimin yeni nesillere verdiği zarar daha büyüktür.
Devletler, uyguladıkları bu sistemli ideolojik eğitimi "devletin bekası" gibi bir bahanenin ardına gizleyerek masum gösterirler fakat gerçek hiç de böyle değildir. Zira, devleti kuran millet ile yönetimi ele geçiren kesim her zaman aynı duygu ve düşünceyi paylaşmamaktadırlar. Dolayısıyla, milletin onaylamadığı ideoloji ya da ideolojiler yeni nesle -milletten sağlanan maddi kaynaklar kullanılarak- empoze edilmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?