civciv

sisman ve kezban
bir kere pazardan alınmaması gerekendir.

genelde hastalıklı olduklarından ölürler efendim. bir de yanlarına onları sıcak tutacak şey koymak zorundasınız. anneler babalar hep alma yavrum ölecekeler dese de ağlaya szırlaya aldırırsınız. anneniz de bunlar büyüyünce nerede bakacağız diye endişe dahi etmezler çünkü öleceklerini bilirler. yanları ampul falan koymanız lazım hasta değilse o da. bir de hastalandığında sarımsaklı yoğurt yedirin iyileşirler ekmek de vermeyin kursaklarına yapışır.

ölmelerine yakın hareketsizleşip çöktüklerinden ötürü çocuk aklımla onları öldüren şeyin hareketsizlik olduğunu zannedip ölmeye yakın çöken hayvan buldum mu kutuyu sallar hareket ettirir. bacaklarına aerobic yaptırırdım. sonra gene ölürlerdi.

tavuk falan yarayı iltihap kapmadığı sürece kaldırı yarısını kes temiz dik iyileşir ama en ufak hastalıkta bile mesela ishal olsa bile cortingen.
rındık
muhteşem canlılardır. miniciklerdir, yumurtadan çıkar çıkmaz ciyak ciyak bağırırlar ve civcivler babanızın emeklilik yatırımı olunca siz bakarsınız. ilk yumurtadan çıktıklarında boğazlarını açmak için şekerli yağ verirsiniz, çalışma masanızdaki lambayı koştura koştura kartonuna koyarsınız , sürekli ilgi sürekli şefkat... hatta kendinizi anne, baba gibi bile hissedebilirsiniz.
annenize aptalca sorular sorarsınız. biri bile hastalansa, kanatları sarksa acaba ne yapalım diye ortalıkta gezinirsiniz...
cik cik cik ah başım ağrıdı yahu
ö.k.b
mahalle pazarlarında satılırdı bi ara renk renk boyarlardı, bir de çocukları. az küfür etmişliğim yok değil onlara.zira çok sevdiğim hayvanların başında gelir kendileri.lan ufakken bu kadar sevimli olup büyüyünce bu kadar çirkinleşen başka bir şey yok ama ben yine severim tadı güzel bu seferde..ayrıca yanılmıyorsam bir gökhan özen şarkısıydı.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol