çarşı davası

artin
Bugün görülen duruşmada adli tıp raporlarının gelmemesi üzerine 7 eylül 2023 tarihine ertelenen dava.

Sanık avukatlarından ömer kavili : "çarşı grubunu lekeleyen alçakça bir iftira var.sanıklardan bir tanesinin bile türk bayrağını yaktığına dair bir fotoğraf varsa,kanıtlansın öyle bir durum yok" şeklinde tepki gösterdi.
artin
bitmesin dertler

"Gezi eylemlerine katıldığı gerekçesiyle Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı’nın önde gelen isimlerinden Cem Yakışkan ve Numan Bülent Ergenç dahil 35 kişiye ‘darbeye teşebbüs’ suçlamasından verilen beraat kararı altı yıl sonra Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından oybirliğiyle bozuldu.

Bozma kararı avukatlara bildirilmeden önce Sabah gazetesinden duyuruldu. Kararda, davanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 21 Mayıs’ta yeniden görülmeye başlayacak Gezi Parkı davasıyla birleştirilmesine hükmedildi."
ihtiyar kartal

Duruşmanın olacağı günün sabahında yağmur yağıyordu. SE gürültülü ve heyecanlı kalabalığın ortasından sessizce geçti. Zaten fazla tanınmıyordu. Beste soyleyenlere gülümsüyor, tanıdık yüzler baktığında selamlıyordu. Sırası yaklaşmıştı. Haftalardır çektiği acı bu sefer doruklara ulaşmıştı. Ara ara karnına ağrı giriyordu. Son bir sigara içip içeri geçecekti. Gözü kenarda oturan kafası hafif dumanlı gençlere ilişti. Birbirlerine hararetli şekilde bişeyler anlatıyor, son ayların en sağlam tribününün yaşandığı maçı gayriresmi oyluyorlardı. Düşünüyordu. Elinden alacaklar mıydı sahiden?

Saat 12.45

Mahkeme salonu hiç beklediği gibi değildi. Önce evin salonuyla sonra yatak odasıyla sonra banyoyla kıyasladı. Bu esnada hakim kızgın ama çokta garipsemeden konuşuyordu ...Karışmadığı kavga kalmamış. Rusyanın bilmemne sehrindeki belmemne barında senin işin ne evladım. Ülkenizde çıkardığınız kaos yetmiyor mu artık size. Bütün gözlerin ona döndüğünü farkettiğinde irkildi. Hakim: bişey diyecek misin delikanlı?
Daha önce kafasında kurgulamaya çalıştığı konuşmanın bir kelimesini bile hatırlayamadan konuşmaya başladı

- Hakim bey. Ben anadolunun küçük sayılabilecek bir şehrinde dünyaya geldim. Daha küçükken annem babam ayrıldı. Sonradan öğrendim ki hep ayrılarmış. Sanki ait olmadığım bedende yaşamıyormuş gibi hissederek yillarimi geçirdim. Sorunlarım olduğunu o yaşta anlamıştım.
Sonra beşiktaşı tanıdım. Açıkçası başlarda bende bulaşmak istemedim. Çünkü içimde olduğunu farketmiştim. Ucunu alamayacağımı biliyordum. Kader işte. Artık ne kadar samimi gelir bilemem ama beşiktaş benim çarem, dermanım oldu. Lisenin sonlarinda ilk deplasmanima gitmiş, ilk kupamı görmüş, ilk gözyaşlarımı tatmıştım. Üniversitenin başlarında İstanbula gidip gelmeye başladım. Takım ligde 6. Sıradayken ben statdaydım. Kimsenin gitmedigi maçta yağmur yağıp fırtına koparken bir avuç insan beste söylüyorduk. Hiçbir zaman beşiktaşlı bir futbolcuya nefretle küfür etmedim. Edemedim. Nolursa olsun o armayı taşıyordu. Dünyanın en kötü oyuncusu bile olsa içinde iyilik var ki yolu buraya düşmüştü.
Kahvede maç izlerken hiçbir zaman diğer arkadaşlar gibi çok heyecanlandığımızda bağırıp çağıramadım, gol olduğunda bile. Çünkü içim buruktu. Orda olmalıydım. En iyiyi de en kötüyüde orda, onun yanında yaşamalıydım.
Neyse hakim bey. Yıllar geçti. Duramadım artık İstanbula göç ettim. Okuduğum boktan bölümde öğrendiğim, boktan işimi yapmaya çalıştım. Haksızlık karşısında susamadım yine. Çünkü beşiktaşlı olmak bunu gerektiriyordu. Kovuluyordum. Çalıştığım kadar çalışmadığım zamanlarım oldu. Aç kaldım. Sezon bitti. Maç olmadığı zamanlar hayaller kuruyor, kendimi avutuyordum.
Yillar geçti. Canımı dişime taksam bile giremiyordum bazı maçlara. Parasızlıktan.
Kendimi uçakta, maça giderken hayal ettigim bir günün sabahında bir telefon geldi.
Sefalet içinde geçen çocukluğumuzun sebebi olan babam vefaat etmiş. Aşırı alkol tüketiyormuş. Bunu biliyordum. Zaten hayatı hakkında bildiğim en önemli bilgi buydu. Görüşmüyorduk. Oda benin gibi duramamış memlekette İstanbula göçmüş zamanında. Benim gibi maça gitmişmidir acaba diye düşünüyordum bazen. Rahmetli dedem çok varlıklıymış. Tonla miras bırakmış. Dedem öldüğünde, babamın borçlarını dahi edemediğini söylerlerdi. Ama isteyerek veya istemeyerek babamda bana tonla miras bırakmış bulundu.

O gün her yerde armayı gördüm hakim bey. Yürürken, uçakta maça gederken ki hayallerim hiç bu kadar gerçekçi gelmemişti. Cebim o kadar şişik geliyordu ki. Biletlerden. Sanki ömrüm boyunca gideceğim her maçın bileti şuan cebimdeydi. Basketbol maçları, hentbol maçları. Rüya gibi derler ya. Gerçekten rüya gibi...

Rüya değildi.

O gün Allaha inancım pekişti. Duaların doğru adrese gittiğinden emin oldum. Allaha çok şükürler olsun.
İşte o gün bugündür, yıllarca hayal ettiğim hayatı yaşıyorum hakim bey. Bir Beşiktaşlı için iyi bir insan olmak çok önemlidir. İyi bir insan olmadan iyi bir Beşiktaşlı olunmaz. Biz iyi insanlarız hakim bey. Sadece hayata farklı pencerelerden bakıyoruz. Bizim kavgamız bizim gibi olmayanlarladır.
Ve şuan da beni ben yapan gerçekliği benden almak istiyorsunuz. Yapmayın bunu hakim bey.

Bana bunu yapmayın...

Çaşılı SE

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol