ingilizce öğretmeni olarak gayet beğendiğim ingilizcedir. adam derdini anlattı geçti. ana dili ingilizce olmayıp sonradan ingilizce öğrenip konuşanların çoğu böyle konuşur zaten.
ayrıca yaptığım meslekle ters düşeceğim ama durum bu: "kimse ingilizce bilmek zorunda değil." dil öğrenmek öyle 3-5 ayda olmuyor. çok emek ve zaman istiyor. eğer işinizi ingilizce bilmeden yapabiliyorsanız, dil öğrenmeye gerek yok. ha sen istiyorsan ne ala. ama kimseye ebru sanatıyla ilgilenmediği için ya da gitar çalamadığı için tepki göstermiyorsak, yabancı dil bilmeyene de göstermeyeceğiz. yabancı dil öğrenmeyi hobi olarak düşünün. müzik gibi. size bir şey katar ama yapmamak ayıp değildir.
burak yılmaz son sözüm sana. sakın rezil olmayalım gideyim dil kursuna falan deme. thanks my coach yeterli.
burak yılmaz'ın ingilizcesi
rezillik yahu. ulan milyon dolarlar elinizde oyuncak. insan kendisine biraz yatırım yapar. allahın sığ angutları.
tuncay şanlı'nın ingilizcesine 10 basan ama hala yolun başında olduğu belli olan oyuncunun ingilizcesidir. ha ben de yolun başındayım o ayrı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?