mahalle maçlarında işte ne bileyim çocukların maçlarında falan buna "namus" da denirdi ki, gerçekten ağır bir kavram. istersen pet şişeyle, kola tenekesiyle, şişe kapağıyla oyna o cisim bacak arandan geçti mi aşağılanırdın. hiç adil değil.
yıllar sonra bu algının sadece çocuklarda değil, koca koca süper lig futbolcularında da bulunduğunu fark ettim. eski kayserisporlu ragıp başdağ'ın akrabası olduğunu söyleyen bir arkadaş "ragıp abi de dedi ki o çalımı yersen rezil olursun hemen karşılık verip indirmen şartmış"demişti. indirilecek adam genelde yattara oluyormuş tabi. şimdi diyeceksiniz ki "lan nereden belli ragıp'ın akrabası olduğu?" ben de diyeceğim ki, "lan o yaşta çocuk neden kendisine akraba olarak ragıp başdağ'ı seçsin? daha janjanlı bir isim bulurdu di mi?"
hah neyse, mesela benim amcamın bir hikayesi var beşlikle alakalı. bir oyuncu seçme şeysinde bir dönem galatasaray'da da oynamış meşhur bir kaleciye bacak arasından gol atmış. etrafta herkes "ooaauuuv" gibilerinden premier lig seyircisi tepkileri vermiş ama kendisi futbolcu falan olamadı. olmaz ki abi, fundamental falan lazım önce, beşlikle bitmiyor bu iş.
beşlik
Bazı yerlerde totte olarak geçen gol. 9 aylıkta görebiliriz bunu.
eski hali sarımsı yeni hali mor olan kağıt paramız.
iki bacak arasından geçip kaleciyi eve göndermenizi sağlayan gol. topukla attınmı mahallenin bütün kızları sana hasta, kaleci ise ömür boyu o kızların biriyle evlenemez hale gelir.
(bkz: 80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak)
(bkz: 80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?