sevmek büyük bir şey, karşılıksız, çıkarsız. güzel insan sever ancak, beşiktaşlı olmak 'çok sevmekle' alakalıdır. lüksü sever gibi, burjuvaziye tapar gibi değil, toprağı sever gibi, bulutları, yağmuru, bisikletleri ve uçurtmaları da tabii. çok sevdik be abi! sevmek, neyse o, kusuruyla değil, sevdikçe kusursuzlaşan bi' şey gibi.
meğerse benim içimde hep varmış bu 'sevgi'. sonra beşiktaş'ı sevmeyi öğrendim. güzel insan oldum beşiktaşlılığımla.
maç öncelerinde, özellikle derbilerde, evde iki gün öncesinden derbi havasına giriliyor. mutfaktan 'siiiiyaaaaaaaaah' diye bağırıyorum ansızın, içeriden 'beyaaaazzzz!' geliyor. en sevdiğim marşı, kalbim beşiktaş'a zikrederi dinliyorum sabah uyanır uyanmaz. canım uyanınca marş dinlemek istiyor çünkü bazen. bazen 'gidileceeeek çoook deplaaaassmaaan vaaar!' diye gaz veriyorum kendime bulaşık yıkamaya giderken. kadınlar bilir, en büyük deplasman bulaşıktır. [ybkz]swh[/ybkz]
büyük büyük öfkeleniyorum ama kalabalıkta öfkemi içimde tutmayı da öğreniyorum beşiktaşlı olurken, sevinince atkımı alıp sallıyorum kolum kopacak gibiyken bırakıyorum, sonraki gol için. serde anarşizim yatıyor, tam sol yanımda, sığmıyor bazen öfke tabi; isyana geliyorum. ağlıyorum da bazen, utanmıyorum bundan, canımın acımasından. son galatasaray derbisinde, ipsiz sapsızın sahaya girmesinden sonra titriyor dizlerim, ellerim başımın arasında 'ceza yağacak, ceza yağacak! yapmasınlar, nolur yapmasınlar!' diye bağırıyorum kalabalığın ortasında ağlayarak. eve dönüş boyunca konuşmuyorum, konuşursan ağlarsın çünkü. yıkımı ağır, beşiktaşlı olmak bunu gerektirirmiş çünkü. ağır yıkılıyorum ama çabuk toparlanıyorum 'sonraki maçlara' diyoruz. bir gün olacak kızım, biliyoruz!
hayatımda ilk defa bir şeye geç kaldığımı anlıyorum gün geçtikçe, beşiktaşlı olmaya geç kalmışım. yine de geçmiş önemli maçları ve beşiktaş tarihini öğrenmeye çalışıyorum. sevmek güzel şeydir ve insan olduğunu hatırlatır her türlü duyguyu hissetmek. ben beşiktaş'ı hissediyorum. öğrendiğim her şeyde daha bir seviyorum, sevmeye neden aramıyorum, olduğu gibi seviyorum, dedim ya toprağı sever gibi, ben sevdikçe kusursuz oluyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?