öncelikle şunu belirtelim, eleştirmek de hizmet etmektir.ancak bizde hakaret etmek, gerçekleri saptırmak, hamaset yapmak da eleştiri adı altında yapıldığından dolayı, insanların eleştiriye karşı cephe almasına neden olmaktadır.örneğin "fikret orman şu yüzden başarısızdır,
1-
2-
3-..." şeklinde yazmakla "fikret çapsızdır, vizyonsuzdur, korkaktır, pısırıktır..." demek aynı şey değildir.eğer misal "vizyonsuz" diyorsan bunun altını doldurman gerekir.
bu girizgahtan sonra şunu söyleyebilirim, "beşiktaş'ı yeterince eleştirmiyoruz!"
bu sene yapılanlara karşı bahanelerimiz elbette var, her zaman da vardı.doğru stad sorunu var, doğru yd'den kalan borç yığınları var, doğru tesisleşme ve kurumsallaşma anlamında ciddi eksiklerimiz var, doğru mantalite gerilemesi var...ancak bazen hem kendimize hem beşiktaş'a haksızlık yapıyoruz.
ben insanlara zaman tanımak gerektiğini düşünüyorum.manchester united'in bir çok yıldız menejer getirip, birçok yıldızla anlaşabilecek potansiyeli varken, moyes'de ısrar etmesinin sebebini anlıyorum.çünkü ferguson gibi çeyrek asırdan fazla bir süredir klube hizmet etmiş bir menejer gitmişti.kaldı ki bu efsanenin manchester'a geldiği ilk sene united ligi 11.sırada, sonraki sene 2. sırada,sonra 11.sorada, sonra 13.sırada, sonra 6. sırada bitirdiğini hatırlayalım.ancak sonraki sene 2. olmuş ve bu tarihten sonra hiçbir zaman ilk 3'den düşmemiştir.takımına çağ atlatmış, ingiltere'nin tartışmasız en iyisi, dünyanın en iyilerinden ve dünyanın marka değeri en yüksek ve en zengin klüplerinden birisi haline getirmiştir.
diğer bir örnek jurgen klopp.2008 de dotmund'un başına gelmiş, ilk sene ligi 6. 2. senesimde 5. bitirmiştir.buna mütakip sonraki iki sezonda şampiyon olmuş ve akabinde şamp.ligi finalinin son dakikalarında robben'in golüyle kupayı münih'e kaptırmışlardır.
ha şunu diyebiliriz, beşiktaş her sezon şampiyonluğun favorisi takımdır.m.united'in 80 li yıllarında ya da dortmund'un 2005'li yıllarındaki gibi "düşmüş bir takım" değildir.puan kayıplarına ve kaçan şampiyonluklara tahammülü yoktur...arkadaşlar ben beşiktaş'ın ligi domine ettiğini en son 2002-2003 sezonu ve 2003-2004 sezonu samsun maçına kadar olan zamandan hatırlıyorum.kaldı ki o zaman da lucescu'nun "göze hoş gelmeyen futbol" oynatmadığı için eleştirildiğini hatırlıyorum.
onun dışında şampiyon olduğumuz 2008-2009 sezonu dahil hiçbir sene yok.
yani biz orta sıra takımı değiliz ancak chp muhalefeti gibi hiçbir zaman 1.liği düşünmeyen ama ilk üçün içinde kalsam yeterci bir anlayışa dönmüşüz.aslında malesef mental olarak çok düşmüşüz.her şeyi denedik; o kadar yıldız futbolcu geldi, del Bosque gibi,Bernd Schuster gibi teknik direktörler geldi yine de başarı sağlanamadı.bu işte yeniden yapılanma zamanının geldiğini gösterendir.
yıllarca yd ekibi gibi sorumsuz yöneticiler tarafından klübün yarınları düşünülmeden atılan adımlara, "çıldırt bizi başgan..." diyerek alkış tutmuş, birkaç yıldızla ağzımızı kapamış, beleş biletlere tav olmuşuz.
artık bu kötü dönemleri arkamızda bırakmaya başlamıza rağmen o zamanki hatalara düşmemek adına, bu gün de yapıcı ve gerçekçi eleştirler yapmak gerekiyor."önder özen fenerli..." tarzındaki eleştiriler oldukça sığ kalmakta.yine de düzgün eleştiriler yapılmalıdır.
önder hoca birçok şey söylemekte, bir kısmını yapabilmektedir.benim kendisine dair yapabileceğim en net eleştiri dany transferidir.çünkü sezer ve eneramo transferlerini kendisinin gerçekleştirdiğine inanmıyorum.ancak dany'ye kendisi kefil oldu, sorumluluk aldı.ancak tutmadı.resmen bizim 6 puanımıza sebep olmuştır kendisi.
bunun dışında kendisinin saptamaları çok yerinde, soruna teşhis koyabiliyor ancak çözme konusunda sıkıntıları var.beşiktaş futbol direktörlüğü "yapabilme" konusunda kendisine bir gömlek büyük gelmiştir.takımın sakatlık sorununu çözememiştir.bu konuda epey uğraştığını görüyoruz aslında.bu konuda yapabileceği 2 şey kaldı.birincisi antrenman tesislerinin zeminini yeniden yapmak(ki bunun için sezon sonu bekleniyor), 2.si futbol sağlığı merkezi kurulması.bu konuda da çalıştığını biliyoruz.ancak iyi niyetli olarak çalışabilmek ile "başarmak" farklı şeylerdir.başarması gerekemektedir.eğer önümüzdeki sezonun ilk yarısında da aynı sorunları konuşuyor olursak, kendisine oldukça destek veren birisi olan ben de karşısına geçmeye başlayacağım.
ikinci konu bilic.hocanın kişiliğini çok seviyoruz.ancak beşiktaş mahalle takımı değil, başarılı olabilmesi gerekiyor.ilk devrede oyuncuları motive etme ve oyuna müdahale edebilme konusunda sıkıntıları olduğunu düşünüyordum.ancak bu sezon bunları epey aşmış görünüyor.bu kadar sakatlığa rağmen aynı sistemi oynatmaya çalışıyor ve kısmen başarılı da olabiliyor.takımın gol atma sıkıntısı ise elindeki futbolcu portföyü dikkate alınırsa kendisinin sorunu değil.mümkün olan en ofans oyuncuları oynatıyor.ancak elinde oyuncu eksikliği var ve istediği oyuncular transfer edilemiyor.
kendisinin şu anda eleştirilebilecek tek yönü bence yanına türk ligini tanıyan bir yardımcı almamasıdır.bu da işte rizede, antalyada ve karabükte kaybedilen puanların sebebi.yaptığı hataları tekrarlıyor.
gelelim fikret orman ve yönetime.fikret orman basına demeç vemeyi bilemiyor ve yönetimden herkesine konuşmasına izin veriyor-engel olamıyor.bir bakıyorsun fikret orman konuşuyor, bir bakıyorsun deniz atalay, bir bakıyorsun ahmet nur çebi, ahmet kavalcı,önder özen...herkes farklı birşey söylüyor ve bu da dışarıdan dağınık bir görüntü çiziyor.bunun engellenmesi lazım.ikinci handikap transfer.transfer konusunda yetersiz ve yeteneksiz görüyorum.ronaldinho, lescott bunun en belirgin örnekleri.çarşıya anans alacağım diye çıkıp karpuz alıp dönüyorlar gibi geliyor.gerçi ara transfer dönemi zordur, kabul ediyorum.ara transferde birşeyler yapmak istiyorsan keseyi açman lazım gs gibi.ancak paran olmasıyla transferi yapabilmen farklı şeyler.
stad inşaatı, sponsorluk anlaşmaları, klubün geleceğine yatırım yapması ve şeffaf olması ise artılarından
daha çok yazılabilecek şey var, ancak şimdilik bu kadar yeterli benden.herkes eleştirsin, yeter ki yapıcı olsun.hepimiz beşiktaşlıyız ve takımın menfaati için yeterince tartışabilmek için buradayız.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?