beşiktaş

blackeagle1903
futbolla ilgili olarak konuşursak, en büyük sorunu; aciz yönetim, zavallı hoca, ezik taraftar, ezik futbolcular olan kulüp.

-yönetimi dönüm maçlarına kendine yakın bir hakem tayin ettiremez. onu da geçtim adil yönetecek hakem bile atanamaz maçlarımıza. nerede bir gs aşığı halis, nerede bir fb aşığı bülent bizim maçlara verilir. mal mal izlerler. fikret orman divan kurulu'nda, kongrelerde yalçın karadeniz ve diğer muhaliflere yaptığı giderin yarısını tff'ye mhk'ya ve sarılara yapamaz. bakın f.o yalçın karadeniz'e neden sataşıyor değil benim sorunum, yalçın karadeniz ve tayfasını sevmemi kulüpten temizlenmeleri de gerekir. fakat üstüne bastığım nokta rakiplere karşı kedi gibi kendisi. kardeşim bu yönetimden ya başkanı, ya da önemli bir yöneticisi derbi veya önemli bir maç öncesi çıkacak, diyecek ki: ''maçımıza atanan hakemin beşiktaş ile ilgili geçmiş dosyası kabarık. beşiktaş'a karşı çok art niyetli bir arkadaş. maçı düzgün yönetmezse düdüğünü astırırız ömür boyu, haberi olsun'' budur olay. veya o hakemi o maça hiç tayin ettirmemektir. bak hacıosman bile bülent yıldırım'ı aradı bir güzel konuştu. bülent o maçta fb lehine karar veremedi. yoksa daha çook bülent yıldırımlar emrecim emrecim der, rakip topçular hocanın üzerine yürüyüp küfürler savurur.

-hocası aşırı derecede zavallı. sadece bu da değil; öngörü yeteneği yok, çapsız, aciz bir adam. türkiye kupası'ndaki adana demir maçına full kadro çıkar takımı dinlendireceği yerde, şampiyonluk yolundaki önemli viraj eses'e karşı rotasyon yapar. fb ve gs'den deplasmanda puan alamaz. derbilerde kendi sahasında bile maç başından itibaren takımını kapanmaya yönelik oynatır. bu kadar zavallıdır, rakipten korkar. üstelik rakip dediğimde hamza ve ismail. tek bir kere taraftarlarına ''bilic şu hamleyi yaptı da maçı aldık, yoksa bu maçtan puan alamazdık bak'' dedirtmemiştir. oyuna müdahaleleri çok yanlış. takım baskı altındayken sadece izliyor acizce. kupa yok, derbi yok, vs vs uzar gider. bu çapsızı anlatmaya gerek yok artık.

-taraftar ezik. yenilmeye, başarısızlığa endekslenmiş. hayatı tahammül etmeye odaklanmış, sürekli takımını ve kulübünü küçük görer hale gelmiş. öyle ki; ronaldo'lu messi'li zlatan'lı dünya karmasından oluşsa beşiktaş yine de derler kadro derinliğimiz yok, oyuncularımız iyi değil. takım, 2. olup direkt cl'ye giderek 20 milyon avro kasasına koyacak durumdadır. çapsız hocası gider 2.liği gs'ye ikram eder, buna tahammül eder, bunu savunur. gözünün önündeki gerçeği göremez. başarısızlığa tahammül etmeye alışmış çünkü. dany gibi transferleri bile korumak amaçlı kafasından saçma argümanlar uydurur. o dany ki gs maçında penaltı yaptıran. o dany ki, penaltıyı yaptırdıktan sonra pis pis sırıtıp elleri başında yerde yatan... geçmiş yıllarda beşiktaş'ta görev yapmış ve efsane olarak nitelendiren adamları küçümserler. misal rıza hoca, samet hoca, mehmet hoca. savundukları bilic'in tek başarısı, tek kupası yoktur. adam t.d kariyerine loser olarak başladı hırvatistan ile türkiye'den yediği 120. dakika golüyle. var mı dahası ? samet hoca sinan kurumuş, gökhan süzen, niang vs gibi topçularla 3. olmuş feda sezonunda, 2-3 milyon euroluk transfer bütçesiyle. aynı şekilde rıza hoca gitmiştir aslanlar gibi kadıköy'de japon bayrağını dikip gelmiştir. bilic efendiye her istediği verildi ama adamın her hatasını savunuyor taraftar. e bilic efendi de 3. oldu. ilginç gerçekten. ha ben rıza çalımbay, samet aybaba gelsin demiyorum. ama bu kadar arkasından koşup, allayıp pulladığınız bilic, yerin dibine batırdığınız efsanelerden iyi değil. neyse taraftarla ilgili olarak devam edeyim teknik adam mevzusunu kapayıp. sürekli ağlaşıyoruz. hakem diye ağlaşıyoruz, tff diye ağlaşıyoruz, takım kötü diye ağlaşıyoruz. hem taraftar, hem yönetim dimdik olacak. o zaman futbolcular da bunu görüp dimdik duracak. gidecek topçumuz en ufak faulde hakeme itiraza. hocası yürüyecek hakemin üzerine. bu işler böyle oluyor artık. taraftarın burada da üzerine düşen dik durmak, ağlaşmamak.

-futbolcular ezik. 3 gün önce 14 mayıs'ta oynanan akhisar maçında rakip topçular 2-3 kere beşiktaşlı oyunculara kırmızılık şekilde girdi. tek oyuncu hakemin başına üşüşmedi. hakem sarıyı verdi geçti gitti izliyor bütün takım. gideceksin sarı kartlık bile olsa pozisyon hakemin başının etini yiyeceksin. ama yok. herkesin üzerinde bir ölü toprak.

içimi döktüm bir kerede. dağınık yazdım, mutlaka yazım hatası, anlatım bozukluğu yapmışımdır. affola...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol