üzerinden kışları ülkemize soğuk ve yağışlı hava gelen yarımada. ha bir de naim süleymanoğlu var o başka.
balkanlar
müziği hoş bölge.
ovo je balkan
http://tinyurl.com/y2x9cnw
ayrıca neredeyse tüm balkan ülkelerinde büyük usta goran bregovic'in champagne for gypsies isimli konserinin ilanları vardı. 'nasıl olsa türkiye'ye gelir üstat, rahat rahat izleriz.' demiştim.
ovo je balkan
http://tinyurl.com/y2x9cnw
ayrıca neredeyse tüm balkan ülkelerinde büyük usta goran bregovic'in champagne for gypsies isimli konserinin ilanları vardı. 'nasıl olsa türkiye'ye gelir üstat, rahat rahat izleriz.' demiştim.
Balkanlar veya bazı yayınlardaki kullanımla Güneydoğu Avrupa, Avrupa kıtasının güneydoğu kesiminde, italya Yarımadası'nın doğusu, Anadolu'nun batısı ve kuzeybatısında yer alan coğrafi ve kültürel bölgedir.
çoğunluğu eski yugoslav ülkelerinden oluşan bölge.
kosova,makedonya,arnavutluk,hırvatistan,karadağ,bosna-hersek'i hasbelkader görmüş biri olarak genelleyebileceklerim;
+ insanlar oldukça medeni.
kosovasından makedonyasına, 6 ülkede de kimsenin kimseyi bakışlarıyla bile rahatsız ettiğini görmedim. kadınlar, genç kızlar oldukça özgür, ama 6 ülkede de kıro/barzo/apaçi yok arkadaş. karadağ'da halk plajına girdim millet göt göte, çakıl taşına havlu serip dip dibe yatıyor,kimse kimseyi pandiklemiyor,bakışıyla yemiyor. helal olsun.
+ yayalara saygılılar.
nerede olursanız olun yaya geçidine adım attığınız an araçlar duruyor, ilk zamanlarda şaşırıyorsunuz türkiye'de yaya geçidinin bile ne olduğunu bilmeyen sürücüler olduğundan.
+ yardımseverler
ingilizce bilmeseler dahi bir şekilde yardım etmeye çalışıyorlar, sözlerle anlatamayınca işi gücü bırakıp size yol tarif etmek için yola düşüyorlar. kosova'da kaybolduğumuzda boşnak bir amca 'taksi olsa paranızı veririm,ama taksi yok' bile dedi, arnavutluk'da arabamıza aldığımız ve ortak bir dil olmadan çat pat anlaştığımız işçi, ineceği yere gelince cüzdanından para çıkarıp vermeye kalkıştı, saraybosna'da daracık sokaklarda kaybolduğumuzda gideceği yoldan dönüp bize yol gösterenler oldu. marketten alışveriş yapıp elimdeki paranın hepsini verdiğimde tutarı hesap makinesinde hesaplayıp gösteren, paranın üstünü verenler oldu hep.(bizde olsa en az 1-2 euro çarparlar, suyun fiyatını soran turiste 5 euro diyen adam gördüm ben)
+ turizmin değerini biliyorlar,ülkelerine özen gösteriyorlar.
bir kale ve içindeki üç beş eserden ibaret dubrovnik para basıyor, ha keza karadağ'daki diğer kale şehirleri de, türkiye'den en az 5 dubrovnik çıkar ama çevre bakanı antik kalıntılara çanak çömlek diyor, antik şehri sular altında bırakıyor, istanbul'u çeviren surların etrafını bok götürüyor. onarsana surları, akşamları aydınlatma yap, sur içini turistik dükkanlarla, eserlerle doldur. ama kafa basmıyor.
+ ülkeler hesaplı.
hırvatistan, dubrovnik dışındaki ülkelerde tatil oldukça hesaplı. bodrum'da ayran+lahmacun'a 50 lira veren görgüsüz andavallarla aynı havayı soluyup, geceleri onun bunun sevgilisine sarkan barzolar yüzünden katil olacağıma giderim karadağ budva'ya, rahat rahat tatilimi yaparım, üstüne ham maddesi taş olan bir sırp güzelle gece keyfi yaparım. tüm bunları da bodrum'da harcanacak paranın en az yarısına yaparım. hele makedonya'da krallar gibi yaşanır.
+yiyecekler bize tanıdık.
balkanların her yerinde börek bulabilirsiniz. hatta birisine 'burek?' deseniz size bir börekçinin yerini gösterir. burekler de oldukça hesaplı ve doyurucu ha,boru değil. köfteler ayrı hikaye. cevapcici denilen boşnak köftesi alıp götürüyor resmen.
- insanlar ingilizce bilmiyor.
aha az sayıdaki olumsuz özellikten biri. turistik yerlerde bile ingilizce bilen kişi sayısı çok az. kotor'da oturduğumuz pizzacıda adama hindiyi tarif edemedik, bir hindi taklidi yapmadığımız kaldı, üstüne üstlük 'turkey' deyip durduğumuzdan sırplar bizi mimledi herhalde,masaya da gelmediler, kalktık alışveriş merkezinde bir pizzacıda yedik, ingilizce bildiklerini göründe sevinçten ağlayasım geldi, o kadar az sayıda işte ingilizce bilenler. arkadaş, sen turistik yerde çalışıyorsan ingilizce bileceksin,bu bir zorunluluk. bugün bazılarımızın dalga geçtiği türk garsonlar, esnaflar balkanların yanında kafa göz yara yara ingilizce konuşup turistle anlaşıyor, hatta 4-5 dilde konuşuyor.
-yollarda levha alışkanlığı yok.
bosna hariç balkanlarda levha alışkanlığı yok sanırım. arkadaş,herkes oralı değil ki, turistler yolu nasıl bulacak? koysana her yere levha, insanlar çıldırmasın.
+ kızlar her yerde güzel.
öyle böyle değil, en gariban ülke olan kosova'da bile geceleri sokaklarda 10 dakikada en az 5 tane manken adayı bulabilirsiniz. hele 1.75-1.80 arasındaki kızlardan basketbol takımı bile kurabilirsiniz. arnavutluk'u çok gezemediğim için konuşamayacağım ama genelde kızlar çok hoş. hele çoğunluğu sırp kökenli olan karadağ'da bayağı enteresan işler. balkan ülkelerinde genç kadınlar çok süslenip akşamları dışarı çıkıyorlar, 3'erli gruplarla çıkan birçok kız gördüm, yukarıda belirttiğim gibi, rahatsız edilen bir tane bile kız görmedim.aşırı süslenme ve bakım olayı da komünist sistemin baskılarından yeni kurtulmanın sonucu. rusya'da, moldova'da da böyle zaten, ama bak avrupalı kadına, basit giyinir çıkar, ruj bile sürmez. priştina'da 20 cm topuk giyen 3,4 kız gördüm ya, insaf, sen tahtabacak mısın kız?
kosova,makedonya,arnavutluk,hırvatistan,karadağ,bosna-hersek'i hasbelkader görmüş biri olarak genelleyebileceklerim;
+ insanlar oldukça medeni.
kosovasından makedonyasına, 6 ülkede de kimsenin kimseyi bakışlarıyla bile rahatsız ettiğini görmedim. kadınlar, genç kızlar oldukça özgür, ama 6 ülkede de kıro/barzo/apaçi yok arkadaş. karadağ'da halk plajına girdim millet göt göte, çakıl taşına havlu serip dip dibe yatıyor,kimse kimseyi pandiklemiyor,bakışıyla yemiyor. helal olsun.
+ yayalara saygılılar.
nerede olursanız olun yaya geçidine adım attığınız an araçlar duruyor, ilk zamanlarda şaşırıyorsunuz türkiye'de yaya geçidinin bile ne olduğunu bilmeyen sürücüler olduğundan.
+ yardımseverler
ingilizce bilmeseler dahi bir şekilde yardım etmeye çalışıyorlar, sözlerle anlatamayınca işi gücü bırakıp size yol tarif etmek için yola düşüyorlar. kosova'da kaybolduğumuzda boşnak bir amca 'taksi olsa paranızı veririm,ama taksi yok' bile dedi, arnavutluk'da arabamıza aldığımız ve ortak bir dil olmadan çat pat anlaştığımız işçi, ineceği yere gelince cüzdanından para çıkarıp vermeye kalkıştı, saraybosna'da daracık sokaklarda kaybolduğumuzda gideceği yoldan dönüp bize yol gösterenler oldu. marketten alışveriş yapıp elimdeki paranın hepsini verdiğimde tutarı hesap makinesinde hesaplayıp gösteren, paranın üstünü verenler oldu hep.(bizde olsa en az 1-2 euro çarparlar, suyun fiyatını soran turiste 5 euro diyen adam gördüm ben)
+ turizmin değerini biliyorlar,ülkelerine özen gösteriyorlar.
bir kale ve içindeki üç beş eserden ibaret dubrovnik para basıyor, ha keza karadağ'daki diğer kale şehirleri de, türkiye'den en az 5 dubrovnik çıkar ama çevre bakanı antik kalıntılara çanak çömlek diyor, antik şehri sular altında bırakıyor, istanbul'u çeviren surların etrafını bok götürüyor. onarsana surları, akşamları aydınlatma yap, sur içini turistik dükkanlarla, eserlerle doldur. ama kafa basmıyor.
+ ülkeler hesaplı.
hırvatistan, dubrovnik dışındaki ülkelerde tatil oldukça hesaplı. bodrum'da ayran+lahmacun'a 50 lira veren görgüsüz andavallarla aynı havayı soluyup, geceleri onun bunun sevgilisine sarkan barzolar yüzünden katil olacağıma giderim karadağ budva'ya, rahat rahat tatilimi yaparım, üstüne ham maddesi taş olan bir sırp güzelle gece keyfi yaparım. tüm bunları da bodrum'da harcanacak paranın en az yarısına yaparım. hele makedonya'da krallar gibi yaşanır.
+yiyecekler bize tanıdık.
balkanların her yerinde börek bulabilirsiniz. hatta birisine 'burek?' deseniz size bir börekçinin yerini gösterir. burekler de oldukça hesaplı ve doyurucu ha,boru değil. köfteler ayrı hikaye. cevapcici denilen boşnak köftesi alıp götürüyor resmen.
- insanlar ingilizce bilmiyor.
aha az sayıdaki olumsuz özellikten biri. turistik yerlerde bile ingilizce bilen kişi sayısı çok az. kotor'da oturduğumuz pizzacıda adama hindiyi tarif edemedik, bir hindi taklidi yapmadığımız kaldı, üstüne üstlük 'turkey' deyip durduğumuzdan sırplar bizi mimledi herhalde,masaya da gelmediler, kalktık alışveriş merkezinde bir pizzacıda yedik, ingilizce bildiklerini göründe sevinçten ağlayasım geldi, o kadar az sayıda işte ingilizce bilenler. arkadaş, sen turistik yerde çalışıyorsan ingilizce bileceksin,bu bir zorunluluk. bugün bazılarımızın dalga geçtiği türk garsonlar, esnaflar balkanların yanında kafa göz yara yara ingilizce konuşup turistle anlaşıyor, hatta 4-5 dilde konuşuyor.
-yollarda levha alışkanlığı yok.
bosna hariç balkanlarda levha alışkanlığı yok sanırım. arkadaş,herkes oralı değil ki, turistler yolu nasıl bulacak? koysana her yere levha, insanlar çıldırmasın.
+ kızlar her yerde güzel.
öyle böyle değil, en gariban ülke olan kosova'da bile geceleri sokaklarda 10 dakikada en az 5 tane manken adayı bulabilirsiniz. hele 1.75-1.80 arasındaki kızlardan basketbol takımı bile kurabilirsiniz. arnavutluk'u çok gezemediğim için konuşamayacağım ama genelde kızlar çok hoş. hele çoğunluğu sırp kökenli olan karadağ'da bayağı enteresan işler. balkan ülkelerinde genç kadınlar çok süslenip akşamları dışarı çıkıyorlar, 3'erli gruplarla çıkan birçok kız gördüm, yukarıda belirttiğim gibi, rahatsız edilen bir tane bile kız görmedim.aşırı süslenme ve bakım olayı da komünist sistemin baskılarından yeni kurtulmanın sonucu. rusya'da, moldova'da da böyle zaten, ama bak avrupalı kadına, basit giyinir çıkar, ruj bile sürmez. priştina'da 20 cm topuk giyen 3,4 kız gördüm ya, insaf, sen tahtabacak mısın kız?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?