babası fenerbahçeli olup kendi beşiktaşlı olan çocuk

2 /
genckartal301
#174803

entrye istinaden
babası fenerli olup dayısının beşiktaşlı yaptığı çocuk sanırım kerami pestenkerani. tabi yazdıklarına bakınca çocuk değil kocaman adam.


babası beşiktaşlı olup da fenerli olan çocuk sayısı da çoktur.[ybkz]swh[/ybkz]
isyan devrim beşiktaş
bu güzel çocuklardan birisi de benimdir efendim.

aslında burada söze babamdan başlamalıyım belki de. ailemde babamın tarafı, dedem-babannem, amcalarım-yengelerim-kuzenlerim, halam-eniştem-kuzenlerim hepsi fenerbahçelidir. hem de öyle böyle değil hasta fenerbahçelidir. dedem 91 yaşında, hala haberleri dinlerken spor haberlerinde daha bir dikkat kesilir. gözleri iyice bozulana kadar, yani bundan birkaç yıl öncesine kadar maçları izlerdi hep. babam da bu ailenin bir ferdi olarak çok hasta fenerbahçelidir. abim babamın yolundan gidip fenerbahçe'yi seçmiş, fakat benim hatıralarımda hep dayım ve dedemden kaynaklı beşiktaşlılık var. nedense bilmiyorum, beşiktaşlı olmuşum. o zaman neydi beni beşiktaş'a çeken bilmiyorum ama çok iyi yapmışım, bundan eminim.

babam çocukken hep uğraşmıştı benimle, fenerbahçeli olayım diye. saçlarım ilkokula başlayana kadar rıdvan gibi kestirilirdi. önler kısa, arkalar uzun. bir gün bana fenerbahçeli olursam forma alacağını söylemişti babam. ben cevap vermedim, o da suskunluğumu kabulleniş zannedip bir forma almıştı bana, 8 numara. dükkanın kapısından çıkınca sormuştu, en büyük kim diye. ben de babama ilk çalımımı atmıştım orada; "beşiktaş!" diye bağırıp, gülmüştüm. formayı geri vermekle tehdit etmişti babam ama ben önemli olmadığını söylemiştim. o da vermedi, yıllarca giyilmeden durdu odada şeytan rıdvan'ın forması.

ben büyüdükçe takım değiştirmeyeceğime ikna olmuştu artık babam. bu kez de rekabet başlamıştı evin içinde. her beşiktaş-fenerbahçe derbisi öncesi anlaşırdık, birbirimizle dalga geçmeyeceğiz diye. ben mağrur beşiktaşlı olarak yendiğimiz maçlarda sözümde durur asla dalga geçmezdim onlarla. fakat onlar tipik fenerbahçeli olarak yenildiğimiz her maç delicesine dalga geçerlerdi benimle. çabuk sinirlenen biri olarak çıldırır, bağırır küserdim onlarla. oradan geliyor sanırım, beşiktaşım'a laf söyleyen birini duyunca sinirlenip, anında cevap vermek isteği. ben babamı karşıma almışım yıllar önce, siz kimsiniz ulan!

son yıllara kadar böyle devam etti bu. üniversite okuduğum yıllarda yanında olmadığım için dalga geçemezdi babam rahat rahat. ama telefon eder, bu kez de öyle rahatlardı. 5 mayıs 2007 beşiktaş fenerbahçe maçında kezman'ın golüyle 1-0 yenilmiştik fenerbahçe'ye. ben de sınıftan bir arkadaşımla maçı dışarıda izliyordum. maçı kaybedince babam aramadan kapattım telefonu. bu mutluluğu ona yaşatmayacaktım bu kez. biraz sonra arkadaşımın telefonu çaldı, o açtı ve telefonu bana verdi, seni arıyorlar diye. şaşırdım, telefonu aldım; babam. bir kere şarjım yok diye babamı o arkadaşımın telefonundan aramışım, o zaman kaydetmiş numarasını. şimdi de onun yanındayımdır diye aramış. ne yaptı etti, yine dalgasını geçti sağolsun, zaten o azmin ardından ben de bir şey diyemedim daha fazla.

şimdilerde aramızdaki rekabet devam ediyor yine. ama artık birbirimizin maçlarında daha sakin kalıyoruz, birbirimizi kırmamak için. babam o yıllarda bana beşiktaş'ı seçme şansı vermeseydi, üzerime baskı kursaydı belki bambaşka biri olacaktım. ama o her şeye rağmen benim arkamda durdu hep, aile toplantılarından neden bu çocuğu da fenerli yapmadın dediklerinde. ona bunun için bile ne kadar teşekkür etsem azdır. belki birçokları gibi babamın omuzlarında bir beşiktaş maçı izleme keyfi yaşayamadım, sergen'in attığı golden sonra babama sarılamadım ama olsun. o bana rekabeti öğretti, saygıyı öğretti. daha ne isteyebilirim ki ondan.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol