çocukluk aşkı

semt bizim aşk bizim
genelde yaşanılan mahallenin en güzel ablası ya da abisidir. abla ya da abi diyorum bak. yaşıt değil. şahsen benim öyleydi. "serkan abi" beni annemden kaçırır bakkal götürür çikolatalar püskevitler alırdı. omuzuna alır koşardı. ya da beni yüz üstü tutar ben uçak gibi iki kollarımı açardım da uçururdu beni.

hayallerimde hep "serkan abi" olurdu. onunla evlenip uçakçılık oynayacaktık, çikolata yiyecektik sabah akşam. koşacaktık kırlarda falan.

tabi o sonra evlendi. çocuğu oldu falan beni unuttu ama ben unutmadım onu. bugün evime dönerken gördüğümde tökezleyip düşecektim az daha. hele beni öptüğünde bir an alıp omzuna koşacağız sandım da sonra baktım ki büyümüşüm ben, yaş o iş.

neyse.
dingoc
(bkz: nuran abla)
karşı kapı komşumuz hatice teyzenin en büyük kızı idi. simsiyah ve uzun saçlarını ve sürekli başıma kakılan aramızda ki yaş farkını hatırlıyorum bugün sadece. her şey çok güzeldi ama, çocuk aklıyla ona evlenme bile teklif etmiştim. gülerek olur demişti. tam da önce karneyi alıp, anne babamı da yanıma katarak, onu istemeye gideceğim hafta, sokakta kurulan sandalyeleri ve uzun kablolara bağlı ampülleri gördüm. sonra da onun düğünü olduğunu öğrendim. oysa ben ilk okul 3 ten 4 e geçmiştim ve o yaz sünnet olacaktım. bence her şey tamam olacaktı evlenmemiz için. ama o beklemedi beni. bende gitmedim düğününe. bütün mahalle, annem babam bile, oynadı düğününde. ben ise cam arkasından izledim olan biteni ve inmedim yanlarına.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol