merhaba sevgili okuyucularım. hepinizi tatilya'nın kaydıraks'ından ıslanmış bir seksilikte selâmlarım. aranızda barınan birçok hinin hemencecik "kerami'nin bu saatte tatilya'da ne işi var?" dediğini duyar gibi oluyorum. tatilya kapanalı çok oluyor. kaydıraks'ı ben tatilya'dan taşıttırıp eve kurdurttum, burada oynuyorum. biliyorsunuz ki dinimiz en kusursuz dindir. yüce yaradan kadınların muhakkak tesettüre girmeleri gerektiğini buyurmuştur. bunun ne kadar doğru olduğunu kendimden bir örneklemeyle ispatlamak istiyorum: taksim-cevizlibağ minibüslerine bindiğimde eğer yanıma saçı açık bir kadın(mülhit) oturmuşsa göz bebeklerim büyür, aritmik rahatsızlıklarım nükseder, terlerim ve tam topkapı köprü altına indiğimizde sarsıntının da etkisiyle feci orgazm olurum. mamafih aynı minibüste saçı açık bir kadın yanıma ya da önüme düşmemişse katiyen gusüllük olmam. böyle sapkın bir tecrübeyi yaşadığım talihsiz zamanlarda o azdırıcı anatomiyi gece rüyamda - ne yazıktır ki- tekrardan görürüm; uykum bölünür, niyazi olur. çünkü kamyon deviririm. tek kamyon ne hacet, alimallah isuzu otomotiv yerle yeksan. işte bu yüzden kadının tesettüre girmesi gerektiği kesinlikle doğrudur. saçı açık kadın erkekleri acayip kızıştırır. işve yapmış ve tecavüzü kaçınılmaz bir hale getirmiş demektir saçı açık kadın. bugün pembeliği ve zarafetiyle tüm kadınsı özellikleri bünyesinde barındıran flamingo kuşu bile ulvi allah(c.c.) tarafından suç işlemiş bir ilköğretim 6. sınıf öğrencisi misali tek ayağı üzerinde durdurulmuştur. çünkü dikkat etmişsinizdir, flamingoların da başı açıktır. buradan da tüm flamingoların su samurlarını baştan çıkartan ağır kevaşeler olduğu sonucuna varmamız mümkündür. tüm başı açık kadınlar inancını yaşamak isteyen elf gibi pastörize müminlere karşı tehdit oluşturan birer orospudur.
şimdiii sevgili yavrularım, biliyorsunuz ki istisnasız hepinizden ayrı ayrı tiksiniyorum. düşündüm ki yolunuz yol değil. adını feraye koydum: kerami'nin yolu'ndan yürümenizi öneriyorumhahaha!.. esprimi yazın bi kenara. ben yazarken çok güldüm.. ihtişamlı zihnimi üç saniye çalıştırarak minik bir yarışma tertipliyorum. amacım sizin kafirlikten çıkıp marifetullah olabilmenizdir. şüphesizdir ki, sempatiğimiz rab herkesi kucaklar; yazın kapı önlerine köpekler ve timsahlar için su kabı bırakır. bu münasebetle sizden bir aylık bir müddet içerisinde türbanla çekilmiş fotoğraflarınızı twitter üzerinden bana göndermenizi talep ediyorum. bir ayın sonunda ben, bülent özveren ve şempanzem çaydanlık'tan oluşan seçkin bir jüri tarafından seçilecek olan en pirüpak ve şık kadını, tesettürü kafasında altı ay kalmak şartıyla beşiktaş'ın herhangi bir branştan takımının en uzak deplasman müsabakasına götüreceğim. bu size bağlı. futbolu isterseniz rize deplasmanına gidip sizinle müthiş sıcak ve samimi bir hafta geçireceğiz. birbirinden gür balta girmemiş ormanlarda adeta domuz gibi yaşayacağız. kokuşacağız. tarzan ve jane gibi bitleneceğiz. elimize kıymıklar batacak. tetanos riskiyle uçlarda bir deneyim yaşayacağız. yüzümüzü berrak sularda yıkayıp ağzımızı scotch'la çalkalayacağız. sonra ben sizi en tenha yerde atlatıp istanbul'a döneceğim. başınızın çaresine bakın.
artık kimse arkanızdan götünüze bakmayacak. faziletli bir kadın olacaksınız.
haydi türbana.
kerami en şık türbanlı yazarı en uzak deplasmana götürüyor
Troll cakmasi yazardan basarisiz bir denemedir.
önce uzun olduğunu görüp okumayıp sonra okumaya karar verdiğim durum. değdi mi peki? orası tartışılır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
