asansörde mahsur kalmak

kaptan
düşünmesinin bile aklımı aldığı konudur...
ziyadesiyle tünelden geçerken rengi atan biri olarak amannn amannn dediğim konudur...
anammm dediğim konudur da aynı zamanda...
ana kartal
mahsur kalınca direk asansörle ilgili filimler gelir akla. "ulan gecenki filmde adam asansörde kalmıştı. sonra asansor kopmuştu. adam asansorde ölmüştü. ya şimdi bu da koparsa" deyip kıcını yırtarcasına imdat diye bağırmak.
besiktaskli
sektörde çalışmaya başlaıktan sonra hiç korkmadığım bir durumdur. bir telefonuna bakar oradan çıkmak.

ama siz siz olun. sakın acayip hareketlerde bulunmayın. asansörün kapıları demirde yapılıyor, plastikten değil. yumruklarınızla açmaya çalışırken daha büyük tehlikelere sebep olabilirsiniz. telefonunuz çekmiyorsa kabin butonyerinde bulunan "alarm" butonuna basınız.
karanartal
klostrofobisi olanlar için tehlikeli olsa da bir çok fantezinin çıkış noktasıdır. bir de asansörde hemcinsinle mahsur kalmak vardır ki o olabileceklerin en beteridir. [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
kiamusze
komşularla tanışma vesilesi olarak da değerlendirilebilecek bir kaza türü. ayrıca kriz yönetimi ve stres testi konularında da insana kendini ve çevresindekini tanıma şansı verir.
başıma bir kere geldi. ve benimle birlikte içeride 2 kişi daha vardı. evli bir çiftti ve henüz tanışmadığım üst komşulardan biriydiler. asansörde yaklaşık olarak 30 dakika mahsur kaldık. bunun 15 dakikası sesimizi duyurmaya çalışarak, 3-4 dakikası gelecek yardımı bekleyerek ve en az 10 dakika da kurtarma çabalarıyla gitti.
bu süre zarfında kadının depresif hallerini, erkeğin vurdumduymaz ve saçma sapan espriler yapmaya çalışıp ortamı yumuşatmaya çalışırken aslında daha da eline yüzüne bulaştırmasını izledim durdum. hatta bir ara kadının, kocasını benden kıskandığını veya kocasının bu hımbıl halinden olayı utanıp onu köşeye çekip ortada o, ben de kapı tarafında bekledim.

ilk 5 dakika çok fazla panik olmadı. ama sesimizi duyan olmadıkça ve telefonlarımızın hiç bir şekilde sinyal alamadığına şahit oldukça önce kadın, sonra onun etkisiyle ben biraz korkmaya başladık. kadın sürekli aklına kötü olasılıkları getiriyor, bunu da sesli sesli açıkladıkça beni de olumsuz etkiliyordu. örneğin bu binanin eski olduğunu ve muhtemelen asansörü tutan iplerin de eskimiş olabileceğini, her an kopabileceğini aklına getirdi. yere serbest düşen bir asansörün içindeki insanın ne yaparsa en az hasarla veya ölmeden kurtulabileceğini llise yıllarında fizik hocasının anlattığını ancak o günlerde şu anki kocasıyla salak salak fingirdediği için hiç birini dinlemedigini bile aynen bu kelimelerle söyledi.

insanın panik anında kendi kendine yarattığı terbiye baskısını nasıl da sıyırıp atabileceğini işte o an anladım.
15 dakika boyunca apartmana başka biri girip çıkmaz mı? çıkmadı işte! yaklaşık 15 dakika sonra biri sesimizi duydu ve yönetime haber verdi... yönetimin de teknisyeni bulup getirmesi 5 dakika kadar sürünce bizim işkencemiz daha da sürdü.
asıl sinir bozucu durum ise kapının acilip da tam iki kat arasında kalan asansörün önce santim santim aşağı indirilmesi, ama en son da artık daha fazla yerinden oynatılamadığı için yaklaşık 1 metrelik bir yükseltiyi dışarıdaki teknisyenin elinden tutarak çekilmek suretiyle çıkmamız istendi.

korku filmlerinden aklımızda kalan meşhur sahnelerde tam çıkarken o asansör hareket eder ve adam tam belinden ikiye bölünür... onu aklımıza getirerek içerden ikimiz de çıkamadık. bombayi da kadının kocası patlatıp ben çıkarım o zaman diyerek kanguru gibi hoplayıp çıktı. kadın, kocasının düşüncesizliğine mi yansın, içindeki durumun vahametine mi yansın bilemedi... neyse, bildiği tüm duaları edip tek hamlede çıkarken duvara çarpıp dizleri kanaya kanaya kurtuldu. en son da ben çıktım ve bu hikayemiz burada son buldu.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol