her seferinde muhakkak vuracak bir kaç kelimeyi bir araya getirebilen, besteleri her zaman 1 numara olan sanatçı
yusuf hayaloğlu
ah ulan rızayı dinlerken hala tüylerimin diken diken olduğu ve rahmetle andığımız sanatçı.
ahmet kaya sayesinde şiirlerini duyduğumuz, sonraları kendi sesiyle "ben buradayım" diyerek üstad ahmet kaya'nın yere düşen sazını kaldırarak yola tek başına devam eden ama kalbi rıza'nın(ahmet kaya'nın)
hasretine daha fazla dayanamayarak bu dünyadan göçüp giden halk ozanı, gözleri intihar mavi şiirsel savaşçı..
kendi halinde, nacizane bir internet siteside mevcuttur;
www.yusufhayaloglu.com.tr
hasretine daha fazla dayanamayarak bu dünyadan göçüp giden halk ozanı, gözleri intihar mavi şiirsel savaşçı..
kendi halinde, nacizane bir internet siteside mevcuttur;
www.yusufhayaloglu.com.tr
yazdıklarını her okuduğumda bu adam bu kadar ne yaşamış da bunları yazabilmiş diye içten içe merak ettiğim sanatçı.
çok güzel şiirleri olan ama onları ahmet kaya okuyunca güzel olan şair.
gözleri intihar mavi
dağların dorukları dumanlı olur
geriye dönmez savaşçılar
fırtınayla sınanmıştır ömürleri
karla yıkanmıştır yüzleri
bu yüzden asla vedalaşmaz
ve kılıçlarında taşırlar şiiri!
bu yüzden sevdaları mahzundur
yürekleri kallavi!
alınları ihanet vurgunudur
gözleri intihar mavi
dağların dorukları dumanlı olur
geriye dönmez savaşçılar
fırtınayla sınanmıştır ömürleri
karla yıkanmıştır yüzleri
bu yüzden asla vedalaşmaz
ve kılıçlarında taşırlar şiiri!
bu yüzden sevdaları mahzundur
yürekleri kallavi!
alınları ihanet vurgunudur
gözleri intihar mavi
tutmayın şiiriyle adamı mahvedendir.
Beni Tutmayın
Yağmurlu ve upuzun bir yolu düşe kalka yürümeye çalıştım.
Ve inanılamayacak kadar duygusal bir geçmişimiz oldu seninle.
üstelik biz bunu bir ömür boyu sürüp gider sanmıştık.
Beni tutma öyle sahnelere gelemem, beni tutma çok kötü yanılırsın.
Yıllardır öyle biriktim, öyle gerildim ki,topyekün boşalır toz olur dağılırsın.
Sen benim en ince dilimde türkümü çaldın
Sen benim en ücra duygularımı talan ederek beslendin
Her şeyin merkezi sendin ve her şey senin etrafında dönerdi.
Bar köşelerinde tükenip kaldırımlarda ararken kendimi, Gelip sana sığınırdım.,umutlarım bir kez daha sönerdi.
Beni tutma şantajlara boyun eğmem.
Beni tutma hırsımdan çatlarım.
Yıllardır öyle sabrettim öyle doldum ki,
şimdi yanardağlar gibi birden patlarım.
Bir yavru serçe hayata bağlanır gibi ağzım açık bağlandım sana,
Bir topal karınca yuvasına yaklaşır gibi, titredim ve heyecanlandım,
Bu akşam çekip gitme adına bütün ömrümü ve seni sildim.
Bir tuhaf senaryoydu ve bu senaryoda zavallı bir figürandın sadece, anlatamam
Kumlara yazılmış sözcükler kadar kısacıktı ümidim.
Ve anladım ki bir takım şeyleri ben ilk dalgada yitirmişim.
Beni tutma ben senin dizlerine çökemem
Beni tutma ellerinde kalırım, kırılırım
Yıllardır öyle daraldım öyle bunaldım ki;
şimdi bir saniye bile oyalarsan çıldırırım.
SEN, kalbimi emanet edecek kadar güvendiğim, dost bildiğim.
SEN, bir lokmayı bile hazmedemeyip birlikte yediğim.
Yatalak olsan altına yapsan bile iğrenmeden, alırdım dediğim
Bu nasıl insanlıkmış, bu nasıl arkadaşlıkmış, bu nasıl vefaymış
Bu nasıl acıymış ulan bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl cefa
Beni tutma gazabım yakar ellerini, beni tutma hurdahaş olursun.
Yıllardır öyle kırıldım, öyle küstüm ki,bir ah ederim kaskatı kesilir taş olursun.
Ben şimdi gözüne sokuyorum dünyaya,ama sen körsün ısrarla görmüyorsun
Ben şimdi beynine sokuyorum hayatı, bir türlü algılamak istemiyorsun.
Hala o aptal köşende oturup, beni öngörülerinle yargılamak ne kolaymış.
Peki! gördüklerimi gördün, yaşadıklarımı yaşadın mı SEN!
Peki devrik heykellerin önünde düşsüz yanılgıları o yüce gururlarıyla,
Yoksul fakat dürüst bir mızrak gibi dimdik duranların acısını yaşadın mı SEN!
Beni tutma gömleğim kan içinde, beni tutma darmadağın olursun
Yıllardır öyle çok yedim öyle çok doydum ki
şimdi bir tükürürüm kaskatı olur rezil olursun
Ey kir içinde yüzenler, herkesin atına binenler
Ey sürünenler, ey bölenler, bölünenler,
Herkesi birbirine düşürüp, sinsice sevinenler
Ey gençliğimi harcayanlar, ey kağıttan kaplanlar, zavallı sıçanlar.
Ey ciğeri beş para etmezler, ey sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar
Ey darbe kaçkınları, orta yolcular, dönekler, sümüklü böcekler
Ey ispiyoncular, bozguncular, medya çömezleri yüzü yırtılmış köçekler, ibneler
Beni tutmayın ulan burama geldi dayandı.
Beni tutmayın bozarım bu kirli numaranızı
Yıllardır öyle çok sömürdünüz, öyle çok kan kusturdunuz ki
Ulan bir şarjöre diz çöktürürüm ALAYINIZI! .......
Beni Tutmayın
Yağmurlu ve upuzun bir yolu düşe kalka yürümeye çalıştım.
Ve inanılamayacak kadar duygusal bir geçmişimiz oldu seninle.
üstelik biz bunu bir ömür boyu sürüp gider sanmıştık.
Beni tutma öyle sahnelere gelemem, beni tutma çok kötü yanılırsın.
Yıllardır öyle biriktim, öyle gerildim ki,topyekün boşalır toz olur dağılırsın.
Sen benim en ince dilimde türkümü çaldın
Sen benim en ücra duygularımı talan ederek beslendin
Her şeyin merkezi sendin ve her şey senin etrafında dönerdi.
Bar köşelerinde tükenip kaldırımlarda ararken kendimi, Gelip sana sığınırdım.,umutlarım bir kez daha sönerdi.
Beni tutma şantajlara boyun eğmem.
Beni tutma hırsımdan çatlarım.
Yıllardır öyle sabrettim öyle doldum ki,
şimdi yanardağlar gibi birden patlarım.
Bir yavru serçe hayata bağlanır gibi ağzım açık bağlandım sana,
Bir topal karınca yuvasına yaklaşır gibi, titredim ve heyecanlandım,
Bu akşam çekip gitme adına bütün ömrümü ve seni sildim.
Bir tuhaf senaryoydu ve bu senaryoda zavallı bir figürandın sadece, anlatamam
Kumlara yazılmış sözcükler kadar kısacıktı ümidim.
Ve anladım ki bir takım şeyleri ben ilk dalgada yitirmişim.
Beni tutma ben senin dizlerine çökemem
Beni tutma ellerinde kalırım, kırılırım
Yıllardır öyle daraldım öyle bunaldım ki;
şimdi bir saniye bile oyalarsan çıldırırım.
SEN, kalbimi emanet edecek kadar güvendiğim, dost bildiğim.
SEN, bir lokmayı bile hazmedemeyip birlikte yediğim.
Yatalak olsan altına yapsan bile iğrenmeden, alırdım dediğim
Bu nasıl insanlıkmış, bu nasıl arkadaşlıkmış, bu nasıl vefaymış
Bu nasıl acıymış ulan bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl cefa
Beni tutma gazabım yakar ellerini, beni tutma hurdahaş olursun.
Yıllardır öyle kırıldım, öyle küstüm ki,bir ah ederim kaskatı kesilir taş olursun.
Ben şimdi gözüne sokuyorum dünyaya,ama sen körsün ısrarla görmüyorsun
Ben şimdi beynine sokuyorum hayatı, bir türlü algılamak istemiyorsun.
Hala o aptal köşende oturup, beni öngörülerinle yargılamak ne kolaymış.
Peki! gördüklerimi gördün, yaşadıklarımı yaşadın mı SEN!
Peki devrik heykellerin önünde düşsüz yanılgıları o yüce gururlarıyla,
Yoksul fakat dürüst bir mızrak gibi dimdik duranların acısını yaşadın mı SEN!
Beni tutma gömleğim kan içinde, beni tutma darmadağın olursun
Yıllardır öyle çok yedim öyle çok doydum ki
şimdi bir tükürürüm kaskatı olur rezil olursun
Ey kir içinde yüzenler, herkesin atına binenler
Ey sürünenler, ey bölenler, bölünenler,
Herkesi birbirine düşürüp, sinsice sevinenler
Ey gençliğimi harcayanlar, ey kağıttan kaplanlar, zavallı sıçanlar.
Ey ciğeri beş para etmezler, ey sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar
Ey darbe kaçkınları, orta yolcular, dönekler, sümüklü böcekler
Ey ispiyoncular, bozguncular, medya çömezleri yüzü yırtılmış köçekler, ibneler
Beni tutmayın ulan burama geldi dayandı.
Beni tutmayın bozarım bu kirli numaranızı
Yıllardır öyle çok sömürdünüz, öyle çok kan kusturdunuz ki
Ulan bir şarjöre diz çöktürürüm ALAYINIZI! .......
çok erken kaybettiğimiz eşi benzeri olmayan sanatçı. çok yumuşak bir sese sahipti. onu dinlemek huzuru bulmak gibi birşey. erken ayrıldı aramızdan mekanı cennet olsun huzur içinde uyusun.
(bkz: ah ulan rıza)
vefatının 5. yıl dönümünde hala unutulmayansın... [ybkz]swh[/ybkz]
vefatının 6. yıl dönümünde hala unutulmayansın... [ybkz]swh[/ybkz]
Demek şimdi gidiyorsun
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak
Demek şimdi gidiyorsun
Kuşlarımız acıkacak
Saksılarımız artık sulanmayacak
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
Aynanın sahtekar yüzüne
Oy benim yaralım
Demek şimdi gidiyorsun
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine
Her şey tamam diyorsun git
Beni viran bir şehir gibi terket
Haydi git
Dışarısı ispiyon
Dışarısı ihanet
Seni bir gören olmasın dikkat et
Dostlukmuş ölüme yürümekmiş
Üstüne titremekmiş vefaymış
Aşk dediğin zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Çıkıncaya kadarmış
Bana komaz deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları
Oy benim yaralım
Asıl sancı uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış
Gitmek istiyorsun git
Bir savaşçı asla vedalaşmaz
Durma git
Dışarısı dinamit dışarısı enkaz
Şunu cebine koy ne olur ne olmaz
Eylül mağdurlarıydık kimsemiz yoktu
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza
Kimseye kıymamıştık oysa masumduk
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih
Yırtılan bir pankart gibi
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz
Oy benim yaralım
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz
Artık bitti diyorsun git
Kırılsın kapı-çerçeve kırılsın bu cam
Sorma git
Dışarısı panik dışarısı izdiham
Biliyorum seni vuracaklar bu akşam
Ne çok fire verdik üstüste
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta
Kimliği tespit edilmemiş
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse
Oy benim yaralım
Her gelen ölüm yazmış
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize
Kendini arıyorsun git
Aptal bir hayat kur içinde beni barındırmayan
Kalma git
Dışarısı barut dışarısı gardiyan
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan
Demek şimdi gidiyorsun
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele
Demek şimdi gidiyorsun
Yıkılan bir duvar gibi ömrüme devrile devrile
Demek mecburi istikametlerin
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
Oy benim yaralım maralım
Demek şimdi gidiyorsun
Ve bana bir tek seçenek kalıyor güle güle
Beni öldürüyorsun git
Kalmasın sende kahrım kalmasın derdim
Bakma git
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak
Demek şimdi gidiyorsun
Kuşlarımız acıkacak
Saksılarımız artık sulanmayacak
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
Aynanın sahtekar yüzüne
Oy benim yaralım
Demek şimdi gidiyorsun
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine
Her şey tamam diyorsun git
Beni viran bir şehir gibi terket
Haydi git
Dışarısı ispiyon
Dışarısı ihanet
Seni bir gören olmasın dikkat et
Dostlukmuş ölüme yürümekmiş
Üstüne titremekmiş vefaymış
Aşk dediğin zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Çıkıncaya kadarmış
Bana komaz deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları
Oy benim yaralım
Asıl sancı uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış
Gitmek istiyorsun git
Bir savaşçı asla vedalaşmaz
Durma git
Dışarısı dinamit dışarısı enkaz
Şunu cebine koy ne olur ne olmaz
Eylül mağdurlarıydık kimsemiz yoktu
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza
Kimseye kıymamıştık oysa masumduk
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih
Yırtılan bir pankart gibi
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz
Oy benim yaralım
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz
Artık bitti diyorsun git
Kırılsın kapı-çerçeve kırılsın bu cam
Sorma git
Dışarısı panik dışarısı izdiham
Biliyorum seni vuracaklar bu akşam
Ne çok fire verdik üstüste
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta
Kimliği tespit edilmemiş
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse
Oy benim yaralım
Her gelen ölüm yazmış
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize
Kendini arıyorsun git
Aptal bir hayat kur içinde beni barındırmayan
Kalma git
Dışarısı barut dışarısı gardiyan
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan
Demek şimdi gidiyorsun
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele
Demek şimdi gidiyorsun
Yıkılan bir duvar gibi ömrüme devrile devrile
Demek mecburi istikametlerin
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
Oy benim yaralım maralım
Demek şimdi gidiyorsun
Ve bana bir tek seçenek kalıyor güle güle
Beni öldürüyorsun git
Kalmasın sende kahrım kalmasın derdim
Bakma git
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?