ön libero

dingoc
günümüz futbolunun en büyük gereksinimi. top kesme görevi ile takımın savunma başlangıcıdır. bir de faydalı top kullanan bir ayaksa bu pozisyonda ki oyuncu, takımın başarısı kaçınılmaz olur. örnek için

(bkz: Federico Giunti)
david ginola
2000'ler sonrası futbol adına yapılmış en sığ hamledir bu pozisyonun tercih edilmesi.

her ne kadar bu bölgenin sembol oyuncuları patrick vieira, esteban cambiasso, gennaro gattuso falan olsa da günümüzde işleyişine baktığımızda; topu aldığında en yakınındaki adama yan pas yapan, teknik, hız, dripling fakiri hava toplarına hakim, çok koşan oyuncular seçilir.

ve bu anlayış takımların bütçeleri düştükçe yahut maçların zorluk derecesi arttıkça 2, 3, 4 ön liberoya kadar çıkar.

mc yerine dmc tercih etmek, ileri çıkmayan çakılı bek tercih etmek kadar futbolun seyir zevkini öldürür. barça'nın yarattığı akım neticesinde bu zihniyet yavaştan değişse de, bugüne kadar futbolu kısırlaştırdığı gerçeği asla değişmeyecektir.
dingoc
takım defanstayken savunmanın göbeğinin içine gömülmesi anında yardımcı stoper, takım ataktayken ise hücuma destek vermesi gereken, rakip ceza sahası önünde durarak seken topları toplayan veya kaleye şut olarak gönderen topçuya denir. tabi mehmet aurelioyu veya veli kavlakı oynatırsanız, tanım baştan aşağı değişir
sy3706
bu sene takımımızın çift forvetle oynayacağı düşünülürse oldukça kritik bir yer haline gelecek mevki.
roll a joint
renktaşların büyük bölümünün sağ bek ile beraber transfer istediği bölge.


sağ açık, açık açık bas bas "yohum lan ben" diye bağırıyorken kendini geliştirmeye devam eden necip uysal'a haksızlık edilip yanlış mevkiye transfer istendiğini düşünüyorum.
şutmesafesişutpozisyonu
bazı arkadaşların ısrarla , orta sahanın ortasında oynayan arkadaşlar için kullandıkları ,aslında hiç bir zaman var olmamakla beraber , anlaşıldığı manada kullanımı da günümüz futbolunda geçerliliğini yitirmiş bir tanımdır.aslında yetmişli yıllarda yıllarda ortaya çıkmıştır. , o zamana kadar defansın arkasında alan savunması yaparak stoperlerden sarkan topları toplayan ve oyuna sokan futbolcuların ki bunlara libero denilirdi ve defansın en arkasında oynarlardı, ancak bu savunmanın sıkıntıları belirip artık eskisi gibi iş yapmadığı anlaşılınca, bu arkadaşlar yerini bu sefer defansın arkasında değil de, önünde görev yapan topu oyuna sokma becerisi gelişmiş ve defansif yönü kuvvetli oyunculara bıraktılar. Bu sistemi kullanan takımlar 4-1-3-2 veya 4-1-4-1 dizilişiyle sahaya çıkarlardı. Takımda ön libero diye adlandırılan oyuncu 1 taneydi ve defansın hemen önünde yer alırdı. Ancak bu adamlar hiç bir zaman ön libero olarak adlandırılmadılar.
Çünkü bunun adı da ön libero değildi, zira libero (libre latince serbet demektir) yani serbet adam manasına gelir , ve dünyada hiç bir dilde ön libero diye bir tanım yoktur. Ön libero kavramının çıktığı ve dafnstan gelerek oyuna katılan oyuncular o yıllarda zaten defansda görev yapıyorlar ancak klişelerin aksine hucüma da katkı veriyorlardı.
1970 meksika dünya kupasında brezilyalı oyuncu clodoaldo ile başlayan defans oyuncusunun hücuma katkı yapma olayı, daha sonra, franz beckenbauer ile zirve yapmış, 1994 dünya kupasında dunga bu görevde çok başarılı olmuştu.Bunların çoğu aslında salt defans oyuncuları idiler ancak hücuma da katkı vermeye başlayarak, rakiplerin tüm planlarını alt üst etmişlerdi. Bunun üzerine herkes bazı arayışlara girdi.
Ancak bu sistemin sakıncaları zamanla su yüzüne çıktı ve ön libero( tekli ve sadece defans yönü kuvvetli ve savunmanın önünden ayrılmayan oyuncular) yerini bizim anladığımız manası ile defansif orta saha oyuncularına bıraktı, burada ki fark defansif orta saha oyuncularının aslında orta saha oyuncuları olup , defansa da yardım edebilme yeteneklerinin, pozisyon alma bilgilerinin olmasıydı, ancak ön liberolar gibi bu oyuncular aslında birer defans oyuncuları değildiler ve asıl görevleri orta sahayı kapatmak ve pozisyon oluşmadan pozisyonları önlemekti.
Yani sonuçta ön libero diye bir şey aslında yok, kullanımı tamamen yanlış ve literatürde yer almıyor. DMC diye adlandırılan oyuncular defansif midfielder yani defansif orta saha oyuncularıdır.
Anchorman diye adlandırılan oyuncular vardır bunlar defansın hemen önünde yer alırlar ve aslında bizim söylemek istediğimiz , türkçeye geçen terimi ile ön libero budur, ancak bu da serbest adam değildir ve libero tabiri yanlıştır. günümüzde bu sistemi kullanan takım yoktur.
Fabian ernest, veli kavlak, emre belözoğlu, xavi bunlar asla ve asla ön libero değildirler .defansif orta saha oyuncularıdır.
oyunbozan
defans yönü güçlü ve hücum için orta sahaya gerekli desteği anlık kurnazlıklarla verebilecek zeki futbolcu tanımlaması. adı ne olur bilmiyorum ancak bu mevkide oynayan futbolcunun tek yapması gereken defansa güven ver orta sahana destek ol ve hızlı atak yapmaya yardımcı ol.

bence adı ön libero yerine "oğlum çok önemlisin lan" olmalı.

edit: bu adam çok ama çok sağlam olursa ve maçı kazanmak istiyorsak taktiği 3-1-4-2 olamalı ve tribünler sürekli "hücum beşiktaş hücum" diye bağırmalıdır.
ederson
#334278

bu bilgilendirici entry'e ek olarak, günümüz futbol takımlarının regista ya da deep lying playmaker'ları defansif orta saha pozisyonunda oynattığını da belirtmemiz gerekir. oyun görüşü, dayanıklılığı, yaratıcılığı, pas verme ve teknik meziyetleri yüksek bu oyuncular özellikle kontraatak benzeri oynayan takımlarda fark yaratırlar, daha set hücumunu ve rakip sahaya yerleşmeyi hedefleyen takımlarda ise biraz daha öne kayarak orta sahanın ortasında yer alırlar.

aslında ben ön libero kavramının anlam kaymasına uğramasını helenio herrera'nın catenaccio'sunun yaşadığı sürece benzetirim biraz. herrara oynattığı sistemin aslında ofansif amaçları olduğunu, bunu da sürekli ileri geri çalışan attacking full-back'lerden beklenen performansa dayalı olduğunu savunur. kendisine göre kendisinin inter'inden sonra bu sistemi uygulayan takımlar, dinamik kenar oyuncuları bulamadığından dolayı sistemin içini boşaltmışlardır. ön liberolar da, benzer nedenlerden dolayı anchorman diye tabir ettiğimiz çakılı adamlara evrilmişlerdir günümüzde.

bir diğer örnek olaraksa, şu gazetelerin bitmek bilmeyen her defans oyuncusuna stoper deme alışkanlığını gösterebiliriz. stoper, isminden de anlaşılacağı üzere stopper (yani durdurucu) olarak adlandırılan bir merkez defans rolüdür aslında. bu rolde oynatılan oyuncular, defansı önde kuran takımlarda daha tehlike başlamadan topu savuşturmakla görevli, mücadele gücü yüksek, nispeten süratli isimler olmak zorundadır. gençliğinde ibrahim toraman bu tarz oyunculara güzel bir örnek oluştururdu mesela.

bizdeki durum biraz kolaya kaçma, fazlaca da bilgisizlik yanisi. her forvetin striker, her ofansif oyuncunun oyun kurucu olarak addedildiği bir memleket burası sonuçta. [ybkz]swh[/ybkz]

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol