yunanca atomostan gelir ve atomos da bölünemez demektir. evrendeki her şey atomlarla ilgilidir. evren temel parçacıklardan oluşur. Başta bu parçacıkların atom olduğu düşünülüyordu ve bu yüzden ona bu isim verilmişti. Ancak zaman içinde fizikçiler bölünemezi de bölmenin mümkün olduğunun farkına vardılar. daha da küçük parçacıkların olduğu keşfedildi, atomun çekirdeğinde bir arada bulunan proton ve nötronlar ve atomun etrafında inanılmaz bir hızla dönen elektronlar. Eğer bir şehri bir atom boyuna gelebilecek kadar küçültebilseydik çekirdeği şehrin ortasındaki bir futbol topu kadar kalırdı. Bu durumda elektron da merkezden otuz kilometre kadar dışarıda olan ve bu futbol topunun etrafında saniyede kırk bin kez dönebilen bir misket olurdu. işte buradan atomun ne kadar küçük ve boş olduğunu anlayabiliriz. şöyle bir soru sorabiliriz:
eğer atomlar boşsa neden masaya vurduğumuzda elimiz masanın içinden geçip gitmiyor?
bunun nedeni elektronlar arasındaki elektrik kuvveti ve bizim Pauli Dışlama İlkesi dediğimiz yani iki atomun aynı anda aynı yerde olamamasıyla ilgisi vardır. bu da bizi var eden güçlere götürür. Tüm parçacıklar bir diğeriyle temel kuvvetler vasıtasıyla etkileşime geçer. çekim, elektromanyetizma, baskın kuvvet, zayıf kuvvet... örneğin bunlar arasında en zayıf olanı çekimdir ancak menzili sonsuzdur. dünyanın güneşin etrafında dönmesinin nedeni onun çekim gücüdür.galaksinin ortası gibi uzak bir noktadaki çekim gücü bile bizi etkiler.
bir de elektrik ve manyetizmayı tek teori halinde birleştiren elektromanyetizma var. zıt kutupların birbirini çekmesi ve aynı kutupların birbirini itmesine neden olan şey... sorun da burada yatıyor zaten. fizikçiler protonların pozitif yüklü olduğunu öğrendiler fakat elektrikte aynı kutupların birbirlerini itmesi gerekir öyle değil mi ? eğer protonların hepsi benzer yüklü ise (pozitif) birbirlerini itmeleri şarttır. hesaplamalar yapıldı ve görüldü ki, eğer protonlar futbol topu büyüklüğünde olsaydı üzerleri bilinen en güçlü metal alaşımla kaplanmış olsa bile elektriğin itme gücü o kadar büyük olurdu ki o metali tuvalet kağıdı gibi parçalardı. bir protonu iten kuvvet işte bu kadar büyüktür ama yine de tüm bu itme gücüne rağmen protonlar çekirdekten ayrılmıyorlar. fizikçiler bu durumu incelediler ve bilinmeyen bir güç tespit ettiler. buna da baskın çekirdek gücü adını verdiler. bu öyle bir güç ki çekirdekte protonları bir arada tutmaktadır.
gerçekte nükleer güç, elektromanyetizmadan yüz kat daha güçlüdür. eğer protonlar yüksek hızda birbirlerinden uzaklaşan iki tren olsaydı baskın kuvvet onların birbirinden ayrılmasına engel olabilirdi. işte baskın kuvvet budur. ama akıl almaz gücüne rağmen baskın kuvvetin menzili çok kısadır,atom çekirdeğinin ebatından bile daha küçüktür. eğer bir proton, atomun çekirdeğinden kurtulmayı başarırsa baskın kuvvetin etkisinden kurtulmuş olur ve sadece geri kalan kuvvetlerin etkisine girer.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?