ayrılığın hiç de dostane olmayışı.
arkadaşın ölmesi
şimdi gene hikaye anlatıyor dediğinizi duyar gibiyim sevgili arkadaşlar. hayatımda sadece kısa bir süre tanıdığım ama kaybı bende derin izler bırakan bir insandan bahsedeceğim.
ismi josep aliaga. ispanyol kendisi, aynı zamanda adaşım.
geçen yıl mart ayında beyrutta boktan bir binadan bozma hostelde, bir koridora atılmış 3 yatak ve perdeyle çevrilmiş oda demeye bbin şahit isteyen bir alanı paylaşıyorduk, günlüğü 10 dolar olduğu için burda kalmayı tercih emiştik. orda tanıdım ben bu adamı. ispanyol dedim ya adam, inanılmaz sıcak kanlı, ben de sıcak kanlıyımdır, hemen bir muhabbet falan filan derken birbirimize çok ısındık bu adamla.
kaldığım 1 hafta boyunca gündüz etrafı dolaşıyorduk gece ise beyrutun eğlence alemlerine akıyorduk, bu olay 1 hafta boyunca devam etti, benden büyüktü , 30 yaşlarında falandı josep. beyruta o da tatile gelmiş 1 hafta için , ama çok sevmiş 2 aydan beri de ordaymış gidememiş bir türlü.
hakikaten de öyle beyrut, ortadoğunun incisi parisi süper bir yer, israil denen katil devlet her ne kadar da şehri yerle bir etse bile şehir hala çok güzel. zengin ve fakir bir şehir. ilk indiğim andan hostele gidene kadar en az 5 ferrari saydım, porcheları sayamadım bile. ama şehirde tarfik kuralı yok, kırmızı ışığa kimse uymuyor, bi yere gidene kadar kesin kaza yapmış araçlar görüyorsunuz, herkez ışık ihlali yapıyor.
eğlence ayrıntılarına girmeyeceğim, sadece şunu diyim, çok taş bir kızsanız gece klübüne girme garantiniz yok, turist erkekler daha rahat giriyor, etraf sanki milanoda mankenlik ajansının önünde bekleyen kız kalabalığı gibi, esmer ve güzel beyrut kızları. ( 5 dakika duş molası sonra devam edeceğim)
neyse, joseple çok süper anılarımız oldu, dedim ya 2 aydır ordaydı, bi mekana gidiyoruz 10 dakika sonra etrafımızda 3-4 kız muhabbet falan döndürüyor adam, tam bir arsen lüpen yani. gündüzleri kültür gezileri yapıyoruz diğer şehirlere gidiyoruz falan, yolda muhabbet dönüyor, kültürlü bir herif aynı zamanda.
hal böyle olunca ben de kendisini istanbula davet ettim, hemen kabul etti. ben istanbula döndükten 2 hafta sonra atladı geldi buraya 4 günlüğüne. hatta kendisiyle istanbulda salak bir anım var onu da anlatayım göz yaşlarımı silerken. şimdi biz istanbullular olarak taksmde buluşurken yüzde doksanımız burger kingde buluşuruz. ben de öyle dedim, meydanda bulabileceği en iyi yer burger king. neyse buluşma saatinde gittim üzerimde matador kıyafeti sağ elimde mızrak, bekle babam bekle bekle babam bekle 1 saat oldu yok bizim heriz. dedim herhalde burhgerları karıştırdı, yürüdm galatasarayın olduğu burgera orda da yok, çok kızdım ipneye.telefon açıyorum açmıyor telefonu ipne, işin rengi sonradan orataya çıktı, ben bu salağı burgerın dışında beklerken o da beni içerde bekliyormuş, tam 1 saat mal gibi o içerde ben dışarda beklemişiz.
neyse efendim kaldığı 4 gün boyunca yedik içtik gezdik eğlendik, süper eğlendik. bizim josep burayı çok sevdi beyrut gibi. sonra dediki sen bana burda sürekli kalacak bir yer ayarla ben burda kalmak istiyorum artık diye. çok sevindim inanılmaz mutlu oldum. istanbuldan beyruta döndü son bir elveda demek için, eşyalarını falan toplayıp ebn kendisine uzun bir süre kalacak bir oda ayarlayınca hemen gelecekti, 1-2 ay da burda takılacaktı. ben buna aylık 500 tl ye arkadaşımın yanında her şey dahil osmanbeyde bir oda buldum, ucuz uçak bileti aldı1 hafta sonra istanbula geliyor, planlar yapıyoruz ortamların anasını ağlatacaz giye, taksim meydanını tayyipten önce biz yıkacaktık o derece.
sadede geliyorum; öncesinde söylemiştim beyrutta trafik kuralı yok diye, istanbula gelemeden 3 gün önce hostelin önünden karşıya karşıya geçerken araba çarpıyor, oracıkta hayatını kaybediyor. çok uzun
bir süre kendime gelemedim.
3 gün sonra istanbula gelecek adamın 3 gün sonra ispanyaya cenazesi kalktı.
çok kısa sürede sağlam arkadaşlığımız olduğu bu güzel insanı kaybettim.
kötü bir duygu. allah kimseye yaşatmasın ama hayat da böyle bir şey...
ismi josep aliaga. ispanyol kendisi, aynı zamanda adaşım.
geçen yıl mart ayında beyrutta boktan bir binadan bozma hostelde, bir koridora atılmış 3 yatak ve perdeyle çevrilmiş oda demeye bbin şahit isteyen bir alanı paylaşıyorduk, günlüğü 10 dolar olduğu için burda kalmayı tercih emiştik. orda tanıdım ben bu adamı. ispanyol dedim ya adam, inanılmaz sıcak kanlı, ben de sıcak kanlıyımdır, hemen bir muhabbet falan filan derken birbirimize çok ısındık bu adamla.
kaldığım 1 hafta boyunca gündüz etrafı dolaşıyorduk gece ise beyrutun eğlence alemlerine akıyorduk, bu olay 1 hafta boyunca devam etti, benden büyüktü , 30 yaşlarında falandı josep. beyruta o da tatile gelmiş 1 hafta için , ama çok sevmiş 2 aydan beri de ordaymış gidememiş bir türlü.
hakikaten de öyle beyrut, ortadoğunun incisi parisi süper bir yer, israil denen katil devlet her ne kadar da şehri yerle bir etse bile şehir hala çok güzel. zengin ve fakir bir şehir. ilk indiğim andan hostele gidene kadar en az 5 ferrari saydım, porcheları sayamadım bile. ama şehirde tarfik kuralı yok, kırmızı ışığa kimse uymuyor, bi yere gidene kadar kesin kaza yapmış araçlar görüyorsunuz, herkez ışık ihlali yapıyor.
eğlence ayrıntılarına girmeyeceğim, sadece şunu diyim, çok taş bir kızsanız gece klübüne girme garantiniz yok, turist erkekler daha rahat giriyor, etraf sanki milanoda mankenlik ajansının önünde bekleyen kız kalabalığı gibi, esmer ve güzel beyrut kızları. ( 5 dakika duş molası sonra devam edeceğim)
neyse, joseple çok süper anılarımız oldu, dedim ya 2 aydır ordaydı, bi mekana gidiyoruz 10 dakika sonra etrafımızda 3-4 kız muhabbet falan döndürüyor adam, tam bir arsen lüpen yani. gündüzleri kültür gezileri yapıyoruz diğer şehirlere gidiyoruz falan, yolda muhabbet dönüyor, kültürlü bir herif aynı zamanda.
hal böyle olunca ben de kendisini istanbula davet ettim, hemen kabul etti. ben istanbula döndükten 2 hafta sonra atladı geldi buraya 4 günlüğüne. hatta kendisiyle istanbulda salak bir anım var onu da anlatayım göz yaşlarımı silerken. şimdi biz istanbullular olarak taksmde buluşurken yüzde doksanımız burger kingde buluşuruz. ben de öyle dedim, meydanda bulabileceği en iyi yer burger king. neyse buluşma saatinde gittim üzerimde matador kıyafeti sağ elimde mızrak, bekle babam bekle bekle babam bekle 1 saat oldu yok bizim heriz. dedim herhalde burhgerları karıştırdı, yürüdm galatasarayın olduğu burgera orda da yok, çok kızdım ipneye.telefon açıyorum açmıyor telefonu ipne, işin rengi sonradan orataya çıktı, ben bu salağı burgerın dışında beklerken o da beni içerde bekliyormuş, tam 1 saat mal gibi o içerde ben dışarda beklemişiz.
neyse efendim kaldığı 4 gün boyunca yedik içtik gezdik eğlendik, süper eğlendik. bizim josep burayı çok sevdi beyrut gibi. sonra dediki sen bana burda sürekli kalacak bir yer ayarla ben burda kalmak istiyorum artık diye. çok sevindim inanılmaz mutlu oldum. istanbuldan beyruta döndü son bir elveda demek için, eşyalarını falan toplayıp ebn kendisine uzun bir süre kalacak bir oda ayarlayınca hemen gelecekti, 1-2 ay da burda takılacaktı. ben buna aylık 500 tl ye arkadaşımın yanında her şey dahil osmanbeyde bir oda buldum, ucuz uçak bileti aldı1 hafta sonra istanbula geliyor, planlar yapıyoruz ortamların anasını ağlatacaz giye, taksim meydanını tayyipten önce biz yıkacaktık o derece.
sadede geliyorum; öncesinde söylemiştim beyrutta trafik kuralı yok diye, istanbula gelemeden 3 gün önce hostelin önünden karşıya karşıya geçerken araba çarpıyor, oracıkta hayatını kaybediyor. çok uzun
bir süre kendime gelemedim.
3 gün sonra istanbula gelecek adamın 3 gün sonra ispanyaya cenazesi kalktı.
çok kısa sürede sağlam arkadaşlığımız olduğu bu güzel insanı kaybettim.
kötü bir duygu. allah kimseye yaşatmasın ama hayat da böyle bir şey...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?