17 mayıs 2013 banvit beşiktaş maçı

0 /
gidiyorum bu
beko basketbol ligi 2012-2013 sezonu play off çeyrek final eşleşmesinin ilk karşılaşması. iki galibiyete ulaşan takım yarı finale yükselecek. saha avantajı bandırma ekibinde. müsabakanın saati ise henüz açıklanmadı.
avcarlıçürük
tabii ki cuma günü oynanacak olan maç. saatini de 18.00 falan yaptınız mı, tamamdır. ne güzel deniz otobüsüne atlayıp bandırma'ya gitme hayallerimiz vardı oysaki...
gidiyorum bu
--alıntı--

"ev sahibi avantajını ilk turda kaybettik ki bu bir dezavantaj. düzen içerisinde basketbol oynayan bir takımla karşılaşacağız. onların düzenini bozup kendi oyunumuzu oynamalıyız. ilk maç çok zorlu olacak. bu hafta içerisinde spor sahalarında görmek istemediğimiz olaylar yaşandı. umarım basketbolda bu olaylar yaşanmaz. rekabeti saha içerisinde bizlere bıraksınlar. onlar da bizlere destek olsunlar.”

--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
gidiyorum bu
her iki takım adına da büyük ölçüde serinin akıbetine ışık tutacağını düşündüğüm karşılaşmadır. açıkçası "normal sezon sonrası play-off'ta beşiktaş'ın hangi takımla eşleşmesini istemezsin?" diye sorsalar çok düşünmeden "banvit" derdim. aslında sorup öğrenmek için aramışlar ancak ben o sıra flash tv'de gerçek kesit programının geçmiş bölümlerini izlediğim için farketmemişim. zira o saat diliminde rahatsız edilmemek için telefonumu sessize alıyorum. cahit kaşıkçılar'ın performansı gerçekten büyüleyici. neyse konu dağılıyor.

kanaatimce bandırma ekibi bu ligin en oturmuş takımı. kadrosunun çok önemli bir kısmı uzun süredir bir arada oynuyor ki bunun takım sporları açısından ne kadar önemli olduğunu uzun uzun anlatmaya sanırım gerek yok. dolayısıyla çeyrek finalde, sakatlıklar sebebiyle eksik hazırlanmak durumunda kalan bir anadolu efes veya bu sezon takım kimyasını oturtmayı hiç başaramamış bir fenerbahçe ülker ile bu etapta karşılaşmak sanki daha iyi olurdu.

bu sezon[ybkz]swh[/ybkz] başında eksik olduklarını düşündükleri yerlere bir iki takviye yaparak düzenlerini bozmadılar. bunlardan bir tanesi cska moskova'dan aldıkları ve daha önceden fransa'da erman kunter'in de talebeliğini yapmış olan, 2-3 numara pozisyonlarında oynayabilen sammy mejia. oldukça istikrarlı bir skorer ve her maç belli bir standardı yakalıyor. boyalı alana ise önceki sene olin edirne forması giyen, haliyle beko basketbol ligi'nin pek de yabancısı olmayan sırp pivot (vurgula: vladimir stimac ) takviyesi gerçekleştirildi. stimac, pota altında banvit'in ihtiyaç duyduğu savunma sertliğini verebilen, skordan daha çok ribaundlardaki etkinliği ile ön plâna çıkan bir uzun. tabii buradan hücumda etkinliği olmadığı anlamı çıkmasın. yugoslavlar tek yönlü oyuncu yetiştirmez hiçbir zaman.

uzun süreli kontratlar yapıp kadrolarında tuttukları oyuncular arasından bize en çok sıkıntı yaşatabilecek isimlerin başında şüphesiz abd'li power forward'ları (vurgula: chuck davis ) geliyor. gerçekten müthiş bir basketbolcu. bu anlamda damir markota ve cevher özer'e kolaylıklar diliyorum. kendisine etkili yardım savunması getirilmezse canımızı çok yakacak bir potansiyele sahip.

kısa rotasyonunda (vurgula: keith simmons), euroleague tecrübesi bulunan (vurgula: kalin lucas), şafak edge gibi önemli silahları var. pick'n roll savunmasında ciddi sıkıntılar çekiyoruz. maçı kazanmak istiyorsak bu oyuncuların; davis, stimac ve boşnak uzunları (vurgula: kenan bajramovic) ile aralarındaki pas kanallarını mutlaka kapatmak zorundayız. bu da ekstra bir efor gerektiriyor.

bizim neler yapabileceğimiz ise artık yerleşik hâle gelmiş zaaflarımız olan top kayıpları ve serbest atış yüzdemizi ne derece düzeltebildiğimiz ile yakından alâkalı. istanbul'da oynadığımız son lig karşılaşmasında[ybkz]swh[/ybkz] bize maçı kaybettiren en önemli faktör % 36'lık (7/19) serbest atış yüzdemiz oldu. beşiktaş bu sezonun genelinde üçlükle yaşayıp üçlükle ölen bir takım profili çizdi. % 40'ların üzerinde üç sayı isabet oranı yakaldığımız hiçbir maçı kolay kolay kaybetmedik. bu da son derece riskli bir hücum tarzı.

şurası bir gerçek ki bizim bu tip takımlarla aramızdaki oyuncu kalitesi farkını ancak üst düzey bir mücadele ile kapatmamız mümkün. euroleague'de oynadığımız iki siena maçı, fenerbahçe ülker'i yüksek sayı farkından geri gelip mağlup ettiğimiz karşılaşma, cska moskova ve barcelona regal deplasmanları somut örnekler olarak verilebilir.

benim kafamı meşgul eden soru ise ya bu takımlar da en az sizin kadar mücadele ederek size karşılık verirse ne olacak? biz bu noktada insan üstü bir gayret gösterip vites yükseltebilecek miyiz? bunu da sahada göreceğiz.

remzin kara kartallar gibi manileri yen aş; lâyıktır bu vasıflar sana ey şanlı beşiktaş.

p.s: az kalsın unutuyordum müsabakanın baş hakemi rüştü nuran. tüm yazdıklarımı unutsak mı?[ybkz]swh[/ybkz]

deniztarafindakikale
deplasmanda muhakkak bir maç kazanmamız gereken play-off eşleşmesi.

iyi de o nasıl olacak onu merak ediyorum. bu takım bu sene anadolu efes ( cumhurbaşkanlığı kupası ) ve fenerbahçe ( top 16 sonunculuk maçı ) maçları dışında hedef maç kazanmadı ki ?
avcarlıçürük
sabah 4.24'ten bu yana, hakkında ilk kez entry girilen maçımız. en azından maç saatinde, gereken ilgi ve alâkayı gösterelim. kazanmamız gerek bu maçı, kazanacağız. hep beraber inanıyoruz şimdi, aynı anda.
höwedes
ilk çeyreği 8-11 önde kapadığımız karşılaşma. markota 6 sayıyla en skorer ismimiz ve vidmar faullerde 4te sıfır.
höwedes
ikinci çeyreğin bitimine 3:08 kala 17-27 önde olduğumuz karşılaşma. alan savunmasında şimdilik iyiyiz ve falker hem savunmada hem de hücumda vidmar'ı aratmayacak derecede iyi.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol