HERHANGİ BİR YÖNETİCİYE İHTİYAÇ DUYMAYAN YÖNETİM ŞEKLİDİR.
anarşizm
her türlü otoriteyi, insanın insan üzerinde ki tahakkümünü reddeden, özel mülkiyet karşıtı siyasi akım.
insan olarak kabul görmek için direnmek.
anarşizm'in çıkış noktası, insan doğasının "iyiliği" kavramının, bir otorite yani devlet ile birlikte uyuşmamasıdır. yani, eğer insan tahakküm altına alınmaz ise insanlar arası etkileşim bencillikten uzak bir noktada olacak, kısaca, sosyal bir düzen inşa edilebilecek ve bunu denetlemeye lüzum kalmayacaktır. dikkat edin, en önemli nokta, insanın özde iyi olduğu varsayımıdır.
bu varsayım çeşitli liberal filozoflar tarafından "kusurlu" bulunmaktadır. Örneğin; Thomas Hobbes, "insan insanın kurdudur" diyerek aslında insanın bencillikten yaratılmış bir varlık olduğuna dikkat çekerek bu varvarsayımı geçersiz bulurken, Jean Jack Rousseau insan doğasının iyi olması ihtimalinde bile mülkiyet haklarını koruması gereken bir yapının olması gerektiği temelinde bir eleştiriye tabi tutar.
bu nokta da, bir dünya görüşünün (anarşizm de dahil) en önemli özelliği onun evrensel doğru olup olmadığı değil, hangi amaçla ve nasıl doğru kılınabileceğidir. çünkü, her görüş kendini evrensel doğru ilan ederse, bu noktada ortaya çıkabilecek şey, en iyi ihtimalle, sosyal kopukluk ve kalıpyargı hakimiyetinin getireceği insanlar arası yoğun nefret duygusudur.
şu dönemde. insan doğasının mutlak iyi olduğunu savunmak için, bir çok detayı gözden kaçırmak gerekmektedir. çağımızın kapitalizm'i, sadece ekonomik değil sosyo-kültürel bir meseledir; marx'ın yabancılaşma kavramı ile anlaşılabilecek bu mesele, tarihin gelişimi sürecinde maalesef bir kaç "serserinin" yarattığı bir sistemden ibaret olmayıp, insan bencilliğinin en büyük kanıtıdır.
diyeceğim o ki, anarşizm, daha teorisi oluşmadan kendini çürütmüş, optimist bir teoridir. dolayısı ile bu noktadan sonra bir kırılma meydana getirebileceğine pek inanmamaktayım.
bu varsayım çeşitli liberal filozoflar tarafından "kusurlu" bulunmaktadır. Örneğin; Thomas Hobbes, "insan insanın kurdudur" diyerek aslında insanın bencillikten yaratılmış bir varlık olduğuna dikkat çekerek bu varvarsayımı geçersiz bulurken, Jean Jack Rousseau insan doğasının iyi olması ihtimalinde bile mülkiyet haklarını koruması gereken bir yapının olması gerektiği temelinde bir eleştiriye tabi tutar.
bu nokta da, bir dünya görüşünün (anarşizm de dahil) en önemli özelliği onun evrensel doğru olup olmadığı değil, hangi amaçla ve nasıl doğru kılınabileceğidir. çünkü, her görüş kendini evrensel doğru ilan ederse, bu noktada ortaya çıkabilecek şey, en iyi ihtimalle, sosyal kopukluk ve kalıpyargı hakimiyetinin getireceği insanlar arası yoğun nefret duygusudur.
şu dönemde. insan doğasının mutlak iyi olduğunu savunmak için, bir çok detayı gözden kaçırmak gerekmektedir. çağımızın kapitalizm'i, sadece ekonomik değil sosyo-kültürel bir meseledir; marx'ın yabancılaşma kavramı ile anlaşılabilecek bu mesele, tarihin gelişimi sürecinde maalesef bir kaç "serserinin" yarattığı bir sistemden ibaret olmayıp, insan bencilliğinin en büyük kanıtıdır.
diyeceğim o ki, anarşizm, daha teorisi oluşmadan kendini çürütmüş, optimist bir teoridir. dolayısı ile bu noktadan sonra bir kırılma meydana getirebileceğine pek inanmamaktayım.
anarşi; her türlü yönetici ve idari kavramın varlığını kabul etmeyen, hukuksal anlamda hiçbir gücün kişinin yaptığı herhangi bir eylemi yargılamak ya da değerlendirmek gibi bir hakkı olmadığını savunan ve sosyal statüde hiyerarşik yapının varlığını tamamen reddeden oluşumdur.
özgürlük, şiddetsizlik, gönüllülük, vb. gibi değer yargılarını benimser. Düzene, düzeni oluşturan nesnelere kökten karşıdır.
çoğunluğun yaptığı veya kabul ettiği doğrudur, toplumun belli başlı kuralları vardır gibi önermeleri bireysel bazda düşünerek (her insan birbirinin aynısıdır ve hiçbir insan bir diğerinden üstte veya altta değildir, çoğunluğun düşünceleri veya eylemleri bireysel düşünce ve eylemlerden üstün değildir gibi.) yok saymaktadır.
özgürlük, şiddetsizlik, gönüllülük, vb. gibi değer yargılarını benimser. Düzene, düzeni oluşturan nesnelere kökten karşıdır.
çoğunluğun yaptığı veya kabul ettiği doğrudur, toplumun belli başlı kuralları vardır gibi önermeleri bireysel bazda düşünerek (her insan birbirinin aynısıdır ve hiçbir insan bir diğerinden üstte veya altta değildir, çoğunluğun düşünceleri veya eylemleri bireysel düşünce ve eylemlerden üstün değildir gibi.) yok saymaktadır.
hacı şimdi demokrasi için "demos kıratos" yani halkın egemenliği deyyu sapık supuk tanımlar yapıyorlar ya...
işte an-arkos da "arkos"un yönetici olduğu düşünülürse yöneticisizliktir. ülkeni ve milletini sevip de hiç bir partiye yakın hissetmiyorsan, hissetmediğin gibi "bunların hepsi şerrrefsiz ulan, zaten delikanlı adamın siyasetle işi ne, alayına gider" modundaysan, 10 numara anarşistsin. öpüyorum gül yanaklarından.
ne kimsenin kölesi ne de efendisi olmaktır anarşizm. eğer sen ben ahlaklıysak, elalemin mahremine göz kırpmıyorsak, ali bey'in servetine göz dikmiyorsak, herkesin haklı olduğu ortamda senin istediğin olsun yok efendim senin istediğin olsun, valla sikimde değil, olm iki gözüm önüme aksın modundaysak zaten ne polise ne hakime ne de bi otoriteye ihtiyacımız vardır.
anarşizm, bize çok yanlış anlatılan, kulaktan dolma bilgilerle, şehir efsanesine dönmüş bir şeydir. yakıp yıkmak terörizmdir, anarşizm değil. anarşist parti de olmaz. bu hadım birisinin ikiz çocuğu olması gibi bir şey. oksimoronca...
neyse anarşizm ütopyaların en güzeli, en barışçılıdır. zira denetleyici güç insanın hür iradesi belki de vicdanıdır.
işte an-arkos da "arkos"un yönetici olduğu düşünülürse yöneticisizliktir. ülkeni ve milletini sevip de hiç bir partiye yakın hissetmiyorsan, hissetmediğin gibi "bunların hepsi şerrrefsiz ulan, zaten delikanlı adamın siyasetle işi ne, alayına gider" modundaysan, 10 numara anarşistsin. öpüyorum gül yanaklarından.
ne kimsenin kölesi ne de efendisi olmaktır anarşizm. eğer sen ben ahlaklıysak, elalemin mahremine göz kırpmıyorsak, ali bey'in servetine göz dikmiyorsak, herkesin haklı olduğu ortamda senin istediğin olsun yok efendim senin istediğin olsun, valla sikimde değil, olm iki gözüm önüme aksın modundaysak zaten ne polise ne hakime ne de bi otoriteye ihtiyacımız vardır.
anarşizm, bize çok yanlış anlatılan, kulaktan dolma bilgilerle, şehir efsanesine dönmüş bir şeydir. yakıp yıkmak terörizmdir, anarşizm değil. anarşist parti de olmaz. bu hadım birisinin ikiz çocuğu olması gibi bir şey. oksimoronca...
neyse anarşizm ütopyaların en güzeli, en barışçılıdır. zira denetleyici güç insanın hür iradesi belki de vicdanıdır.
hükmedenin olmadığı anarşinin, uygulanabilir bir toplumsal sistem biçimi olduğunu savunan, bireysel özgürlük ve toplumsal eşitliğin en fazlalaştırılması için çalışanlardır !
otoriteyi kesin olarak red eden siyasi yaklaşım. siyaset biliminde ütopik olarak nitelense de, gönüllerde yeri daimidir.
sanaldan ancak suyuna çorba yapılabilecek düşünce akımı.
adaletin bittiği yerde başlayandır.
bir siyaset yada ideolojinin yanısıra bir yaşam biçimidir aslında, daha çok insan kimliği gibidir. yönetilmeyi reddeden ve esareti asla kabul etmeyen kişiler içindir.
insan doğasına en yakın düşünce sistemi. sadece bireyim kendinden çıkması yanında, bireyin kendi menfaaati üzerine hareket etmesi gerçeğine varması, günümüz siyasi güç odaklarını etkisizleştirmektedir. dolayısıyla neden imkansız olarak bize öğretildiği de ortaya çıkar
egemen olmak öğretisinin, insan zihninde yer almadığı düşüncesinden çıkmış düşünce sistemi. gerçekten de insanları belirli toplum kalıplarından uzak tutar ve bize öğretilen herşeyi bir kenara bırakırsak, insanın insana egemen olması durumunun saçmalığı gün gibi açıktır. temek hedef birey özgürlüğü ve mutluluğudur bu düşünce sisteminde
egemen olan herşeye karşı olduklarını iddia ederler ancak çoğunlukla içlerindeki egemen olma içgüdüsüne yenik düşerler..kesinlikle ütopiktir çünkü insanın doğasına terstir..her popülasyonda egemen mutlaka vardır..
red ettiğinin otorite mi,kapitalizm mi olduğuna karar veremediğim için kendisine ne iyi nede kötü bakabildiğim düşüncedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?