albert camus

(bkz: yabancı)

“sonbahar, ikinci bahardır; yaprakların çiçeğe dönüştüğü.” diyerek gülümseten kişidir.

"hiçbir şey istemediğim için her şeyin üstündeyim artık!" diyerek yol gösteren abi.

"bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.." demiştir.

"biz yoksa, ben de yokum"

'Bu gözyaşları ve kan dünyasına karşı,ölüm en yüce karşı koyuşum olacak..'

fakir bir ailesi varmış. bu yüzden ayakkabısı çabuk eskimesin diye ailesi futbol oynamasını istemiyormuş. albert camus sırf bu sebepten kaleci oluyormuş maçlarda. çünkü kaleci olunca koşmuyormuş. büyükannesi geceleri ayakkabının tabanını kontrol eder ve top oynadığını anlarsa dövermiş.

"kalecilik hayatım boyunca şunu öğrendim ki; top hiçbir zaman beklediğin köşeden gelmiyor. bu bana hayatta çok yardımcı oldu" -albert camus

tıpkı che guevara gibi o da bir kalecidir.

--spoiler--
albert camus ciğerlerinden hastalanmasa pekâlâ edebiyatçı-filozof olmak yerine cezayir ya da fransa milli takımı’nın kalecisi olabilirdi. bizzat en yakın arkadaşlarından birisinin “tiyatro mu futbol mu?” sorusuna “tabii ki futbol” cevabını veren büyük düşünür, 1930’larda kuzey afrika şampiyonlar ligi şampiyonu olan racing universitaire d’alger takımının kaleciliğini yapmıştır.“insan ahlakı ve ahlaksızlığı”na dair birçok şeyi kaleciyken öğrendiğini ileri süren albert camus, ahlak ve ahlaksızlık üzerine en büyük kitabını da kaleciliği bırakmak zorunda kaldıktan 26 yıl sonra yazacaktır.
--spoiler--

http://vliegendenederlander.blogspot.com/2013/02/ali-ece-ile-muzik-tarihinin-tavan-arasi.html

'hayat bir şey değildir.itinayla yaşayınız.' demiş çok da iyi demiş yazar gibin deha gibin bir şey.

Mutluluğunuzu, başarılarınızı,ancak başkalarıyla bol keseden paylaşırsanız
hoş görürler.ama mutlu olmak için başkalarıyla pek uğraşmamak gerekir.