ahmet kaya

obbattaloglu
açıkçası hakkında bu kadar entry görünce şaşırdım. Güneydoğu'da [ybkz]swh[/ybkz] büyümüş olmanın etkisi diyorlar çevremdekiler bu adamı dinlememe. Belki haklılar belki değiller, ama dinliyorum ve dinlediğim insanın siyasi düşüncesi her zaman önemlidir benim için. Sezen Aksu'yu referandum sonrası aklımdan, şarkılarını bilgisayarımdan silmişimdir mesela. Ancak dinlenilen şahsın düşüncelerinin önemsenmesi gerektiği 17-18 yaşlarımdan sonra dank etti. ister istemez o zaman “Ahmet Kaya kimdir yahu” düşüncesi sardı beni. doğuda yaşıyorsun, çevrenin büyük çoğunluğu kürt, onların bir kısmı pkk’lı, ister istemez seni kendilerinden sayabilirlerdi. Yapılan ufak çaplı araştırmalarda iç biraz olsun rahatlamıştı. Sonuçta bu adamın pkk’lı olduğunu gösteren bir şey yok, Hürriyet gazetesinin bir iki manşeti, o kadar. Ancak biraz araştırıldığında, hayatı birazcık öğrenildiğinde onlarca merak unsuru yerleşiyor insanın kafasına. istanbul’a göçleri, müzikle ilk tanışması, gurbette büyümesi, Yusuf Hayaloğlu ve Gülten Hayaloğlu’nun hayatına nasıl girdiği… Aslında hepsinden önemlisi, onu gündemde tutan öğe: siyaset. Evet, neydi bu insanın siyasi hayatını bu kadar önde tutan?
insanın zoruna giden ne biliyor musunuz? Ben bu adamın pkk'lı olduğuna inanmıyorum, bağıra çağıra ben Kürt'üm dedi diye astılar bu adamı. Evet, bildiğiniz astılar. Bir insanı zorla yurtdışına gönderip tek başına ölüme mahkum etmek asmaktan daha matah bişey değildir. E peki şimdi noldu? Kürtçe kanallar açtınız, izzet Yıldızhan, Tatlıses, Aynur bunlar kürtçe şarkılar söyledi, filmlerin soundtrackleri oldu şarkıları, bizler de bu şarkıları dinleyip “güzel şarkıymış” dedik. Kürtler ana dilde eğitim diye bas bas bağırıyorlar, bu adam "Kürtçe şarkı yapıp klip çekeceğim" dedi diye astınız bu adamı. O zamandan bu zamana ne değişti? AB uyum süreci. Tabi ya... Avrupa Birliği dediğin zaman akan sular durur, götü bile satarız avrupa birliği için.

Gülten Hayaloğlu’nun bir roportajını görmüştüm. Harf bile değiştirmeden yazıyorum buraya:
“Ahmet hayatı boyunca hiçbir örgüte üye olmadı. Bunun aksini idda edenler belge sunsunlar. Dgm savcılığı “Ahmet yasal pasaportu ile yurtdışına çıktı” dedi ama kaçtı dediler. Havaalanı kayıtlarında var, baksınlar, bulurlar. üç beş şerefsiz yüzünden arabama bile binemeden buralara geldim dedi, Türk halkına şerefsiz dedi diye haberler çıktı. ‘93te Ahmet Kaya bölünmüş Türkiye haritası önünde konser verdi dendi. O yıl biz hiç yurtdışına gitmedik, öyle bir konser yapmadık. Alevi esnaflar birliği konseriydi. Adamlar basına açıklama yaptı 94te yapıldığı söylendi. Hukukta fotoğraf delil sayılmaz, çünkü fotomontajdı. Nasıl bir başarılı senaryo biliyor musunuz? Aynı gazete ‘94te bölücü dediği sanatçıya altın kelebek ödülü verdi. Bunları açığa çıkarmakla yükümlüyüm. Artık bende savunma değil saldırgan refleks gelişti. Mahvolan hayatımızın hesabını sormak istiyorum. çünkü ben eşimi kaybettim, kızımın birdaha babası olmayacak. Bu mu medyanın sorumluluğu? Hadi ‘94te gaflete düşüp ödüş verdiniz, aynı gazetenenin genel yayın yönetmeni köşesinde albümü alıp dinlediğini yazıyor. Ahmet onları kendi vicdanları ile baş başa bırakmaktan yanaydı. Basın toplantıları yapılıyordu, Ahmet’in ağzından tek bir kelime çıkmadı. şimdi beni ne heyecanlandırabilri ki? Gökyüzüne adını altın harflerle yazsalar ne olacak?

edit: - oy almışım bu entry ile. Entryleri niye oylamıyorsunuz feryadımdan sonra aldığım ilk oy. Siklendiğimi düşündürttü bu oy beni. Yüzümde gülücükler açtı. Ama şunu da ferkettirdi ki Ahmet Kaya dinliyor olmak birilerini rahatsız ediyor hala. Okuyup eksilemiş ol bari de ciddi ciddi bir muhalifim var diyebileyim.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol