adem ibrahimoğlu

---------------alıntı---------------
Adem ibrahimoğlu, 1 Ocak 1957'de Yugoslavya'nın (bugün Makedonya) Manastır kentinde doğdu. 1965'te ailesiyle birlikte Türkiye'ye göç ederek o dönem Kartal'a bağlı oılan Pendik semtine yerleşti. Amatör olarak sırayla Sanatspor, Acarlarspor, Yeşilbağlar, Balkanspor, Fenerbahçe genç takımlarında oynadıktan sonra çorumspor'da profesyonel oldu. Daha sonra Eskişehirspor'a transfer olan ve burada başarılı bir performans çizen ibrahimoğlu [1], 1978-81 sezonlarında Fenerbahçe SK ve 1981-87 sezonlarında da Beşiktaş'ın kaleciliğini yapmış futbolcudur. Aynı dönemlerde Türk Milli Futbol Takımı'nda da görev alan Adem ibrahimoğlu, daha sonra Bakırköyspor, Antalyaspor, Gaziosmanpaşaspor (1989-1990), Elazığspor (1990-1991) oynmış ve Nişantaşıspor'da (1991-1992) futbolu bıraktıktan sonra da antrenörlük yapmaya başlamıştır. 1996-98 yıllarında Fatih Terim'in ekibinde, Milli Takım'ın kaleci antrenörlüğü yapmıştır. Daha sonra çanakkale Dardanelspor, 2005-2006 sezonunda Beşiktaş alt yapısında kaleci antrenörlük yapmıştır
---------------alıntı---------------
Hatırladığım ilk kaleciydi kendisi, çok iyi bir kaleci değildi çocuk aklımda kalan ama bazen çok etkili maçlar çıkartırdı.Beşiktaşa fenerbahçeden gelmişti ve tribünlerde adem yine oldun badem derlerdi.

nam-ı diğer boşnak adem. vasatın altında bir kaleci olmasına rağmen hem beşiktaş'ın hem milli takımın kalesini korumuştur. en kritik (vurgula: fenerbahçe) maçlarından birinde uzun mesafeden (vurgula: müjdat yetkiner)'den yediği gol hafızaları süsler. ama asıl bombası 13 haziran 1982 eskişehirspor beşiktaş maçı esnasında, ziya doğan'ın attığı golle beşiktaş'ın öne geçmesi üzerine sevinçten sıçrayıp üst direğe vurması ve elini sakatlayarak yerini rasim'e[ybkz]swh[/ybkz] bırakmasıdır.

balkan kökenli yurttaşların yoğun olarak yaşadığı (vurgula: pendik)'in (vurgula: sapanbağları mahallesi)'nde ikamet eder, futbolu bıraktıktan sonra burada düzenlenen turnuvalarda oynardı. bazı vaatlerini yerine getirmemiş olsa gerek mahalleli kendisine ara ara sataşır, o da maçı bırakıp onlara laf yetiştirirdi:

- adem, hani rıza'yı[ybkz]swh[/ybkz] getirecektin lan?
- lan işinize gücünüze bakın be.

- adem, hani feyyaz[ybkz]swh[/ybkz] geliyordu oğlum?
- konuşmayın lan.