yangın var adlı filmde çok güzel bir sahnede çalmaya başlar bu şarkı. diyarbakır'a itfaiye arabasını teslim almaya gelen artvin'li itfaiye şoförü koşman ve yol arkadaşı, diyarbakır büyükşehir belediyesi itafiye müdürünün yardımcısı asya vardır sahnede. sahne bir itfaiye kamyonunda geçmektedir ve camlardan diyarbakır'ın, güneydoğu'nun uçsuz bucaksız ovaları görünmektedir. koşman; nezaketen izin ister asya'dan ve radyoyu açar o esnada radyoda ahmet kaya bir şiiri seslendirmektedir. hemen ardından da acılara tutunmak çalar.
koşman "hay gözünü sevdiğim ya, hay sesine kurban olduğum ya" der.
şaşkın bir mutluluk ile sorar asya; "ahmet kaya'yı mı seviyorsunuz?"
cevaplar koşman; " ya gözüm; kim sevmez ahmet kaya'yı yaa?"
sonra teybin sesi açılır...
işte öyle bir eserdir efendim bu.
(bkz: yangın var)
(bkz: osman sonant)
(bkz: nesrin cavadzade)
(bkz: doğu karadenizde yer alan üst geçitler)
(bkz: selvi boylum al yazmalım)
acılara tutunmak
her adı duyulduğunda açılıp dinlenesi güzel ahmet kaya şarkısıdır.
(bkz: mazoşist)
Haluk Levent'in çok güzel yorumladığı bir parça.
bir hasan hüseyin korkmazgil şiiridir.
---------------alıntı---------------
acı çekmek özgürlükse
özgürdük ikimiz de
o yuvasız çalıkuşu
bense kafeste kanarya
o dolaşmış daldan dala
savurmuş yüreğini
ben bölmüşüm yüreğimi
başkaldıran dizelere
kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimizde
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
acılardan artakalan
işte bu bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde
acı çektim günlerce
acı çektim susarak
şu kısacık konuklukta
deprem kargaşasında
yaşadım birkaç bin yıl
acılara tutunarak
acı çekmek özgürlükse
özgürdük ikimiz de
---------------alıntı---------------
---------------alıntı---------------
acı çekmek özgürlükse
özgürdük ikimiz de
o yuvasız çalıkuşu
bense kafeste kanarya
o dolaşmış daldan dala
savurmuş yüreğini
ben bölmüşüm yüreğimi
başkaldıran dizelere
kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimizde
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
acılardan artakalan
işte bu bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde
acı çektim günlerce
acı çektim susarak
şu kısacık konuklukta
deprem kargaşasında
yaşadım birkaç bin yıl
acılara tutunarak
acı çekmek özgürlükse
özgürdük ikimiz de
---------------alıntı---------------
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?