90'larda çocuk olmak

ışıklı spor ayakkabı, taso, doldurulan kasetler hatta 60lık ve 90lık olarak ayrılırdı ve hiç bi sanatçı da şikayetçi değildi bu durumdan yahu

hem sokakta özgürce oynayan ve mahalle kültürünü yaşayan son nesil, hem bilgisayar atari ve özel kanallar gibi değişimlerden faydalanan ilk nesil olduğu için, doğuştan şanslı olmaktır...

yeni nesil çocukları her gördüğümde iç geçirerek iyi ki 90larda yaşamışım çocukluğumu dediğimdir.

-90 tank,mario,bomberman,kung fu,tusubasa manyaklığı
-sabahtan akşama kadar mahalle aralarında toz toprak içinde çift kale maç yapmak
-japon kale oynamak
-kakaolu tombi yiyebilmek [ybkz]swh[/ybkz]
-sadece pazar geceleri banyo yapmak [ybkz]swh[/ybkz]
-show tv'nin bizlere kıyağı olan kırmızı noktalı filmler
-tasolar,futbolcu kartları,febe gese tese diye okunan diğer takımlara karşı bjk'ye beje diyene ayar olup dövmek
-maçlarda hem kaleci hem oyuncu olabilmek ilk akla gelenler.

metin,ali,feyyazdır.

misket oynamaktır,çamurda çivi oynamaktır,futbolcu kartları oynamaktır,cüz oynamaktır,9 taş oynamaktır,gazoz kapağı oynamaktır. [ybkz]swh[/ybkz]

cheetos'a hala tombi demektir.

tasoların kaybolcağını sanarak bir an bile yanından ayırmamak sokakta milletle yarışma yaparak tasolarına el koymaktır...

tusubasanın gol atması için haftalarca beklemek, en büyük mal varlığının futbolcu kartların ve misketlerinin olması demektir. star tv nin pazar akşamı kuşağını deli gibi beklemek fakat daha ilk reklam arasında uyuya kalmaktır. bizimkilerde ali olmak, süper baba da alim olmaktır.

kimi içinse dışarıda millet top oynarken,evde ezik bilgisayarının karşısında GWBASiC ile haftalık takip programı yazmaya çalışmak gibi birşeydir...

şansı yaver olan ve anne babanın elinde olan onlar istemese yaşayamazdık.

bizzat yaşanmıştır. yaşamayanın çok şey kaçırdığı, yeni nesil diye nitelendirilen şahsı muhteremler tarafından asla tadılamayacak olan evre.

bu sözlüğe ne zaman düşeceğini merak içinde bekliyor olduğum başlıktır, netekim an itibarıyle gelmiştir, hoşgelmiştir [ybkz]swh[/ybkz]