rezalet. gördüklerime hâlâ inanamıyorum. fenerbahçe'ye attığımız son saniye golü bile bu kadar şaşırtmadı beni sanırım. ben böyle ruhsuzluk görmedim. ruhsuz oynadığımız maçlar oldu, ama hepsinde sonradan toparlanmıştık. bu maç resmen herkes sahada uyudu; niang, toraman ve sivok hariç. bir umursamazlık, bir "bitse de gitsek" havası. lan bu kadar korktuğunuz takım, küme düşme potasına girmeme hesapları yapıyor, neyin korkusu bu? ayıp be. hiç mi inanmadınız, hiç mi heyecanlanmadınız? binlerce insan dün gece uyku uyuyamadı, bugün akşamı zor etti. sizin ne hakkınız var bu kadar ruhsuz olmaya? hiç mi istemiyorsunuz şampiyon olmayı, bu nasıl iştir, ben anlayamadım. anlamam mümkün değil. samet aybaba'yı tebrik etmek lazım. 3 mart 2013 beşiktaş fenerbahçe maçından 1 hafta sonra, bu adamları bu hale getirmeyi de herkes başaramaz. yazık ya. en beklentisiz sezonda şuralara kadar geldiniz, elinize geçen en büyük fırsatı elinizin tersiyle itiyorsunuz. kendi emeklerinize, bizim de kalbimize yazık.
oğuzhan özyakup ve olcay şahan'a da ayrı bir parantez açmak gerek; bencilliğin tanımı gibiydiler bugün. bomboş pozisyondaki niang'a pas vermeyip harcadıkları kaç pozisyon oldu, sayamadım. adam kafasını duvarlara vuracaktı artık sinirden. inanılır gibi değil. ki maç bittikten sonra da o sinir yüzünden, fırat aydınus'u alkışladı ve sarı kart gördü.
birkaç kişi kötü oynar, anlarım ama 11 kişi birden nasıl bu kadar kötü olabilir, bunu anlayamıyorum. samet de "bu futbolla alınan 1 puan iyi." demiş. şaka gibi! ben oynattım sanki o futbolu. takımın, ayağına gelen şampiyonluğu auta attığı bir maç. bu ruhsuzlukla da hayal zaten şampiyonluk falan. ikinciliği korumayı başaralım da şükredelim. geçmiş olsun.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?