meteoroloji yetkililerin tahminleri doğru ise yarın istanbul`un muhtelif semtlerinde yaşanacak sel felaketleri.
(bkz: otobüs durağına yanaşan feribot)
7 ağustos 2014 istanbul sel baskınları
önce hava kararması, ardından hortumla gelen felaketler silsilesi. yağmurdan göz gözü görmüyor ve sokakta sabit kalan bir şey kalmadı. sanırım eve gidemeyeceğim.
yeşilköy havalimanında uçak kalkışını durduran hava muhalefeti.
kabataş'ta yakalandığım baskın. şimdi tramvay metro uzun ince bir yol bana
biraz önce gaziosmanpaşa'da bir bölümüne tanıklık ettiğim olaylar silsilesi. hayatımda böyle yağmur görmedim.
üsküdar da geleneksel hale gelen sel suları ile yağmurun buluşma etkinliği ,beylikdüzün de avm yi su basması ile devam eden etkinlik.
(bkz: istanbul`un kadir abisi var)
(bkz: istanbul`un kadir abisi var)
#362551
enteresan olaylar yaşadığım baskın.
hava kapalı ancak öyle hortumluk fırtınalık bir durum yok, boğuk, sıcak bir hava... kabataştan çıktık, fındıklıyı geçtik tophane'ye doğru ilerliyoruz... telefonum çaldı, açtım, "aman dikkat felaket geliyor" dedi annem. "ya anne tamam merak etme" dedim kapattım. sevgili sözlük yemin ediyorum telefonu kapatıp cebime koymamla bir anda kapkaranlık oldu her yer... ne oluyor demeye kalmadan soğuk bir rüzgar esti önce... yapraklar falan havada uçuşuyor inceden... deniz dalgalanmaya, insanlar koşuşturmaya başladı. kendimi felaket filminde gibi hissettim. tom cruise olsa ne yapardı falan diye düşünüyor insan sözlük.
kabataş'a doğru dönüp tramvaya bineyim dedim ilk duraktan. velhasıl ulaştım bindim tramvaya. birden yağmur bastırdı. tramvay tın tın gidiyor. kabataş'tan fındıklı'ya varana kadar ortalık göle döndü. o renkli merdivenlerin rengi görünmüyor. cihangir'den taksim'den inen yollar dize kadar su. tramvay gidemiyor, tramvayı kullanan vatman elektriği kesip, "aç kapa" yapıyor bildiğin tramvaya. bir ara gene elektriği kesip, kabinden bir hışımla çıkıp telefona sarıldı ki sorma bizdeki korkuyu. sonra devam ettik ama insanlar gergin, telaşlı inen binene, binen inene bağırıyor, tramvay içindeki o gerginlik herkesin birbirine çatması inanılmaz kötüydü.
sonra aynı istanbul, ben yusufpaşa'ya vardığımda gayet normal bir haldeydi, inip metroya yürüdüm hatta. burası daha enteresan çünkü 15 dakika öncesinde internetimi kapatıp yolda kalma ihtimalime karşı şarj muhafazası sağlıyordum ki evden birilerine ulaşabileyim de gelip alsınlar beni...
(bkz: insan hayret ediyor)
enteresan olaylar yaşadığım baskın.
hava kapalı ancak öyle hortumluk fırtınalık bir durum yok, boğuk, sıcak bir hava... kabataştan çıktık, fındıklıyı geçtik tophane'ye doğru ilerliyoruz... telefonum çaldı, açtım, "aman dikkat felaket geliyor" dedi annem. "ya anne tamam merak etme" dedim kapattım. sevgili sözlük yemin ediyorum telefonu kapatıp cebime koymamla bir anda kapkaranlık oldu her yer... ne oluyor demeye kalmadan soğuk bir rüzgar esti önce... yapraklar falan havada uçuşuyor inceden... deniz dalgalanmaya, insanlar koşuşturmaya başladı. kendimi felaket filminde gibi hissettim. tom cruise olsa ne yapardı falan diye düşünüyor insan sözlük.
kabataş'a doğru dönüp tramvaya bineyim dedim ilk duraktan. velhasıl ulaştım bindim tramvaya. birden yağmur bastırdı. tramvay tın tın gidiyor. kabataş'tan fındıklı'ya varana kadar ortalık göle döndü. o renkli merdivenlerin rengi görünmüyor. cihangir'den taksim'den inen yollar dize kadar su. tramvay gidemiyor, tramvayı kullanan vatman elektriği kesip, "aç kapa" yapıyor bildiğin tramvaya. bir ara gene elektriği kesip, kabinden bir hışımla çıkıp telefona sarıldı ki sorma bizdeki korkuyu. sonra devam ettik ama insanlar gergin, telaşlı inen binene, binen inene bağırıyor, tramvay içindeki o gerginlik herkesin birbirine çatması inanılmaz kötüydü.
sonra aynı istanbul, ben yusufpaşa'ya vardığımda gayet normal bir haldeydi, inip metroya yürüdüm hatta. burası daha enteresan çünkü 15 dakika öncesinde internetimi kapatıp yolda kalma ihtimalime karşı şarj muhafazası sağlıyordum ki evden birilerine ulaşabileyim de gelip alsınlar beni...
(bkz: insan hayret ediyor)
sahilde yakalandığımız durum. masayı bozmadık ama merak etmeyin.
altyapıyla zerre ilgisi olmayan, tamamen doğanın sinyal vermesinden ibaret durum (!)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?