takımı ayağa kaldıracak, sürükleyecek, en azından kalp masajı yapacak bir oyuncunun yokluğunun buram buram hissedildiği karşılaşmadır.
pota altı savunma becerimizin oldukça düşük, pota altı ve ikili oyun hücum becerilerimizin ise neredeyse sıfır olmasından dolayı; zorlanmadan tamamlayamıyoruz hiçbir maçı. "iyi" olarak nitelendirebileceğimiz herhangi bir oyuncu yoktu bugün sahada, hücum anlamında. serhat çetin'e ayrı bir parantez açmak lâzım belki ama, koyunun olmadığı yerdeki abdurrahman çelebi olabiliyor kendisi anca. neden mi? öyle top kayıpları yapıyor ki şut ritmini bulup da oyuna konsantre olduktan sonra, "o üçlükleri hiç atmasaydın keşke be adam!" dedirtiyor. serhat'ı eleştirdiğime bakmayın siz; bizim adımıza, maçın görünürlerde olan tek oyuncusuydu zira. diğer oyuncuların eleştirilebilecek düzeyde dahi performans gösterdiğine inanmıyorum ben bugün.
ilk devredeki maçta da alabora etmişti bizim tekneyi kafsinkaf; olası bir playoff eşleşmesinde yanınıza alacağınız üç şeyi şimdiden düşünmeye başlayınız ey bahtı karakartallar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?