20 şubat 2018 bayern münih beşiktaş maçı

"maçın 16. dakikasında 10 kişi kalmasaydık maç nasıl biterdi asla bilemeyeceğiz"

bu cümle maçi izleyenler tarafından maç bittikten sonra en az %90 istatistikle kuruldu sanırım. iki gündür tüm futbol yorumcuları "asla öğrenemeyeceğiz" başlıklı münih beşiktaş maçını analiz etmeye devam ediyordu.

arsenal'e içeride dışarıda 5 atan, kendi sahasında avrupa arenasında kimseyi boş geçmeyen hatta kimseyi üçer beşer altışar atarak boş geçmeyen, dünyanın en sistemli futbolunu oynayan kulübüne karşı maçı 5-0 kaybettik.

benim yorumlamak istediğim fikrim "sistem..." adamlar 16. dakikadan sonra 43 dakikaya kadar bir sistemle gol aradılar ve maçın ilk yarısını 1-0 önde kapattıklar. roben, muller vs. müthiş oyuncuları var adamların.

ikinci yarı sanki hiç gol atmamış gibi sistemi hiç bozmadan tıkır tıkır atak yapmaya devam ederek beş golü buldular. yani beş atıp bırakmak diye bir durumları yok aynı sistemle 15 gol atsalar farkına maç sonunda varacak gibi oynuyorlar.

şenol güneş avrupa arenasında karşısında çıkan bütün mikrofonlara sanki maçın skorunu önceden biliyormuş gibi "ülkelerin futbol kültürü" başlıklı eğitimini vermeye çalıştı. maçın favorisi biz değiliz dedi. maça tekme tokat atak yiyen caner'i çıkartmayarak devam etti. kim ne derse desin stoper hattını vida ve pepe ile kurarak hata yaptı.

adriano alışık olmadığı, pepe ve vida'nın birbirine henüz alışmadığı, medel'in yerine alışmadığı, atiba'nın formsuz olduğu, vagner'in henüz takıma yeni katıldığı gerçeklerini göz ardı etti.

maçın benim için çöküş anı vagner'in yerini tosic'e bırakmasıydı. skor 2-0 ve daha fazla atmayın mesajını vererek mağlubiyeti kabul ettiğimizi o dakika ilan ettik.

bir de kırmızı kart pozisyonu için eleştirilere şahit oluyorum. bence vida o hareketi yapmasa belki fabri kartı görecekti. yani milyonlarca olasılığa gebe gidişatlar olabilirdi. vida, topa kaydı ve levandowski kırmızı kartı aldırdı bu kadar basit.