20 nisan 2013 akhisar belediyespor beşiktaş maçı

forzaquila
izlemediğim maç, izleyemediğim için aklımın bir köşesi hep bu maçtaydı, velhasıl... her neyse.

akhisar'a yenilebilirsin, gerçekten sorun değil. 4-1 de yenilebilirsin. futbolda bu da var. avrupada sıkça görülen bir şey, liverpool'un west bromwich'den, arsenal'in reading'den inter'in atalanta'dan 3 yemesi gibi...olur, futbol işte.

ama isyan ediyorum artık arkadaş, bu takımın başındaki vizyonsuzluk abidesine isyan ediyorum. nefret ettiğim şey birilerinin kellesini istemek, evet istikrar başarının anahtarıdır ama yanlışta ısrarın da alemi yoktur. sadece koskoca beşiktaş'ın değil, ligde kalmaya çabalayan herhangi bir takımın bile başında olmaması gereken[ybkz]swh[/ybkz] samet aybaba teknik direktörlük mesleğine hakarettir. çok merak ediyorum kendisini geliştirme gibi bir gayesi var mı, hiç oldu mu? bugün herkesin hayranlıkla izlediği jürgen klopp şimdiki haline yıllar içinde deneyerek, çabalayarak, kendini geliştirerek, mainz'da geçirdiği sezonlar sonrası gelirken samet aybaba yıllardır üst seviyede takım çalıştırıyor, ve "ben genç oyuncuya önem veririm, genç oyuncu çıkarırım" tartışmalı ününden başka bir özelliği yok. genç oyuncuya önem vermek sezon öncesi kampına 8-10 tane delikanlıyı istifleyip işler ciddiye bindiğinde o çocukları unutmak değildir, olamaz. sözlükteki herkes hemfikir olacaktır; sen sezon başında "ernst bilmemkaç paraya koşuyor, hasan şu paraya, o zaman hasan koşacak" demedin mi? peki hasan neden koşmuyor? bu takıma getirdiğin tek artı nedir? menemen edebiyatından başka, bu takımın oyun planına eklediğin en ufak bir şey var mı?

çok doluyum. evet bu takım çok kaliteli bir kadroya sahip değil, ama bu oyuncular, bu grup ligin en heyecan verici futbolunu oynama kapasitesine sahip. sen bu kadroyu teknik müdahale denilince aklına 35. dakikada sol bek değiştirmek gelen bir adama teslim edersen o oyuncuların da heyecanlarının kaybolmasına neden olursun.

belki de samet aybaba'ya çok yüklendiğimi düşünenler olacaktır, ben beşiktaş'a bucaspor'dan kaleci antrenörü, siirt'den kondisyoner getiren adama yüklenirim. hep bunu söyledim, hep bunu söylemeye devam edeceğim; dünyanın en büyük takımları zemin mühendislerine, yetenek tarama uzmanlarına, ceolara para dökerken sen kendi sporcunun sağlığıyla oynarsan senin burada işin yoktur.

maçla ilgili kısaca konuşmak gerekirse;
-roberto hilbert gibi bir adamı zorla göndereceksiniz, sonra da "ya işte paragöz çıktı pezevenk" algısı yaratmaya çalışacaksınız ya, bunu düşünenler çoluğunun çocuğunun mürüvvetini göremesin, çeyrek altın takamasın.

- fanis gekas, tam bir halı saha golcüsü. hani hiçbir şey yapmadan 8-9 gol atan tipler vardır ya, öyle. tam bir sanatçı. şu görüntü için de mutluyum, ne mutlu;
http://www.ligtv.com.tr/haber/besiktas-taraftarindan-gekasa-alkis

-mustafa pektemek kendini bulacak yavaş yavaş, seneye herkes görecek nasıl bir yetenek olduğunu. sadece bize değil, milli takıma da lazım bir oyuncu.

- mcgregor; git abicim, sezon sonu mutlaka ingiltere'den teklif gelir, sen de kafanı dinle, biz de her puan kaybedilen maç sonrası aynı şeyleri söyleyenlerden kurtulalım. bu işler böyledir, kaleci yalnızdır zaten ama sen de amma şanssız çıktın. sana premier ligde başarılar şimdiden, olduramadık.

- kuddusi müftüoğlu: abicim sen şaka mısın? gökhan süzen gekas'ı dışarıda çekiyor, tamam net kırmızı kart ama penaltıyı nasıl icat edersin? bu kadar zor bir pozisyonsa neden yardımcılarına danışmazsın? onların gözü başka bir şeye mi bakıyor? skandal resmen...

-sahaya giren kedi: ne güzel depar attın lan sen, ağır çekimde izlerken sanki çita koşuyor gibiydi. hınzır şey seni.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol