20 mayıs 2013 beşiktaş banvit maçı

64-66 devam ediyor. korktuğum başımıza geldi yine.

64-69 oldu. bu gece de mi isyan ?

64-71 yenik durumdayız. basketbolda son periyot, futbolda son dakika sonumuz ne olacak böyle.

an itibariyle 64-73 geride olduğumuz maç. geçmiş olsun.

şu an 69-75 olan mücadele. yemin ederim çıldırmak üzereyim.

an itibari ile 74-79 son saniyeler.

74-81 yenildiğimiz maç.

kaybetmeyi hak ettigimiz maç.ulan takımda hiç mi ruh olmaz.

74-81 kaybettiğimiz mücadele. nedir bunun sebebi anlamıyorum. 3 periyot boyunca oyunu sürükle, son periyotta rolleri değiştir. bu sezon böyle kaç maç bıraktık.

son periyottaki klasik oyunumuzla ve aslında taraftarın yine takımı yalnız bırakmasıyla 74-81 kaybettiğimiz maç. ne olursa olsun bu maçta böyle bir doluluk oranı kabul edilemez. ayrıca böyle bir maçta %46 ile serbest atış atmak ve 11 top kaybı nedir? keşke sadece kaybettiğimiz tek bir maç olsaydı. bu maçı kaybetmemiz umarım seneye sponsor bulmayı falan olumsuz yönde etkilemez. daha söylenecek çok şey var ama küfretmek istemiyorum artık.

öncesinde genç kızlar ve genç erkekler takımlarımızın kazandıkları kupalarla tirübünleri dolaşarak taraftarları selamladıkları, maçın başlamasından önce birkaç taraftarımıın mühendis oktay`ın selamı var pankartını açtıkları ,deplasman tirübününde yazıyla 5 banvitlinin olduğu 10 sayı öne geçtiğimiz ,maçın kopmasından sonra tirübünlerin büyük kısmının takımı ve hocayı sahiplendikleri veda maçı.

fark açıldıktan sonra bir rahatlama oluyor sanki takımda böyle maçı aldık havasına giriyorlar sanki sonra adamlar yavaş yavaş geliyor farkı da açıyor sonra bizimkiler eyvah kaybedicez oluyor ki o ara zaten kaybetmiş oluyoruz.

serkan erdoğan'ın, oyuncularımızı ve taraftarı çileden çıkardığı maç. teknik faul almış, hâlâ hakemin yanında vır vır vır. neyin artistliğiymişse bu böyle.

maç ve genel olarak 2012-2013 sezonu hakkında, söylenebilecek her şeyi söyledik bugüne kadar. erman kunter de son noktayı koydu: #273229 "benim beşiktaş ile olan kontratım devam ediyor, kalmak istiyorum. (vurgula: kriz anlarını aşmak için yürekli olmak lazım)."

elimizdeki maçı vereceğimiz anlaşılınca, zaten yarısı dolu olan salonun yarısı, salonu terk etti. kalanlar arasında, bu sezon her maçta karşımıza çıkan ve maç kötü giderken hoca'ya ve takıma sallayan, bunun için en sessiz anları kollayan tipler de vardı. tabi o durumda kendilerine gün doğmuş oldu. neyse ki dingoc vardı da "erman kunter" diye bağırarak tezahürat başlattı ve o dangalakları susturdu.

kâbus dolu bir sezonu, daha fazla acı çekmeden kapatmış olduk. "feda sezonu" ağızlara sakız oldu bu sezon ama, futbolu değil basketbolu feda ettik aslında bu sezon. hoca "seneye bütçe daha düşük olacak" dediğine göre, etmeye de devam edeceğiz. ama erman kunter varsa, umut her zaman vardır.

serhat çetin'in kenarda unutulması; yabancı oyuncuların zayıflığı; takımda ki lider eksikliği, kaçan serbest atışlar gibi sezon geneline yayabileceğimiz sorunların tekrar etmesi ile kaybettiğimiz maç. ilk üç periyot önde götürüp, sahadan yenik ayrıldığımız maçların yarısı alsak; bambaşka bir yerdeydik.
olmadı; olduramadık. netice de yenildik. ben son sözü maçın 40. dakikasında da söylemiştim. tekrar ediyorum bütün kötü gün çakalllarına
(bkz: erman kunter)