birçok insan kurtuluş savaşı'nın bir parçası olarak bilse de kurtuluş savaşı içerisinde değerlendirilemeyecek olan savaştır.
bununla beraber 1.dünya savaşı'nda en çok kan dökülen iki cepheden bir tanesidir.
18 mart çanakkale deniz zaferi
dedemin babasının, çanakkale topraklarına vücudunu hibe ettiği zaferdir. cesedi dahi bulunamayan binlerce kahramandan sadece biri olarak
---------------alıntı---------------
Atatürk yemek yerken ingiliz astsubayın kendisini izlediğini
farketmiş.
önceleri umursamayıp yemeğine devam etsede
uzun süre devam
...eden nefret dolu bakışlar Atatürk' ü rahatsız etmiş.
Yaverine bakışların
sebebini öğrenmesini buyurmuş.
Yaveri Ata'ya: "çanakkale' de babasını
öldürmüşsünüz Atam!" demiş.
Atatürk' ün verdiği cevap ise şu
olmuş:
"Git sor kendisine; babasının çanakkale'de ne işi varmış"
---------------alıntı---------------
(bkz: mustafa kemal atatürk)
Atatürk yemek yerken ingiliz astsubayın kendisini izlediğini
farketmiş.
önceleri umursamayıp yemeğine devam etsede
uzun süre devam
...eden nefret dolu bakışlar Atatürk' ü rahatsız etmiş.
Yaverine bakışların
sebebini öğrenmesini buyurmuş.
Yaveri Ata'ya: "çanakkale' de babasını
öldürmüşsünüz Atam!" demiş.
Atatürk' ün verdiği cevap ise şu
olmuş:
"Git sor kendisine; babasının çanakkale'de ne işi varmış"
---------------alıntı---------------
(bkz: mustafa kemal atatürk)
[ybkz]swh[/ybkz]
---------------alıntı---------------
Bu Millet çok Yücedir
çanakkaleden bir anı...
Faruk Demir anlatıyor:
Makam arabamın arka koltuğunda bir göreve gidiyorum. Yol uzayınca, elimdeki gazetenin hatıralar bölümünü okumaya başlıyorum. Okuduğum yazının bana ilham ettiği birkaç cümle dökülüyor ağzımdan:
Yahu bu millet gerçekten çok büyük bir millet...
şöförüm ünverle göz göze geliyoruz dikiz aynasından...
Onun bakışları sorduğu için hemen ekliyorum:
Okuduğum hatıra beni çok duygulandırdı. Manevi gücü hafif görmemek lazım.
Okuduğum hatırayı kısaca özetletledim. Nerden bilebilirdim ki, buna benzer bir hatırayı da şöförümün bizzat yaşadığını?..
Efendim, o dediğiniz benzer bir hadiseyi ben çanakkalede yaşadım.
çanakkale Savaşlarında mı? Yahu senin yaşın ne ki çanakkaleden hatıran olsun?
Hayır efendim... çanakkale Savaşlarıyla ilgili, ama o tarihten değil ... çok sonralara ait...
Bu defa beni bir merak alıp sardı. Başımı öne doğru uzatıp emir verir gibi rica ettim:
Anlat bakalım, bizzat yaşadığın o hatırayı! Neymiş biz de bilelim...
şöförüm ünver şunları anlattı:
Ben askerdeyken oldu. Bir deniz astsubayı ile birlikte jeep içerisinde çanakkelenin Kirtepe Köyüne gidecektik. Bir akşamüstü karargahtan çıktık. Kirteppe Köyü yakınlarında yolda giderken, jeepin farları karşıma acayip bir müfreze çıkardı. Nasıl heyecanlandım, nasıl frene bastım, bende bilmiyorum.
Jeep zınk diye durunca, astsubayım neredeyse camdan fırlayacaktı. Döndü, bana biraz da sertçe sordu:
Ne var, neden durdun?
Elim ayağım tir tir titriyordu. Dedim ki:
Komutanım, siz görmüyormusunuz? önümüzde tüfekli, teçhizatlı bir manga asker, yolu bölmüş gidiyor. Bakınız, hemen ilerde...
Bu askerlerin kıyafetleri şimdiki gibi değildi. Ben kim olduklarını, ne olduklarını anlamadığım için aptallaşmışken, astsubayım gözlerini ovuşturup yerinden kalktı, oturdu ve mırıldandı:
çanakkale Harbindeki askerlerin kıyafetleri bu... Başlarında fes var; hepsi poturlu...
Siz de gördünüzmü komutanım?
Görmez miyim? Nizami adımla karşıya geçiyorlar. Biz rüya görmüyoruz, değil mi?
Hayır komutanım! Görevdeyiz; Kirtepe Köyüne gidiyoruz.
Ama ben hayal gördüğümü sanıyorum. Sen de görüyor musun?
Görüyorum komutanım, görüyorum. Nedir bu böyle?..
Hiçbir şey söylemeden müfreze geçene kadar bekledik. Yolun karşısına geçip ağaçlık arazide bir sis bulutu gibi kayboldular.
ikimiz de donduk kaldık. Jeepi hareket ettirip ilerlemeye başladık, ama ikimizin de benzi kül gibi... Kirtepe Köyüne vardığımızda, bizim şoke olmuş halimizi gören kahveden yaşlı bir amca, yarı muzip gülerek halimizi hatırımızı sordu:
Ne o komutanım, nöbet mangasına mı rastgeldiniz yoksa?
şeyyy, evet... Nedir bu, anlatır mısınız? Siz de mi gördünüz yoksa?
ihtiyar adam, ah komutanım, ah, diye başladı söze ve şöyle devam etti: Bu manga, çanakkale Savaşında nöbet tutan mangadır. Fransızlar bu bir manga askeri şehit etmişler o zaman... Ama bu şehit manganın askerleri, ne hikmettir bilinmez, her akşam güneş battıktan sonra görevini yerine getirmek için gidiyormuş gibi uzaklardan gelirler, yolu karşıdan karşıya geçerler, ormanın içine yürüyüp kaybolurlar... Nöbet mangası onlar
Faruk Demir Bey, bu hatıranın sonunu şöyle bağlıyor:
şöförüm ünver, bu askerlik hatırasını anlatırken, o nöbet mangası gözlerimin önünde canlandı. Gönlüm yoğunlaşarak gözlerimden damla olup aktı, yanağımdan göğsüme doğru...
Bu millet gerçekten yücedir, çok yücedir; çoook...
---------------alıntı---------------
---------------alıntı---------------
Bu Millet çok Yücedir
çanakkaleden bir anı...
Faruk Demir anlatıyor:
Makam arabamın arka koltuğunda bir göreve gidiyorum. Yol uzayınca, elimdeki gazetenin hatıralar bölümünü okumaya başlıyorum. Okuduğum yazının bana ilham ettiği birkaç cümle dökülüyor ağzımdan:
Yahu bu millet gerçekten çok büyük bir millet...
şöförüm ünverle göz göze geliyoruz dikiz aynasından...
Onun bakışları sorduğu için hemen ekliyorum:
Okuduğum hatıra beni çok duygulandırdı. Manevi gücü hafif görmemek lazım.
Okuduğum hatırayı kısaca özetletledim. Nerden bilebilirdim ki, buna benzer bir hatırayı da şöförümün bizzat yaşadığını?..
Efendim, o dediğiniz benzer bir hadiseyi ben çanakkalede yaşadım.
çanakkale Savaşlarında mı? Yahu senin yaşın ne ki çanakkaleden hatıran olsun?
Hayır efendim... çanakkale Savaşlarıyla ilgili, ama o tarihten değil ... çok sonralara ait...
Bu defa beni bir merak alıp sardı. Başımı öne doğru uzatıp emir verir gibi rica ettim:
Anlat bakalım, bizzat yaşadığın o hatırayı! Neymiş biz de bilelim...
şöförüm ünver şunları anlattı:
Ben askerdeyken oldu. Bir deniz astsubayı ile birlikte jeep içerisinde çanakkelenin Kirtepe Köyüne gidecektik. Bir akşamüstü karargahtan çıktık. Kirteppe Köyü yakınlarında yolda giderken, jeepin farları karşıma acayip bir müfreze çıkardı. Nasıl heyecanlandım, nasıl frene bastım, bende bilmiyorum.
Jeep zınk diye durunca, astsubayım neredeyse camdan fırlayacaktı. Döndü, bana biraz da sertçe sordu:
Ne var, neden durdun?
Elim ayağım tir tir titriyordu. Dedim ki:
Komutanım, siz görmüyormusunuz? önümüzde tüfekli, teçhizatlı bir manga asker, yolu bölmüş gidiyor. Bakınız, hemen ilerde...
Bu askerlerin kıyafetleri şimdiki gibi değildi. Ben kim olduklarını, ne olduklarını anlamadığım için aptallaşmışken, astsubayım gözlerini ovuşturup yerinden kalktı, oturdu ve mırıldandı:
çanakkale Harbindeki askerlerin kıyafetleri bu... Başlarında fes var; hepsi poturlu...
Siz de gördünüzmü komutanım?
Görmez miyim? Nizami adımla karşıya geçiyorlar. Biz rüya görmüyoruz, değil mi?
Hayır komutanım! Görevdeyiz; Kirtepe Köyüne gidiyoruz.
Ama ben hayal gördüğümü sanıyorum. Sen de görüyor musun?
Görüyorum komutanım, görüyorum. Nedir bu böyle?..
Hiçbir şey söylemeden müfreze geçene kadar bekledik. Yolun karşısına geçip ağaçlık arazide bir sis bulutu gibi kayboldular.
ikimiz de donduk kaldık. Jeepi hareket ettirip ilerlemeye başladık, ama ikimizin de benzi kül gibi... Kirtepe Köyüne vardığımızda, bizim şoke olmuş halimizi gören kahveden yaşlı bir amca, yarı muzip gülerek halimizi hatırımızı sordu:
Ne o komutanım, nöbet mangasına mı rastgeldiniz yoksa?
şeyyy, evet... Nedir bu, anlatır mısınız? Siz de mi gördünüz yoksa?
ihtiyar adam, ah komutanım, ah, diye başladı söze ve şöyle devam etti: Bu manga, çanakkale Savaşında nöbet tutan mangadır. Fransızlar bu bir manga askeri şehit etmişler o zaman... Ama bu şehit manganın askerleri, ne hikmettir bilinmez, her akşam güneş battıktan sonra görevini yerine getirmek için gidiyormuş gibi uzaklardan gelirler, yolu karşıdan karşıya geçerler, ormanın içine yürüyüp kaybolurlar... Nöbet mangası onlar
Faruk Demir Bey, bu hatıranın sonunu şöyle bağlıyor:
şöförüm ünver, bu askerlik hatırasını anlatırken, o nöbet mangası gözlerimin önünde canlandı. Gönlüm yoğunlaşarak gözlerimden damla olup aktı, yanağımdan göğsüme doğru...
Bu millet gerçekten yücedir, çok yücedir; çoook...
---------------alıntı---------------
bu ülkede yaşıyorsak işte bu tarih sayesinde ve gururlanıyorsak bu zafer sayesindedir.
şehidim sayende yaşanacak vatanımız , gururlanacak tarihimiz var
şehidim sayende yaşanacak vatanımız , gururlanacak tarihimiz var
dağın eteklerinden duşmana saldıran ermiş ruhlar ve yer yüzüne inen bulut gibi hürafelerle dincilerin rezil etmeye calıştığı zafer. Akıllarınca savaşta allahın yardımı olduğunu ve savaşı öyle kazandığımızı iddia etmektedirler. Burada ortaya iki soru çıkıyor.
1) Düşman ordusunun tümü ateist miydi? Neden Tanrı Türk Ordusu'nun yanında oldu ve düşmanı yenmesine yardım etti?
2) Ulan bu ermiş ruhlar ve bulutlar Balkan Savaş'ında, Viyana Kuşatması'nda neredeydi? O zaman çıksalardı da Osmanlı Viyana'yı alsaydı ya da Balkanları kaybetmeseydi.
Turgut özakman "Diriliş"te bu konuya çok güzel değinmiştir. Ayrıca Mustafa Kemal'i anlatmadan çanakkale'de rehberlik yapan kişiler, hepiniz orospu cocuğusunuz.
1) Düşman ordusunun tümü ateist miydi? Neden Tanrı Türk Ordusu'nun yanında oldu ve düşmanı yenmesine yardım etti?
2) Ulan bu ermiş ruhlar ve bulutlar Balkan Savaş'ında, Viyana Kuşatması'nda neredeydi? O zaman çıksalardı da Osmanlı Viyana'yı alsaydı ya da Balkanları kaybetmeseydi.
Turgut özakman "Diriliş"te bu konuya çok güzel değinmiştir. Ayrıca Mustafa Kemal'i anlatmadan çanakkale'de rehberlik yapan kişiler, hepiniz orospu cocuğusunuz.
bazı suni gündemler[ybkz]swh[/ybkz] yüzünden arada kaynamaması gereken, unutulmaması gereken tarihi zafer.
Cennet vatanın kutsal şehitleri ruhunuz şaad olsun...
---------------alıntı---------------
Hayatı süsledik izharı ittihatla bugün
Yolunda gençliğin ulvi değil miydi birleşmek
Sebatı bayrağımız yaptık, itilamız için
Neticesiz ve boş olmaz sebatla hiçbir emek
Dakikalar bize bir nağbe nişad olsun
Kulübümüzde müceddet nücumu mevc vursun
Bu kaniat bize hep gıpta ediyor isar
Biz onbir arkadaşız, lakin arkamız daha var
Bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım
Vekar hak gibi sakin, nezih ve saf olalım
Fakat bu hal ile kuvvet gibi cesur olalım
Kazım (Beşiktaş Kaptanı)
---------------alıntı---------------
http://tinyurl.com/45kh3p2
Hayatı süsledik izharı ittihatla bugün
Yolunda gençliğin ulvi değil miydi birleşmek
Sebatı bayrağımız yaptık, itilamız için
Neticesiz ve boş olmaz sebatla hiçbir emek
Dakikalar bize bir nağbe nişad olsun
Kulübümüzde müceddet nücumu mevc vursun
Bu kaniat bize hep gıpta ediyor isar
Biz onbir arkadaşız, lakin arkamız daha var
Bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım
Vekar hak gibi sakin, nezih ve saf olalım
Fakat bu hal ile kuvvet gibi cesur olalım
Kazım (Beşiktaş Kaptanı)
---------------alıntı---------------
http://tinyurl.com/45kh3p2
beşiktaş resmi internet sitesi'nin bugünkü[ybkz]swh[/ybkz] giriş görseli olmasına karşın, haber1903'ün pek sallamadığı gündür...
kahramanlığıyla destanlaşmış zaferimizdir. türk milletinin dünyaya verdiği çanakkale geçilmez mesajıyla tarihte yer almıştır. Yedi düvele meydan okunmuştur vesselam.
Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor dizelerini yazdıran şanlı zaferdir.
Hilal uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi saygıyla anar aynı hilal uğruna canlarını feda etmekten kaçınmayan nesiller yetişmesini dileriz.
Hilal uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi saygıyla anar aynı hilal uğruna canlarını feda etmekten kaçınmayan nesiller yetişmesini dileriz.
her şeyimizi borçlu olduğumuz bir zafer.
bu zaferi önemsizleştirmeye çalışan 'mustafa kemal o cephede yenildi' gibi ipe sapa gelmez yorumlar yapan yavşaklardan da çanakkale'nin topraklarını kanla sulamış o yiğitler ahirette hesap soracaktır elbet.
bu zaferi önemsizleştirmeye çalışan 'mustafa kemal o cephede yenildi' gibi ipe sapa gelmez yorumlar yapan yavşaklardan da çanakkale'nin topraklarını kanla sulamış o yiğitler ahirette hesap soracaktır elbet.
Doğrusu 18 Mart çanakkale deniz savaşları zaferi olması gereken başlıktır. keza denizden çanakkale yi geçemeyeceğini anlayan itilaf devletleri kara çıkartmasına karar verirler, Mustafa Kemal o zamanlar henüz adı pek duyulmamış bir yarbaydır. Kara savaşlarında üstün başarı göstermiştir.
18 Mart 1915. çanakkale Zaferi'nin 97. yılında başta ulu önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz.
sosyal medyada yerini almış önemli zaferin kazanıldığı gündür.şöyleki an be an Twitter'da savaş yeniden canlandıracak.türkiye günün tt si #canakkalegecilmez.
bkz:http://www.ntvmsnbc.com/id/25331212/
ayrıca takip etmek isteyenler için https://twitter.com/#!/Canakkale_Canli
bkz:http://www.ntvmsnbc.com/id/25331212/
ayrıca takip etmek isteyenler için https://twitter.com/#!/Canakkale_Canli
99. senesine ulaşmış, şehit olan askerlerimizi saygıyla andığımız, bizi gururlandıran zafer. ruhları şad olsun.
ülkenin bölünemesine; sokakta birbirimizi boğazlamaya ramak kala örnek almamız gereken zafer. omuz omuza ölüme yürüyen o çocuklar bu vatan için sakınmamışlardı canlarını
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir!.
Yukarıdaki dizeler olayları ve olanları anlatmaktadır,Saygı ve rahmetle anıyoruz.!
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir!.
Yukarıdaki dizeler olayları ve olanları anlatmaktadır,Saygı ve rahmetle anıyoruz.!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?