16 şubat 2013 beşiktaş gaziantepspor maçı

2 /
huzun kovan kartalı
son dakika golüyle resmen sinirden ağlamaklı olduğum maç.Beşiktaş seninle donarak ve kalp krizinden ölmeye geldik.amma ve lakin yine yeni yeniden Beşiktaş diyerek de sözlerimize son verdiğimiz karşılaşmadır efendim.
kerami pestenkerani
tat vermediği için televizyonda denk gelmedikçe hiçbir beşiktaş maçını izlemem. bugün bu maça denk geldim de aman allahım bu nasıl bir oyun? bacağına geçirdiği çuvalla bitiş çizgisine ilk ulaşan olmak için çuval içinde zıplayarak debelenen yarışmacılar gibi debelendikçe debeleniyor beşiktaş. öyle sistemsizlik, öyle üstünkörü oyun. yazık ki beşiktaş yıllardır böyle. son vuruşlar futbolcularla taşak geçilecek cinsten. beşiktaş hiçbir maçı olduğu gibi bu maçı da hak etmedi.
artin
soğuk bir havada oynanan kapalı hariç tirübünlerin dolduğu 50 kişilik antep taraftarının deplasman tirübününde yer aldıkları maç başlamasaatine yakın eski açık girişlerinde izdiham ve kavgaların yaşandığı yeni açık tirübünün performansı ile göz doldurduğu ersanın golden sonra numaralı eski açık tarafındaki eş dost akrabayla golünü kutladığı antep in kazanılan her serbest vuruşta topu faul yapılan noktadan daha ileriye koyma gayretkeşliği sergilediği ve başardığı maçın sonlarında kalecimizin yuhlandığı net golleri kaçırdığımız bu gidişle yarım aklımızıda yitireceğimiz maçlardan biri.
forzaquila
bu taraftarla ne feda ne dortmund ne ajax ne de polatlı belediye olamayacağımızı gösteren maç.

sahada hatalar yapılabilir, kaleci hatalı çıkış yapabilir, hoca saçma sapan tercihlerle maçı verebilir. bunlara tepki gösterirsin kızarsın, böyle 3-5 maç kaybedersin, bunlar düzeltilemeyecek hatalar değil. yarın bir gün daha iyi bir hoca gelir, hepsi düzelir. ama bir takımın taraftarının yarısı bilinçsiz, köstek olmaya meyilli ise o kulübün burnu boktan kurtulmaz.

karabük maçında ersan'ı ıslıkladı bu cahiller, o adam dün golü atınca kral oldu. şimdi mcgregor'u hedef alıyorlar, o adam sezon sonu bir premier lig takımına gidecek, bu cahil taraftarlar bu sefer şimdi destek oldukları cenk gönen'i asacaklar. ulan atlético maçında sahaya adam girdi cenk'in önüne attı kendini. bir kaleci için bundan kötü ne olabilir?

takım yarım saat 10 kişilik rakibe oyununu kabul ettiremezken pozisyona giremezken tepki yok, atkı şovlar laylaylar tam gaz, ne zamanki takım 90'da gol yiyor herkes ağzından salya saçarak adam asmaya başlıyor. neymiş nasıl oyun kurulamazmış. lan dalyarak, yarım saat boyunca ne yapıyordun? çok yaratıcısınız ya, çok kral taraftarsınız ya, atkı sallayana kadar bağırsaydınız ' söylesene bize hoca takım niye oynamıyor' diye. bunu mağlupken bağırmak değil, galipken yapmaktır önemli olan. taraftar dediğin bu zamanlarda tepkisini verecek. maç 1-0 bitse eve mutlu gidecek adamlar sırf 1-1 bitti diye takım ıslıklıyor. bu kadar mı skor bazlı bir taraftar oldunuz lan? her fırsatta galatasaraylılara skor taraftarı derken ne hale geldiğinizi göremeyecek kadar mı kör oldunuz?

adamın boynundaki atkı sahte, kaleciye, stopere küfür ediyor. neymiş? böyle takım istemiyormuş. ulan pezevenk, git ntvspor'da barcelona'yı izle o zaman. takımda 7 sakat, kasada üç beş milyon dolar...takım şanssızlıktan kırılıyor, pezevenk, adam asmaca oynuyor. neden? çünkü 35 lira verdi. o 35 liranın karşılığını alacak, memnun edilecek. karaköy'e git o zaman be şerefsiz. günlük hayatında patronu tarafından, metrobüslerde otobüslerde onun bunun tarafından, sürekli devleti tarafından ezilen hor görülen adamcıklar, 35 lira verdikleri için cellat olabileceklerini sanıyor. akıllarınca sahadaki adamları linç edip kendilerini iyi hissedecekler. iş mi lan bu?
ha, sen bir fenerbahçe taraftarı kadar ekonomik destek verirsin takımına, o zaman dersin ki 'ulan kombine aldım, formalar aldım, her şeyi yaptım bu kulüp için, bunların karşılığı bu takım mı?' dersen bir şey diyemeyiz, be pezevenk, 35 lira mı sana hak veriyor?

'üzerimde beşiktaş forması varken yalan mı söyleyecektim' diyen güzel insan vedat okyar'dan utanın be, üzerinizde beşiktaş forması varken ikiyüzlülük etmeye nasıl cüret edebiliyorsunuz? sahadaki adamlar beşiktaş forması taşıyor. sen sırf hata yaptı diye onu ıslıklayıp linç edemezsin. koşmazsa, mücadele etmezse , laubalilik ederse istediğini yap. ama sırf kademe hatası yaptı, kaleci yanlış çıktı, beriki taca pas attı diye sen o formayı taşıyanı linç e-de-mez-sin. beşiktaş'ı senin gibi cahillerin oyuncağı haline getiremeyiz.

maçtan çıkıyoruz, dolmabahçe'den çarşı'ya gelene kadar önümüzde arkamızda kendini bilmezce konuşan o kadar çok adam var ki, sinirden elim ayağım titriyor. size kim şampiyonluk sözü verdi ulan? sezon başında 'allah vere de 15. falan olmayalım, 5.lik iyidir hacı' derken takım beklenmedik performans gösterdi diye hemen şampiyonluk beklentisi içine girdiniz. hemen takımı o beklenti altında ezdiniz. hemen başarı talep etmeye başladınız. ama lafa gelince, arabeske gelince sizden kralı yok değil mi? utanmadan eşlik edersiniz 'sevinmek için sevmedik seni' bestesine, utanmadan bin türlü aşk şiiri karalarsınız.
insan aşkına yapar mı lan bunu? insan aşkını otuz sekiz yerinden bıçaklar mı lan?

doğru evet, türkiye'de yaşıyoruz. binlerce aşığın 'karşılık vermediği için' namusunu bıçakla temizlediği bir ülkede dortmund modelinden bahsediyoruz. ama hata bizde, madem sevinmek için sevmeyen, iyi gününde kötü gününde sonuna kadar beşiktaşlı bir taraftarımız var. bu taraftar 4-5 sezon dişini sıkar, altın çağımıza yürürken gerekli desteği verir diye düşünende hata. şu takım 4 maç üst üste kazanamasa stat yarı yarıya boşalacak, bunun farkında mısınız?
işte bu taraftarlık değil. taraftar dediğin adam taraftır. sevdiğini bırakmaz. bu, verdiği 30-35 ya da 50-100 lira karşılığında adam asmaca oynama hakkını kendinde bulan bilinçsiz adam işidir.

saçma sapan konuşup,lafına itibar edilmeyecek pespaye köşe yazarlarını okuyup şartlanacağınıza biraz düşünün. bu iş dünyada nasıl oluyor, yapan nasıl yapıyor. ondan sonra kulübü yönlendirin. 'profesyonel bir sağlık ekibi, kondisyoner, sahalar istiyoruz. her sene en az 2 genç oyuncunun as kadroda yer almasını istiyoruz' de, bunu organize bir şekilde kulübe ulaştır. sosyal medyayı kullan, tribünü kullan. ama o tribünü üzerinde beşiktaş forması olan adamları asmak için kullanma. zamanında adem dursun'u youla'yı küfrederek kovalayan, bir dönem inönü'yü deplasmana çeviren adamların hala yanımızda olduğunu bilmek üzüyor beni.

yönetimin kapalı tribün politikasının da ne kadar doğru olduğunu gördük. yeni stat yapıldığında bilet fiyatları artmalı,öğrenciler için belirli bir indirim belirlenmeli, onun dışında tribünlerde bir kalite yakalanmalı. ha, parayla oynayan zengin biri de değilim, ama bu iş böyle. arabeskle olacak iş değil. taraftar elinden gelecek desteği verecek. maddi gücü elvermeyen de sosyal medyayı iyi kullanacak, fikir üretecek, takıma böyle destek olacak. gerisi boş. bu kadar boş adamla beşiktaş ne dortmund olur ne ajax ne de başka bir şey. her şeyi geçtim, bu kadar yozlaşmış bir tribünle beşiktaş, beşiktaş olamaz. samet gider ahmet gelir, mcgregor gider cenk kaleye geçer, olcay gider kolcay gelir hiçbir şey değişmez. belki günü kurtarır bir şampiyonluk alırız mustafa denizli'nin yaptığı gibi. ama asla sağlam bir ekolümüz olmaz. ve bunların en büyük sorumlusu da bilinçsiz taraftar olur.

evet bu kadar. maçla ilgili teknik bir şeyler yazmayacağım. yazacak bir şey de yok zaten.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol