kayseri'ye ilk girdiğimizde kayseri sofrası diye oldukça gösterişli bir mekanda maçtan önce bir sucuk ekmek yiyelim dedik... kredi kartı geçmiyordu, kayserili adam abi, lüks mekanı açmış ama peşin çalışıyor dedik geçtik... sonra kolalar geldi, sıcacıktı, elektrikten tasarruf ediyor abi kayserili dedik geçtik... en son sucuk ekmekler geldi, ama üçüncü arkadaş ekmeği açtığında içi bomboştu... evet bildiğiniz, arası açılmış ekmek ama içine sucuk koymayı unutmuşlar... buraya kadarmış dedik ve ses çıkardık... sucuğu koyup getirdiler... kayserililiğin de bir sınırı olmalı bence...
maça gelecek olursak çok güzeldi atmosfer... manuel fernandes'i canlı izleyince gerçekten farkını daha rahat hissediyorsunuz... adam bir ara üstüne çullanmış beş rakibin arasından kalçasını sağa sola oynata oynata çıkmayı başardı...
quaresma'yı canlı izledik, ölsek de gam yemeyiz, gerçekten büyük keyif ama o meşhur pozisyonda topu guti'nin önüne bırakmayışını yol boyunca tartıştık...
bobo gerçekten artık zihnen beşiktaş'tan ayrılmış... maç sonunda da açıkladı zaten ama gerçekten çok hantal ve isteksiz... bizi çıldırttı diyebilirim... resmen 70 dakika sahada gezindi... hantallık dediğin kilo verilir geçer ama bu isteksizlikle gittiği yerde de ne yapar bilemem... mesela quaresma'nın uzatmalarda bile koşması, top çalması, depar atmasının hatırına gül gibi gol pozisyonunu harcamasını bile affedebiliyor, görmezden gelebiliyor ve onu sırf futbol oynama arzusundan dolayı bile sevebiliyoruz ama bobo'nun bu ruh haliyle gittiği yerde allah yardımcısı olsun...
almeida oyuna girer girmez farkını ortaya koydu... tamam, henüz istenen düzeyde olmayabilir ama adam hırslı, top kovalıyor, şut çekiyor, hava topu alıyor ve çok sempatik... bence seneye kalırsa almanya'daki günlerine geri döner...
simao artık ispanya günlerine geri döndü... seneye türkiye ligi'nin flaş transferi olacak...
bin küsür tane ibb taraftarı vardı... emin olun yarısından çoğu diğer takımlardandı... sağa sola bukalemunlar diye çemkirenlerin gerçek yüzünü bir kere daha gördük...
her yer beşiktaştı, her taraf beşiktaşlıydı kayseri'de... en güzeli de hiç tanımadığım adamların bana sarılması... Statta, sokakta, dinlenme tesislerinde... "kardeşim" diye muhabbet etmesi, hal hatır sormasıydı... Hiç tanımadığım adamlarla, kızlarla göz göze gelince zafer işareti yapmak, birbirimize gülümsemek, selam vermekti... evet en güzeli buydu... başımızın belalısı ibb ve aralarına karışmış bukalemunlara koymaktan bile daha zevkli olan şey buydu...
"29 sene mi oldu? oha fenerbahçe" tezahüratını saymazsak tabii [ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?