1 ekim 2015 beşiktaş sporting lizbon maçı

3 /
musalla tasi
2 yarının siyahla beyaz kadar farklı olduğu maçtır bana göre. ilk yarı siyah hem de simsiyah. 0-1 bitmesi resmen şanstı. ama şenol güneş'in bilic'in aksine maça müdahalelerinin ne kadar etkili olduğunu yine gördük. risk alarak necip-ozzie değişikliğini yaptı. oğuzhan da çok çok iyi oynadı bu gece.

bu maç bana şöyle bir ışık verdi. daha doğrusu fener maçı o ışığı vermişti de bu maçla iyice umutlandım ben bu sene için. geçen seneyi hatırlayalım. bu takımın en kötü özelliği kötü giden oyuna tepki verememesiydi. maç bizim için bok gibi başlar, takım ölü gibi oynar, öyle de biterdi. ya yenilgi ya beraberlik. sonra da yoğun maç trafiği, önceki zor maç falan denirdi. bu maç da öyle başladı ama, ilk yarı şiir gibi oynayan sporting'i ikinci yarı hem nispeten durdurduk hem gol bulduk hem de maçı kazanacak golü atma fırsatı yakaladık. bu ışık beni bu sene için mutlu ediyor. geçen sene fener maçı olsa 2-0'dan 2-2 ye yakalansak psikolojik olarak geri yaslanırdı takım. eminim. bu maçı da sporting orta sahada top çevirip bitirir giderdik. biz fener maçındaki yüksek performansı, yetersiz rotasyonu, yapılmayan orta saha transferini falan konuşur olurduk.

kötü oyunu toparlayan, maça tepki veren beşiktaş'ı daha çok sevdim ben bu sene. mesela geçen sene olimpiyattaki brugge maçında 1-1'e yakalanınca kendi sahamızda bir gol daha atsak, kendi seyircimiz önünde, hem de liverpool'u aynı şartlarda elemişken, maçı uzatma şansınız varken maçı bıraktık. takım da bıraktı, ben tribündeydim, taraftar da bıraktı. zaten sonra 2- 3 geldi. bu sene durum farklı gibi sanki. bu maç onu gösterdi bana. umarım yanlış okumuyorumdur durumu.
oyunbozan
ricardo quaresma'nın çok istediği,
tolga'nın iyi toplar çıkardığı,
atiba'nın gününde olmadığı,
olcay'ın ciğer yönünden yokluğunun bu maçta kim ne derse desin arandığı,
ilk yarısı kabus, ikinci yarısı uykunun en güzel yerinde uyanılan rüya tadında geçtiği
1 puanla ayrıldığımız uefa maçı
şutmesafesişutpozisyonu
gökhan töre'nin damga vurduğu bir diğer maçtır. ayrıca beck ilk kez bu kadar verimli oynadı. rodolfo'da çok iyyidi bana göre. ama asisite rağmen sahada kayıp sosa, el bombası ersan, boş küme necip sahada yoktu. oğuzhan müthiş, tolga çok iyi, quaresma yine verimsizdi. mario gomez ve cenk ise yakaladıkları pozisyonlarda başarısız oldular. herşeye rağmen 1 puan çok iyi, deplasmanda da lokomotiften alınacak 1 puan ile bu guruptan çıkmak neredeyse garanti olur.
hastakartal
Oğuzhana artık güvenmeye başlayacağım maç. Ayrıca fener maçında ve bu maçta yoğun bir şekilde aynı şeyi düşündüm. Veli ve tolgay sakat olmasa iki maçıda ilk yarıda bitirmez miydik ?
deniztarafindakikale
tamamen şansımızla 1 puan kurtardığımız maç.

kimse bana ikinci şöyleydik falan demesin. ilk yarı lizbon 3 tane tıkasa ikinci yarı takımı bile sahaya zorla çıkarırdık. şenol güneş kadro tercihlerindeki hatalarından ders almıyor ve bu başımıza iş açacak.
roberto baggio
maçta dikkatimi çeken olaysa şu oldu: maç 1-1 iken gomez bir pozisyonda yandan gelen topta kafa topu mücadelesinde yere düştü italyan hakem penaltı noktasını gösterdi, fakat daha sonra yan hakemin ikazı ile ofsayt kararı verdi bu da çok ilginçti.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol