zeki önder özen

oyunbozan
önce biraz iş yerinde yaşadığım süreçten bahsedeyim.

12 kişilik bir ekip yönetiyorum ve bir ürün satıyoruz. şirketin tüm ciro beklentisi ve başarısı 2013 senesinin son çeyreğinde benim üzerimdeydi ve yaklaşık 400 kişiyi çalıştıran bir şirketten bahsediyorum. bir ekip kurduk ve ekip içinde işten çıkartmam ve yerine yenilerinin almam gereken isimler vardı. biraz ihmalkar davrandım sanırım ve kimseyi işten çıkartmadım. bu ekiple yürürüm dedim ve ekibe olan inancımı her seferinde tekrarladım. yönetim sürekli olarak uyardı ve "bu ekipten en az üç başarısız personel ile yolları ayırmalısın ayrıca sezonu kaçırıyorsun" dediler. o süreçte biraz yavaştan alarak arayışa girdim ancak yaptığım görüşmelerde yerlerine koyabilecek bir personel bulamadım. biraz daha azim etseydim belki bulabilir veya bu üç personelle yolları ayırıp yükü başarabilen veya altta fırsat bekleyen kişilere verebilirdim olmadı. hedeflerimizin %70 inde kaldık. bu bir başarıydı ve şirket aslında çıkan sonuçtan memnundu fakat bir büyüme kaydedemedi. işin sonu bana dokundu, yaklaşık üç aydır bu hatırlatmaları yüzüme vurup duruyorlar, hiçbir şey söyleyemiyorum.

çıkan sonuca bakacak olursak eleştiride haklılar fakat imkanlar ve piyasa şartlarına göre hareket ettiğimi düşününce elimden çok fazla bir şey gelmediğine inandırdım kendimi. şimdi düşününce bu bir mesleki körlük olduğunu görüyorum. ne yazık ki kurumsal yapılarda "olsaydı-yapsaydım" gibi şeylere yer yok.

zeki hocayı bu yönden eleştirebilirim. o çok büyük bir organizasyonu yönetiyor ve kendisinden beklentiler çok yüksek. başarısız olduğunda değil de deneyip başaramadığında ona kızmak en doğal hakkımız. bu hak defol git, yapamadın tarzı cümleler gerektirmiyor. üstündeki sorumluluğu bence çok net bilen birisi. omuzlarına biraz da biz basıyoruz ve bence hepimizin onun hakkında ne düşündüğünü araştırıp gören bir insan.

doğruyu bulmak için biraz daha zamanı var. kemikleşmiş bir sistemsizlik var bu kulüpte. bunları aşmak öyle yazı yazmaya benzemez. kendisini eleştirirken lütfen rıdvan dilmen tarzına bürünmeyelim. rıdvan dilmen'in anlattıklarına bakarsak türkiye'nin en iyi teknik direktörü kendisi. cesareti varsa gitsin bir takım çalıştırsın görelim.

bence iş yapacak ancak gerçekten sorumluluğunda olan bir çok konuda görevini başarıyla yerine getirememiştir. toparlar, toparlayamazsa gider. bu adam olmasaydı beşiktaş şu an şampiyon adayı mıydı? yap ma yın.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol