zeki önder özen

ederson
kendisini değerlendirmek için henüz erken olduğuna inandığım futbol direktörümüz.

yaptığı doğru işler de var yanlış işler de. bunları madde madde sıralamaya gerek yok. transfer konusundaki en büyük şanssızlığı, bilic'in yerli oyuncu bilgisindeki eksiklikten ve scout sisteminin oturmamasından dolayı transferlerde eline bakılması oldu bence yaz sezonunda. yanlışı ise bilic'in oyun planına ters oyuncular alması oldu bariz. takıma baktığımız zaman, bilic'in elinde taktiksel varyasyon açısından mükemmel zenginlikte bir kadro var. bakın güçlü demiyorum, doğru kullanıldığında verim alınabilecek bir oyuncu grubundan bahsediyorum. peki bilic ne tarz bir teknik adam? takım istikrarından yana olan ve gerekmedikçe şablona müdahale etmeyen bir teknik adam. kadrodaki oyuncu bolluğuna ve oyuncuların aldığı sürelere bakacak olursak ortada yanlış olan şeyler var, bunu kimse inkar edemez sanırım.

evet, beşiktaş'ın bu mali durumunda transfere harcanan paraların sorgulanmaması kadar normal bir durum yok, buna ben de katılıyorum. yalnız her transfere verim açısından bakmamak gerekir, bazen yatırım işidir transfer bunu atlamamak gerekli (günay-franco-frei). ben franco olayında "bu sene pişecek seneye oynatırız" diye düşünen arkadaşlar kadar pozitif düşünmüyorum mesela. franco 22 yaşında ve kendi de itiraf ettiği üzere bir "sarkık libero". ben oynamamasını fiziki yetersizlikten çok buna bağlıyorum çünkü bilic'in şablonunda bu tarz bir oyuncuya yer yok. yalnız bu transfer üzerinden kendisine vurmak şu an için haksızlık, ne zaman ki yatırımın karşılığını veremez (kendi deyişiyle gelecek sezon) o zaman -haklı olarak- eleştirilir.

sezer-toraman kavgasında ne kadar söz sahibi olduğunu bilmeden kendisini eleştirmek haksızlık olur. bilen varsa söylesin, ona göre yorum yapalım.

bunların dışında ben önder özen'in transferden çok diğer vaatleriyle de ilgileniyorum, kendisinin de söylediği üzere. bunları sıralamak gerekirse;

(vurgula: 1))sağlık ekibi değişimi: uzun süreli sakatlıkları önleme konusunda şu ana kadar iyi gidiyor mesela. misal rize maçından evvel sivôk'un oynamasına müsade edilse, çok kötü sonuçlar doğabilirdi. almeida'nın -nazar değmesin- şu ana kadar sağlıklı tutulması bile başlı başına artı puan için yeter bence.

(vurgula: 2))kaleci departmanının kuruluşu: cenk özelinden değerlendirirsek pek faydası dokunmuş görünmüyor. fakat tolga için aynı şeyi söylemek haksızlık olur. tolga'nın en büyük handikapı top sektirmesiydi, bu konuda bir ilerleme var. birebirlerde eskiye oranla daha fazla güven veriyor. yine de çalıştırdığı kalecilere seviye atlatabileceğini görmeden artı puan vermek iyimserlik olur şu an için.

(vurgula: 3))atletik departmanın kuruluşu: bu konuda kafasındaki ideale henüz ulaşamadığını kendisi de belirtiyor. bu nedenle bir yorumda bulunmak zor.

(vurgula: 4))scout sisteminin verimli kullanımı: sanıyorum scouting verileri baz alınarak tek transfer edilen isim pedro franco oldu bugüne dek. günay'ı kendi gözlemlerine dayanarak transfer ettiğini sandığımdan dahil etmiyorum. bunu da değerlendirmek için en az 2 transfer sezonuna daha ihtiyaç var bence. evet scout sistemi gönüllü scoutların da yardımıyla ayağa kalkmış görünüyor ama verimli kullanmak işin başka tarafı. bu işin temel mantığı ucuz maliyet-yüksek performanstır. maliyet ve performans arasında fark ne kadar fazlaysa o noktada scout sisteminin başarısından bahsedilebilir. bu da pat diye olacak bir iş değil, süreç işi.

neyse çok fazla uzattığımın farkındayım o yüzden entry'i sonlandırmadan evvel son birkaç şey eklemek istiyorum. önder özen'in abartılmaması gerektiğine yüzde yüz katılıyorum, aynı şekilde bilic'in de. yalnız işler kötü giderken konuşmak -ortaya konuşuyorum- kolaydır, bu nedenle bekleyip görmekte fayda var.

bekleyip görmekte fayda var..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol