tembelteneke

acemi birliği: kastamonu
usta birliği: van
(jandarma-kısa dönem)

hakkımızda hayırlısı.

şu memlekette sanatçı diyebileceğin insanlar giderek azalıyor, hadi biz neyse ucundan da olsa yetiştik sayılır kurtiz gibi ustalara. artık bu adamların duruşu değeri anlaşılsada böyle sanatkarları örnek alarak yenileri yetişse gelecek nesillerde sanatın sanatçının ne olduğunu bilse biz anlatmadan.

Cengiz Aytmatov'un bir romanı. bahsedilen film'in senaryosu da bu romandan uyarlamadır.

kim ne derse desin bence zor bir ilişki. bir anne-kız, anne-oğul ya da baba-kız ilişkisi buna göre çok rahattır. ne biliyim belki sadece bende böyle ama babamı ne kadar sevsem de ne kadar ne kadar özlesem de lan bi gidip sarılamadım doyasıya, büyudük bir de iyice zorlaştı. aramız soğuk değil biliyoruz birbirimizi sevdiğimizi maça falan da gidiyoruz vakit geçirmiyor değiliz ama sadece beşiktaş'ın attığı gollerden sonra doyasıya sarılıyoruz birbirimize. belki de bu yüzden ikimiz de hasta beşiktaşlıyız. hadi be kartalım, sarılalım babalarımıza...

bu oyunla ilgili bi de laf vardı "batakta da yatakta da eşin iyi değilse kendi eline mahkumsun." diye. yazayım dedim belki duymamış olan vardır.

geçmişi en belirgin şekilde gözünüzün önüne getiren duygudur. sokakta yürürken yakınınızdan geçen karşı cinsin yüzünüze çarpan rüzgarını kokladığınızda bi bakarsınız lisedeki ergen aşık halinizi görüyorsunuz yada daha sonraları hayatınıza giren başka biriyle kurduğunuz hayallerden ne kadar uzakta olduğunuzu. tabi bunların hatırlayan kişide ne hissettirdikleri tamamen kişinin kendine bağlı.

çift olarak üretilip satılan ama farklı kaderleri olan ayak giyeceği. bir tanesi dolapta dururken diğer eşin nasıl bir hazin sonu olduğunu çözemedim.

hayatınızda bir devrin kapanacağının habercisi. bununla uğraşmaya başladığınızda üniversite hayatınızın bitiyor oluşunu idrak edersiniz, askere mi gitsem acaba yoksa bi iş güç mü kovalasam ya da en iyisi yükseğe başvurayım gibi yeni çelişkiler getirir aklınıza.