confessions

last director

3. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 2719
  2. takipçi 0
  3. puan 41615

vodafone park

last director
Konya torkunun stadı olsa şeker pancarı ekilecek zemine sahip stad.

Bu stada bu zemin yakışmıyor. Takım kötü takım kötü diyoruz da düz top seke seke gidiyor, futbolcular ayakta duramıyor. Beşiktaşın öncelikli gündemi zemin olmalı

passolig

last director
türkiye futbolundaki taraftar şiddeti, çirkin ve kötü tezahürat olaylarını bitirmek için tasarlanan proje.

uygulanmaya başladığından beri işe yaradığını henüz göremediğimiz uygulamadır aynı zamanda.

aracı kurumu aktif bank'tır.

aktif bank da reza zarrab'ın kendi itirafı (ya da iftirası) üzerine öğrenilmiştir ki dolandırıcıların en büyük finans kaynağıdır.

şu anki üye sayısı; 3.380.101

çözüm bulduğu şey ne ola acaba

ah muhsin ünlü

last director
şair şahsiyet.

karıcığım bana eroin koya

rabbim şimdi bir polisi tutuklar gibi
değişik bir hayvan tıkanıyor göğüslerimde
menşei cam çocukların haysiyetiyle
pasiflora anlamında tiren koşayım

koşayım filmlerin adı bu olsun
şehre laciverd bir ceket gibi yakışsın yağmur
rabbim gör rabbim duy rabbim bağışla
rabbim kızın annesi bankada memur

sol yanlarım cumartesi küle çalışsın
mason teşkilatlara çapsın bisiklet
titreyeyim muştalara sapayım kopkor
rabbim kız okula geliyor, yaşasın cumhuriyet!

işte yeniden gür bir kapsül sürçsün eşikte
al sakallı bir kelebek başlasın bitsin
bu kestiğim sn kardeşim surları kesin
hayır judas düğünüme gelmeyeceksin!

semerkandı denetleyen bir dedektif mor
yar göğsüne salmadığım şu pürüz sicim
sakis dahi peşindedir bir kur’an’ım vor
eh onu da siyah kotumla giyeyim rabbim!

rabbim o tarz bir tiyatro gelsin bu şehre
haddinden fazla mermi küvezden seksin
rabbim rabbim ben de sordum sarı çiçeğe
ah beni de şu direğe bağlayın gitsin!

işteşimdi kör bir masat yorumluyorum
ham meçlere seyrediyor gözbebeklerim
öğrettiğin trenlerle baştan çıkayım
lübabeyim lübabesin lübabe rabbim!

jeremain lens ve gary medel'in oyuna girmek istememesi

last director
kimsenin neler olduğunu net açıklamadığı olay.

lens durumla ilgili olayı inkar etmeyen tuhaf bir açıklama yapmış.
"Söylentileri duydum ve herkesin bilmesini isterim ki her zaman severek oynayacağım ve elimden gelenin en iyisini yapacağım"

öyle bir şey yaşanmadı veya yaptım özür dilerim veya günümde değildim veya iyi hissetmiyordum veya faydalı olamayacağımı hissettim ondan istemedim gibisinden bir ek gerekiyordu bence.

tolgay arslan

last director
supersub

nedense 11'de başladığında sıkıntı yaratıyor ama sonradan girince adam maçın kaderini değiştiriyor inanılmaz etkili oluyor.

biraz daha 11 deneyimi artmalı sorun o mu bilemiyorum ama kesinlikle üst düzey bir oyuncu olduğunu düşünüyorum.

anderson talisca

last director
genç yıldız.

hani bazen sabahları uyanırsınız ve anlamsız bir keyifsizlik vardır üstünüzde, hava kapalıdır, tatsız takılırsınız gün boyu. hah işte o ruh hali var ya o bugün [ybkz]28 ekim 2017 aytemiz alanyaspor beşiktaş maçı[/ybkz] talisca'da vardı.

canım sen yıldız olacaksın, ileride olmaz böyle.

28 ekim 2017 aytemiz alanyaspor beşiktaş maçı

last director
oğuzhan çıktıktan sonra tolgay'la daha dikine ve dinamik bir oyun oynayarak topu uzun süre rakip alanda tuttuk, bu da rakibi bunaltı.

bu maçta bir kez daha görüyoruz ki ne yazık ki negredo'dan bi bok olmayacak arkadaşlar. çok hantal, çok kalas bir oyuncu. golü atmış olması iyi futbolcu olduğu anlamına gelmez, almeida'yı iyi futbolcu yapmadığı gibi.

her maçta bu negredo'nun maçı bu negredo'nun maçı diye diye 10. haftayı bulan arkadaşlar ben demiştim diyebilir, sene sonunda da ben söylerim bir şey olmaz.

beşiktaş özgüvensiz bir top oynuyor. atakları bitiremeyeceğini hissettiriyor tüm oyuncular. fakat deneyimli ve dinamik yapısıyla rakibe de çok topla oynama şansı vermediği için özellikle 75'ten sonra maçın döneceğini hissettirdi. bunu daha uzun süreye yayması lazım beşiktaş'ın. yoksa takımdan da bi bok olmaz uefa'yı zorlarız yıl sonunda. bu da acı ama gerçek.

28 ekim 2017 aytemiz alanyaspor beşiktaş maçı

last director
golü yiyene kadar top ayağımızdaydı, erken gelen gol takıma özgüven getirdi, rahat pas yapıyorduk, oğuzhan özlediğimiz dikine oynayabilen, takımı ileriye taşıyan bir oğuzhan'dı. fakat golü yedikten sonra bir anda saçma pas hataları, topu sıkıştırmalar başladı. oğuzhan gene geriye pas atmaya başladı.

hücum oyuncularımız hiç ortada yok.

net penaltımız yendi, hakemler korkaklığa devam ediyor, her zaman söylüyorum türkiye'de bir iki hakem hariç eyyamcı hakem yok hepsi yeteneksiz ve korkak hakemler. çok fazla etkileniyorlar. çalmaya korkuyorlar, bir de bunlara düşler tiyatrosunun başrol oyuncusu gibi göze sokmak için quaresma'nın artistik düşüşü eklenince, gözünün önünde olmasına rağmen çalmamasına sebep oldu.

pepe ilk yarıda şunu gösterdi, rakip hücumcunun aklından geçen şeyi değil aklından geçecek olan şeyi bile biliyor bu adam. çok başarılı müdahaleleri vardı. yanında bir "şovmen" veya "süper kahraman" (artık ne derseniz) değil de sadece işini yapan bir stoper olsa ve böylece pepe onun açığını kapatmayı bırakıp sadece kendi işini yapmaya başlasa takıma katkısı daha da artacaktır.

ikinci yarıda beşiktaş'ın hücumcularının daha hareketli olması lazım, talisca gününde değil gibi, heyecansız, biraz kendine gelse, cenk'i koştursalar bir şeyler olabilir. alanya temiz oynamaya çalışıyor, beşiktaş tempoyu arttırırsa galibiyet göremezsek bile nihayet güzel bir lig maçı izleyebiliriz

futbol sevmeyen erkekler

last director
futbol sevmediğini belirten erkektir. kadın versiyonu da vardır bunların. çünkü zevk meselesidir, üzerinden homofobik espriler çıkarmak yanlıştır. böyle şeyler görünce türkiye futbolu erkekliğini kanıtlamak için seven erkekler olduğunu düşünüyorum, olabilir bak bu, bir sorun kendinize belki o kadar da sevmiyorsunuzdur?

28 ekim 2017 aytemiz alanyaspor beşiktaş maçı

last director
sözlükteki iyimser kardeşlerimi gördükçe ne güzel insanlar var ya dememi sağlayan maç.

gol yemeden alanya deplasmanında 4 atacağımızı yazmış bir tanesi.

inşallah be yazar kardeş, keşke olsa da izlesek.

ama olacakları söyleyeyim, leşleştirilmiş bir sahada sert bir futbol oynanırsa gene hüsran olur. şimdi biz diyoruz ya yenin seri gelecek akacağız falan, futbolcular da öyle diyor, hani basında haberleri izliyoruz gaza geliyoruz ya, futbolcular da gaza geliyor. sonra ne oluyor? hakem bir hatalı karar veriyor, akıllara caner geliyor, talisca geliyor geriliyor bizimkiler. sonra öve öve bitiremediğimiz o yüreğiyle oynayan cengaver tosic gaza geliyor, halbuki yüreğinle oynama aklınla oynasan yetecek de işte şov ruhumuzda var... küçük bir hata, çakal bir forvetle birleşince "fıtbılın kıtılı tırk hıkımlırı" diye ağlıyoruz.

umarım çıkar, ona buna karışmayan, caner gibi, zaman zaman cenk ve oğuzhan gibi takımı hakemle uğraştırmak zorunda bırakan oyuncular olmadan ya da bu yolu kullanmadan, rakibe takıp antin kuntin hareketler yapmayan bir quaresma ile güzel bir maç çıkarırız.

açıkçası izlemeyi tercih etmiyorum, caner olmadığı için belki izlerim ama ben böyle rezil, ota boka hakeme ağlayan bir futbolcu grubunu izlemek istemiyorum. fener maçı fener maçı. tamam geçti bitti, hakem bizi mahvetti evet, devam et abi, bu mu büyük takımlık. beşiktaş bu maçtan da yenilmek veya puan kaybetmek için kendisine bir bahane bulur gibime geliyor. hiç olmadı monaco maçı oyuncuların aklında falan deriz yani, ne olacak

iyi parti

last director
türkiye'deki misyonu bir, direnirse iki seçim olacak olan parti.

uzun bir öngörüdür. arzu eden direnir okur.

akp, mhp ile açık bir şekilde görünüyor ki bir anlaşma yaptılar. mhp'nin ya da bahçeli'nin bu anlaşmadan karı meral akşener'in partiyi olağanüstü kurultaya götürmemesini sağlamak sözüydü. bunun karşılığında mhp, akp'nin istediği birkaç meseleyi meclisten geçirecekti, son dönemdeki şeyler herkesin malumu zaten.

biraz daha geriye gidelim.

son seçimde, türkiye'nin hepsini türk varsayan mhp, insanlık tarihinde yeri olmadığını varsaydığı kürtler tarafından milletvekili sayısı olarak geçilmiş, rezil kepaze edilmiş, un ufak olmuş, hdp topu eline vermiş gidin şu en köşede çift kale maç yapın demiş, utancından istifa etmesi gerekenler dışında herkes birer keder sigarası yakmıştı.

durumu akp ile ittifak sağlayarak kurtarmaya çalışan mhp, kendi tabanını iyi bir oranda akp'ye kaptırmışken, bahçeli'ye direnen hatırı sayılır kesimi de kaybedebileceğini hesaba katmadı ama akp planlarını ince yapıyordu, çünkü türkiye'nin siyasi strateji oluşturma lideri akp'dir. bu konuda çok başarılılar.

mhp tabanının desteklediği, arzuladığı isim olan merak akşener'in, mahkemeden mhp kurultay'ına iptal kararı gelince partideki geleceği tamamen bitmiş oldu.

peki sonraki aşama neydi?

devlet bahçeli rahatlayacak muhalefeti kalmamış olacaktı, meral akşener yeni ve güçlü bir parti kuracaktı, herkes mutlu ancak akp daha bir mutlu.

büyük ihtimal oy bölünmesi ile barajı geçemeyecek olan bir mhp engeli ortadan kalkacak, böylece akp kimseye bir söz vermek zorunda kalmadan meclisteki çoğunluğu sağlayacak.

peki ama kendi tabanındaki bıkkın isimlerin kaçma ihtimali?

akp kendi tabanının da inceden inceye söylenmeye başladığının farkında, her seçim öncesi kemik %30-%35 oyuna bir şekilde oy katan akp, bu kez kendi kemik oyundan da çekiniyor. bu kadar kabuk değiştirme merakı da buradan geliyor zaten. kendi tabanı nereye kayacak?

yıllardır yıprattığı ve hepsinden kazandığı chp, mhp ve hdp oyları, oralara geri dönemez. sadece kendisi gibi yeni bir çıkış arayan iyi partisi var seçenek olarak.

fakat bu da düşünülmüş bir şey. elinde çok güzel bir koz var, fetö.

doğrudur yanlıştır önemli değil, ancak yıpratmak için, en azından günümüzde güzel bir yöntem.

iyi parti, mhp'yi bölecek kadar güçlünmesine izin verilecek, akp'yi sarsmayacak kadar yıpratılacak.

söylentiler, hükumet tarafından yöneltilmeyen fetö suçlamaları vs seçim süreci başlayana kadar ara ara verilir. medyada ince, çok takibi yapılmayan, ancak fikir yaratacak ara ara birkaç karalama haberi yapılır. seçim süreci başlayınca duruma göre meydanlarda tayyip erdoğan bizzat fetö ile suçlamaya başlar, o zaman gelene kadar mhp ve iyi parti zaten oylarını bölüşmüş olur.

bu yüzden iyi parti'nin türkiye'deki misyonu bir, direnirse iki seçimdir.

23 ekim 2017 beşiktaş medipol başakşehir maçı

last director
kaybetmenin Beşiktaş’ı dışarıda bırakacağı ama kazanmanın da tek başına şampiyonluk anlamına gelmeyeceği maç. yani bence öyle medyada özellikle dünkü maçtan sonra yüklenen, “kazan bitsin”, “allah allah saldır beşiktaş” “bitir şu işi” modunun baskı amaçlı olduğunu düşünüyorum. lige tutunmak için bir fırsatı var beşiktaşın, şampiyonluk için değil.

kadro seçimi önemli bir rol oynayacak, Oğuzhan’ın takımın kesilemeyecek ismi olmadığını hissetmesi, takım ve kendisi için iyi, Tolgay’ın da artık forma geldiğinde ben bu işi halledebilirim mesajını vermesi lazım. ikisi için de tolgay oynarsa başarılı çıkarımları olabilecek bir maç.

şu lens’in ısrarla quaresma’nın yedeği olarak lanse edilmesi anlam veremediğim konulardan biri. Formda, yüksek eforla oynayan, çabalayan bir cenk tosun var, kanada çekerek verimliliğini düşürüyorsun. İki ihtimal var, talisca’nın solda olduğu bir 4-4-2 veya lens ve quaresmanın aynı anda sahada olduğu 4-2-3-1.

Taliscanın ortada olmadığı maçlarda forveti besleme sorunu yaşadığımız aşikarken, Cenk’ten kanat yaratmak yerine bir kanadı ters tarafta oynatmak daha mantıklı.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol