kalbimin en orta yerinde

fikret orman. zaten kulübün başında. on yıldır her mayıs ayında kazma vurma şenlikleri yapılan stadı yaptı, takıma ivme kazandırdı. abuk subuk transfer politikalarını ortadan kaldırdı. mali yapı yüzünden avrupa'dan yasaklanan takımı yeniden düzlüğe çıkaracak hamleleri yaptı.

devam et başkan. senin zamanında kulübün müzesinde ağzına kadar dolu olan kupaları para uğruna sattık ama ne yapalım, sağlık olsun.

bebe'leri sidnei'leri takıma doldurup takımı yükseklerde uçurmadın ama sen yine de başkansın işte.

kombine sahibi olup şu maça bilet bulamamak kadar acı bir şey yok.

ben bunu çok düşündüğüm için hiç böyle bir endişem olmadı. bir daha gelsem yine aynı nick'i alırım. [ybkz]swh[/ybkz]

ee, tecrübe.

Bu çocuk sezonun ilk yarısında hiç yoktu. oynadığı bir iki maçta da fahiş hataları vardı. Beşiktaş'ta oynayacak çapta olmadığını düşünüyordum. Sonra ligin ikinci yarısı başladı ve bir şeyler oldu. İlk maçında yine topu kaleye kendisi sokuyordu az daha, Trabzonspor maçıydı yanlış hatırlamıyorsam ama emin değilim. Neyse, o maçı da geçtikten sonra ertesi hafta bir iki pozisyonda topu nereye uzaklaştıracağını bilemez haldeydi. Kaleyi tam karşıdan gösterecek şekilde top uzaklaştırıyordu.

Sonra bir şeyler oldu bu çocuğa ve defansta geçit vermez hale geldi. Tandemde, özellikle kademelere öyle girdi ki son iki maçta, doğrusu hatasıza yakındı. Topu oyuna sokmasında hala sıkıntıları olsa da, Sivok ile bu sorunu da çözecektir. Golünü de attı geçen hafta, orayı da kokladığını gösterdi. Doğrusu Önder Özen'e kızıyordum bu adama o kadar para verdiği için. Şimdi ise utandırıldığım için çok mutluyum.

Hız sorunu var aslında. Düzeltilebilir bir sorun mu bilemem ama düzeltilmeli.

Uzun yıllar boyu Beşiktaş'a hizmete devam edecek. Orta sahada Olcay, Oğuzhan, Veli ve Gökhan inanılmaz bir kuvvet. Bu orta saha şampiyon bir kadroya ait olmalı. Böylesi bir orta sahasının olduğu takımın en dinamik, en çok koşan iki adamından biri. Kontra oyununu yapabilir, top taşıyabilir, şut çekebilir, defansa yardım edebilir. Efektif oyunu her zaman üst düzey. Dikkat ettiyseniz bu dörtlünün ortak yanı, Türk olduğu halde Türkiye'de futbol eğitimlerini almamış olmaları. Mental olarak alman disiplini ile hazırlanmışlar ve üst düzey bir eğitim almışlar. Bütün bu üst düzey oyunun nedeni aslında burada.

Şimdi oturup Türkiye'de neden futbolcu yetiştirilmiyor diye tartışmak yersiz, sonuçta bu dörtlüyü bulduk ve orta sahamıza yerleştirdik. uzun yıllar da izlemenin keyfini çıkaracağız. Umarım iyi bir işleyiş ile mekaniği de tuttururlar ve yollarına devam ederler.

Öte yandan Olcay özelinde konuşmak gerekirse, oldukça duygusal bir futbolcu. İnsani yönü aşırı kuvvetli. Maç içinde etkilenebilme ihtimali yüksek. O yüzden evimizde oynadığımız maçlarda farklı, deplasmanda farklı görünebilir. Bu en büyük eksisi. Gerçi memlekette çoğu takım kendi takımını desteklemek yerine rakibe sövdüğünden, bu onda bizim açımızdan olumlu bir etki bırakıyor olabilir ama yine de el takımı benzemez Türkiye'deki deplasmanlara. Avrupa'da böyle değil bu işler. Acımadan oyundan düşürüyorlar. Oralarda sıkıntı çıkarabilir. Bu sebeple huyunu değiştirmeli.

10 numarayı hak etmeli.

Maçı henüz yaşamayı öğrenebildiğini düşünmesem de, en azından oyunu okuyup çözebiliyor. Şöyle ki, maç içinde ne olduğunu ve bunu nasıl değitirebileceğini biliyor ama ne olacağını tahminde sıkıntısı var. Zeki bir adam sonuçta ve futbol geçmişi çok fazla. Bunu da bilebilecek durumda. Türkiye'ye alıştıkça ve takımları öğrendikçe daha da başarılı olacak. Biraz istikrar kafi.

Sonuç olarak ilk ciddi kulüp takımı ve baskıyı bu defa çok fazla hissediyor. Kolay iş değil. Mesela Sir Alex Ferguson da ilk yedi yılında pek başarılı değildi ama Manchester United'ı Liverpool'un önünde, İngiltere'nin gelmiş geçmiş en başarılı takımı olarak bıraktı. Slaven Bilic de bunu başarabilir. Bu kapasitesi var.