geçen hafta telefonla katıldığı bir televizyon programında 100 bin kongre üyesi projesine neden karşı çıktığını şuna yakın cümlelerle dile getiren divanımın başkanı
(i: "galatasaray ve fenerbahçe'de üyelik giriş bedeli 10 bin tl iken, beşiktaş'ta yeni dönemde bu rakam 12 taksite bölünmüş şekilde 960 tl olarak düşünülüyor. bizim de giriş aidatını diğer iki kulüp seviyesine çekerek az üye sayısıyla kaliteyi (?) yakalamamız lâzım. iş dünyasının gittiği bilinen mekânlar[ybkz]swh[/ybkz] var). (i: her önüne gelen oraya girebiliyor mu? giremiyor. neden? çünkü oraya girmenin belli bir bedeli var. o yüzden kalitelerini muhafaza ediyorlar.")
çok şey yazılır da. çok yorgunum. hülâsa; senin, benim, diğerinin, beşiktaşlılık sınırları yalçın bey tarafından cetvelle çiziliyor hanımlar beyler. formanı al, kombineni al, tişörtünü al. ötesine karışma. karar mekanizmalarında söz sahibi olmak isteyecek kadar da haddini aşma. beşiktaşlılar eşittir, ama bazı beşiktaşlılar daha eşittir. kaliteyi filan düşürürsünüz. bir de sizinle uğraşmayalım. ha ama "yalçın ağabey, biz kulübü kendimize 100 trilyon borçlandırıp, uefa liginden de men edilmesini sağlarız." diyorsanız gelin konuşalım. bizimle çalışmak istemez misiniz? yol + yemek + tabata + ibra.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?