indirip bilgisayarda izlememe rağmen anne ve babamı alıp sinemada da izlediğim film. 'ağlamam' dedim ama sinemada daha çok ağladım.hatta annem de çok ağladı.
şimdi olay şu, film bir futbol filmi değil. konusunu futboldan alıyor ama futbol sahneleri falan yok sonuçta. babam ve oğlum tadında bir film kendisi. biraz basite kaçılmış o ayrı, özenilmemiş gibi sanki, ama yine de duygulandıran bir film. bosna sahnesinde de ağladım mesela ben, will'in babasının stamford bridge'de dalglish'in son dakika golüyle kazanılan maçı anlattıktan sonra 'ama ben kenny dalglish değilim, her şeyi tek dokunuşla düzeltecek sihirli bir ayağım yok' dediği sahnede de ağladım. will sahaya çıktığında tribünler 'you'll never walk alone' diye inlerken de,
babam mesela kafayı filmin sonuna taktı. 'basit yapmışlar' diyor. adam maç sahnesi görmek istiyor, 3-0'dan gelen kupayı görmek istiyor ama film dediğim gibi bunun üzerine inşa edilmemiş.
zaten o konuyu ele alan bir sürü film, kitap falan var.
(bkz: 15 minutes that shook the world)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?