ülker

makyavelist düşünen materyalist şirket. e normal, ticari bir oluşumdan bahsediyoruz.
bakın, bunu ara sıra dile getiriyorum, ve bu söyleyeceklerim ajitasyon, fakir edebiyatı falan değil. beşiktaş'ın hatalarını ölçme çabası hiç değil;

öyle bir çağda yaşıyoruz ki her şey iki kutuplu artık. galatasaraylısın ya da fenerlisin. ikilikleri konu alan bir reklamda bile gs ve fb formalı çocuklar var lan. sarının yanına ya lacivert ya da kırmızı koyacaksın, ya da dışlanmaya, adam yerine konmamaya alışacaksın. beşiktaşlı da olsan bu böyle. beşiktaş kim lan? beşiktaş ''taraftarı iyi hakkını yemeyelim'' şeklinde gazı alınması vacip bir takım. takımdı. dikkat ediyor musunuz, artık ona bile yeltenmiyorlar. '3 boyutluyuz! hd pankart yapıyoruz! akustiğimiz çok rererö!'' diyenler paye sahibi olmaya başladı. olsunlar. sikimde değil.

bu düzende beşiktaş'a yer yok arkadaş. ya da var da, trabzon'un yanında var. yok gibi yani. işin trabzon kısmını da trabzonsporlu birkaç kafa eleman çıksa da konuşsak, başlı başına bir konu da o. trabzonspor bir marka olmalıydı lan bu ülkede. ota boka devrim kelimesini yakıştırmaya yer arayanların kıblesi olmalıydı avni aker stadı. şimdi ise galatasaray'ın pilot takımı, bilinçsiz taraftarların yuvası...her neyse bizi ilgilendirmez o kısım.

bu düzende beşiktaş'a yer yok. çünkü beşiktaş'ın taraftarı yok. var ama yok. feridun düzağaç ne güzel söylemişti oysa, ''sevmek sayısal değil sözel bir sınavdır'' diye. öyle sahiden, ama kapitalizmin allah olduğu bir dönemde bunu bekleyemezsin. onlar beklemez. beşiktaş taraftarının reytingi yok, satışı yok. etkisi yok. beşiktaş şampiyon olduğunda bir gazete 1 milyon satıyorsa galatasaray/fenerbahçe olduğunda 4 milyon satıyor belki. daha neler neler...

o yüzden hazır olun. beşiktaş'ın yavaş yavaş küçük kulüp seviyesine itilmesine hazır olun. hiç yoktan bir bursaspor rekabeti çıkarıldı başımıza önce, şimdi ekonomik sıkıntıları bahane gösteriyorlar, hiç, olmaz demeyin. koskoca ferencvaroş, macar futbolunun lokomotifi bu hallere düştüyse burada da yaparlar. dönüp de bakmazlar bile!

ha diyeceksiniz ki; e ne yapalım o zaman? hiç mi yolu yok bunun? var lan var, çıkar kağıdı kalemi, not al;

200 torba çimento, 20 kamyon çakıl, 15 tan... tamam tamam, beşiktaş taraftarı mizahtan da anlamıyor arkadaş ya...

taraftar elinden geldiğince maddi destek verecek. maalesef bu devrin kuralı bu. ''biz saatlerce kuyruk bekledik, bu takımı sevdik abi'' muhabbeti çevirmek yetmez. biz de seviyoruz abi takımı, biz de saatlerce bekliyoruz. sen de forma al, sen de bir şeyler al. şu takıma elinden geldiğince destek ver, bunu alışkanlık haline getir.

kulübü sahiplen. aklına gelen her çözümü seslendir, bir şekilde kulübü etkilemeyi çalış. gerekirse hesap sor, toplan sokaklara taş.

beşiktaş'ın yok sayılmasına tepki göster. televizyon programı olur, gazete olur... mail at, ara, daima kendini hatırlat. argümanlarını ortaya öyle bir koy ki görmezden gelemesinler.

takımınla birlik ol. medyanın gazına gelip oyuncunu asma, sarılmasını bil. eleştirmeye gelince yine eleştir, ama takımı yem etmeyeceğini bilsinler.

futbol sahiden çok basittir lan. işin içine para girse bile basit. para+tutku+sebat=başarı. bugün olmazsa yarın, olmadı üç vakte kadar. cidden.

bütün bunları neden ülker başlığına yazdım? hah, haklısın ülker. rengini belli etmekte beis bile görmüyorsun artık. aferin. ama sıra beşiktaşlının kendini belli etmesine geldi.

tabi burada boykot çağrısı falan yapmıyorum. ulan malum haberi aldığımda elimde dankek vardı, baktım ülker'inmiş. ha bir daha elim gitmez ülker'e, ama bunu zoraki bir boykot istemiyle değil, içimden gelmeyeceği için ülker tüketmeyeceğim. sizi bilmem. ayrıca ülker'in formamızın arkasındaki balina penisi boyutundaki reklamının artık olmayacak olması muhteşem değil mi? bence öyle. sen başarılı olursan oraya reklamın daha iyisi zaten gelir, düşünmeye bile gerek yok.

evet artık ülker link de tüketmeyeceğim.[ybkz]swh[/ybkz]

sabah sabah ne yazdım arkadaş be, ne yazdırdın bana ülker be...bunu gerçekten okuyacak olana sabır dilerim.