samet aybaba'nın, kendi elleriyle ortam hazırladığı olay. herkesin gözü önünde, alenen, bir oyuncunu [ybkz]swh[/ybkz] kayırıyorsun. şu an fenerbahçe'de oynasa, belki de tıpkı salih uçan gibi uefa'nın manşetlerini süsleyecek olan bir oyuncuna takıntılısın ve oyuna girdiği dakikadan itibaren, sahadaki adamların takım olmasını sağlayan bu çocuğu oynatmıyorsun. basın toplantısına, "beşiktaş'a zarar vermek istiyorlar. bunu başaramayacaklar." diye başlayıp; "ben istiyorum ki düzgün, karakterli, dürüst oyunculardan kurulu bir takımımız olsun. (vurgula: olcay gibi)." diye bitiriyorsun, aynı toplantıyı. sonra o olcay, hani hayatı boyunca beşiktaş forması giymek isteyip, inönü'ye ilk çıkacağı gün ağlayan olcay, şu hale geliyor:https://www.bjk.com.tr/media/photos/1200X900_1340223894.jpg
bunun sorumlusu samet aybaba'dır. "benim 2 evladım var, 25 tane de ümraniye'de var." diyen ama profesyonellikle baba-oğul ilişkisini birbirinden ayıramayan; insan ilişkilerinden zerre anlamayan; gencecik çocukların psikolojisini hiç düşünmeden, ağzına geleni söyleyen aybaba. bizim her şeye rağmen baş tacı ettiğimiz, en kritik maçlarda kaybedilen puanlara rağmen alkışladığımız o çocukların ruh halini alt üst etmesinin bedelidir, onun yerine şifo mehmet'in alkışlanması. belki doğru bir tepki değil, belki de kimseye yapılmaması gereken bir hareket ama işte insanız hepimiz. o çocuklar da insan. henüz 6. haftada kaybedilen 2 puan yüzünden, bitiş düdüğüyle yere yığılan bu çocukları sen küstürdün hocam. onları da üzdün, bizi de üzdün. o zaman, çok yerinde bir ahmet kaya alıntısıyla bitireyim: (vurgula: biraz da sen ağla).
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?