hükumetin, son 3 gündür, üzerinde yeni bir taktik denediği direniş. bu taktiğin adı, korku salma taktiği.
birinci aşama: polisin, salı sabahı herkes uyurken aniden meydana dalıp, önceden ayarlanmış figüranlarla tiyatro oyunu sergilemesi. aynı günün akşamı, onbinlerce insanın meydanda ve parkta toplanmasını bekleyip, alan ana baba günü olduğu anda saldırması ve her tarafı gaza boğması. bu saldırının saatlerce devam etmesi, öyle ki cnn'in bile 4 saat boyunca canlı yayın yapması. bütün bunlardan yalnızca birkaç saat önce, istanbul valisinin sevgi dolu mesajlar vermesi ve kesinlikle müdahale olmayacağını söylemesi.
ikinci aşama: başbakan ile görüşecek heyeti başbakanın seçmesi ve bu heyette şaka gibi isimlerin yer alması. hülya avşar ve necati şaşmaz gibi. bu insanların, gezi'deki insanları kesinlikle temsil etmiyor olması, bunu kendilerinin de kabul etmesi ve bizzat dile getirmesi. hatta gezi'ye hiç gitmemiş olmaları ve gitmeyi de düşünmediklerini açıklamaları. görüşmeden çıkan herkesin, lafı eveleyip geveleyerek saçmalaması ve ne demeye çalıştıklarının anlaşılamaması. bu şekilde olayın magazinleştirilerek sulandırılması.
üçüncü aşama: korku salma. önce "başbakanın böyle dediği öğrenildi" diliyle yazılan "içişleri bakanına, 24 saat içinde bu işin bitirilmesi talimatı verdim." haberi. (dün) bugün başbakanla görüşmeden çıkan hülya avşar'ın, 24 saat içinde müdahale olacağının kesin olduğunu söylemesi: "Haksız hiç kimse yok, herkes haklı. Fakat her iki tarafı da kullanan bir grup olduğu düşünülüyor. (vurgula: O grupların aradan çekilmesi gerekiyor)." yine başbakanla görüşen heyette yer alan kişilerden birinin, bu bilgiyi teyit eden bir yazı yazması.
http://bulent-peker.tumblr.com/
("cami'de içki olayının görüntülerini de izledik"ten sonrasını okumadım.) valinin, 24 saat içinde müdahale iddiasını yalanlaması. (birinci aşamada olduğu gibi.) bir yandan, yine aynı gün [ybkz]swh[/ybkz] içinde, mete caddesi üzerinde bulunan bazı dükkânların, polis tarafından erken kapanmaya zorlanması. bunun sebebinin de "müdahale" olarak açıklanması. fısıltı gazetesi yoluyla "bu sefer çok pis müdahale olacak" iddiasının yayılması ve bu şekilde insanların taksim'e gitmekten çekineceğinin düşünülmesi.
referandum saçmalığını unuttum, ikinci aşamada o da var. mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı verdiği bir konuyu, temel hak ve özgürlük meselesi olan bir konuyu referanduma götürmek. peki...
sonuç olarak, korku imparatorluğu diye boşuna denmiyor. başından beri yapmaya çalıştıkları şey de korkutmak zaten ama her hamleleri geri tepti. bir de bu şekilde deniyorlar. ha tabi, "camide içki içtiler - grup seks yaptılar, bacılarımızın başörtüsüne işediler, parka sıçıyorlar [ybkz]swh[/ybkz], park leş gibi kokuyor" gibi saçmalıklardan oluşan bir itibarsızlaştırma kampanyası var ki en başından beri var o zaten. öncüleri de habervaktim ve yeni şafak adlı paçavralar. hiç anlamamışsınız ve hiç anlamayacaksınız da. o insanları korkutma gibi bir şansınız yok. gaz bulutunun içinde biber gazı oley diye zıplayan, bu direniş uğruna ölümü göze alan insanları korkutamazsınız. boşuna uğraşıyorsunuz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?