birbirinin beşiktaşlılığını sorgulayıp yargılarken git gide bölünen ama bunun farkında olmayan taraftar kadar can sıkıcı değildir. evet kimsenin futbolcularımızı yuhlamaya hakkı yok ama kimsenin de milletin beşiktaşlılığını yargılamaya hakkı yok. duruş denen şeyi günden güne yok eden, bu taraftar değildir. yeni nesilin hiçbir suçu yok bu konuda. ülkenin genelinde, her konuda yaşanan bir yozlaşma ve insanları aptallaştırma hareketi var uzun bir süredir. biz buradan "şu şöyledir bu böyledir, taraftar şunu yapmalı, yapmayanın alnını karışlarım" diye ahkâm keserek hiçbir şeyi değiştirmiyoruz bunu artık anlamamız gerek. bir şeyleri değiştirmek isteyen, kulüpte aktif roller almanın peşinde koşar. yoksa önüne geleni eleştirmeyi, başta eski yöneticiler olmak üzere herkes yapıyor. biraz saygı duymayı öğrenmemiz lazım diye düşünüyorum. kim ister bütün emeklerinin boşa gitmesini? bir düşünün, bütün gün hatta günlerce uğraştığınız bir iş, misal bir proje, tam bitmek üzereyken ve teslim tarihi yaklaşmışken, bir dikkatsizlik sonucu üzerine çay dökülüyor ve onca emek boşa gidiyor. emeklerin karşılığını istemek herkesin hakkıdır. tabelacı dediğiniz insanların kızdığı ve üzüldüğü şey, çok sevdikleri beşiktaş'a emek veren futbolcularının emeklerine yazık olmasıdır belki de? bunları da göz önünde buundurmak lazım diye düşünüyorum. düşmeyelim birbirimize, düşmeyelim tuzaklara.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?